⁴⁰

495 59 128
                                    

"Sınavlarınız yarın itibariyle başlıyor, umarım hepiniz hazırsınızdır."

Bay Kim kolları birbirine bağlı şekilde bunları söylerken, başta ben olmak üzere tüm sınıf ya bıkkınca geriye yaslanmış ya da isyan sesleri çıkarmıştı.

Yarın mı? Cidden mi?

"Sessiz olun! Sessiz olun!"

Bay Kim masaya elini sınıf susana kadar vurduktan sonra, gözlüklerini düzeltip konuşmaya devam etti.

"Biliyorum ani bir değişiklikti, ancak yapacak bir şey yok. Dönem başından beri tekrarları aksatmadan yaptıysanız endişe edecek bir şey yok demektir."

Ah evet, sorun da buydu zaten.

"Ama efendim! Neden bunu bize bir gün önceden söylüyorsunuz?"

"Doğru, hiçbirimiz hazır değiliz.."

Öğrencilerin itirazları üzerine Bay Kim seslice nefes verip baş ve işaret parmağını burun kemerine yerleştirirken, hepimize bu şekilde susmamız için işaret verdiğini anlamıştık. Sınıf bu sefer fısıltılar eşliğinde söylenmeye başladığında, zilin çalması da uzun sürmemişti.

"Bugünlük bu kadardı, sınavlara iyi çalışın. Son senenizdesiniz artık, boş işlere harcayacak vaktiniz yok.."

Bay Kim bu sözleri söylerken, gözleri bizim tayfaya dokunmuştu, kaşlarımı çattım bunun üzerine. Anlaşılan 'boş işler' adı altında oyun oynuyor olmamızı kastetmişti.

Klasik öğretmen, klasik görüşler.

"..Hepinize iyi akşamlar, dağılabilirsiniz."

Bay Kim, çantasını alıp sınıftan çıkarken; arkasından baktım bir süre, memnuniyetsiz bir yüz ifadesi ile. Adam resmen bize üstü kapalı laf etmişti, oyun sektörüne girdik diye.

Aish..

"Alttan alttan bize laf etti resmen."

Chaewon'un sinir olduğu belli olan sesi üzerine ona doğru döndüm, o ise kaşları çatık biçimde sınıf kapısına doğru bakıyordu.

"Aman be Chae'm, boşver sen onu. Yaşlı başlı adam haberi yok işten güçten gündemden."

Jisung'un konuşması üzerine Chaewon arkasına döndü ve Jisung'a doğru baktı. Benim de gözlerim arkaya doğru kaydığında, Jisung'un cidden de durumu kafaya hiç takmadığını anladım.

"Sinirimi bozdu adam yine de, başından beri bize karşı bir garezi vardı zaten. Sektördeyiz diye eline koz geçti, tepe tepe kullanıyor. Aish!"

"Sıkıntı etme Chae, bırak adam kendi halinde takılsın. Turnuvayı kazandığımız zaman görürler onlar."

Chaewon'u rahatlatmak adına söylediğim şeyler işe yaramış olacak ki, başını salladı ve iç geçirdi.

"Doğru söylüyorsun.."

Bir tebessüm sunup önüme döndüm sakince, bir iki ders falan kalmıştı geriye. Yurda döndüğümüzde de muhtemelen yayın açmamız gerekecekti, turnuvalar kapıdaydı neredeyse.

İkisini birden nasıl götüreceksek artık..

Kendi kendime düşünceler içinde boğulup giderken, beni bu durumdan kurtaran şey telefonuma bildirim geldiğini gösteren titreşimdi. Hafifçe kaşlarımı çatıp telefonu aldım ve ekranı açıp ne bildirim geldiğine baktım. Bildirimin kimden geldiğini gördüğüm anda hızlanmaya başlayan kalbim üzerine derin bir nefes aldım ve mesajı açtım.

Umarım düşüp bayılmazdım şuracıkta..

🎮

hhwang: yurda döndüğün zaman haber et bana

Ikigai | Hwang Hyunjin Where stories live. Discover now