³⁴

484 63 190
                                    

"Ee ne yaptınız dün? Nasıl geçti Hyunjin'le?"

Bu kaçıncı bıkkınlıkla göz devirmemdi bilmiyorum, ama yeniden verdim aynı tepkiyi. Sabah kalktığımdan beri aynı tip sorulara maruz kalıyordum ve bıkmıştım artık. Onlar sormaktan bıkmamıştı da ben cevaplamamaktan bıkmıştım.

"Ya Chae, az zaman ver diyorum hazır değilim diyorum neyi anlamıyorsun canım arkadaşım?"

Chaewon verdiğim tepki üzerine dudaklarını bükerken, yüzüme beklenti içinde bakmaya devam ediyordu. Aish..

"Ya Baram ya, dün akşamdan beri aynı şeyi söylüyorsun. Ben seni bilmiyor muyum ki sanki, böyle böyle unutturup gideceksin bize ama yemezler! Anlat işte ya ne olmuş olabilir ne?"

"Yoksa.. Yoksa öpüştünüz mü?!"

Araya giren Jisung ile gözlerimi fal taşı gibi açtım, o bana aynı gözlerle bakarken; sinirle vurdum omzuna.

"Ya! Ne öpüşmesi be saçmalama, yok öyle bir şey!"

Jisung, vurmamın acısı ile omzunu tutup yüzünü ekşitirken; ben çoktan daha ona bir tane daha vurmaya hazırdım. Zaten zor tutuyordum bizimkileri, bir de Jisung gelmiş ortamı iyice alevlendiriyordu!

"Ne vuruyorsun ya? Hayır da diyebilirdin, ah omzum.."

"Sus Jisung, sus yoksa bir tane daha vururum!"

Jisung acı çektiği belli olan yüz ifadesi ile bana baktı ve söylene söylene geriye çekildi, onun yerini ise Chaewon almıştı çoktan.

"Anlat hadi Baram! Ders başlayacak birazdan!"

Bana kaçış yok arkadaş, anlaşıldı..

Derince bir iç geçirerek başımla onayladım Chaewon'u, bir süre sessiz kaldıktan sonra ise açtım ağzımı ve anlatmaya başladım.

"Tamam, anlatıyorum.."

Dördü birden bu konuşmamla dibimde biterken, beklenti ve film izler gibi bakan ifadelerine şaşkınlıkla baktım. Onlar 'devam et' der gibi el sallarken, ben bir kez daha bulunduğum duruma küfrettim.

Dünden beri bunu bekliyordu resmen hepsi..

"..Okuluna gittim derslerden sonra, çünkü paşamın keyfi böyle istedi. El mecbur gittim, yarım saat bekledim şerefsizi."

"Özel liseye gidiyordu değil mi? Nasıl peki orası, dizilerdeki gibi havalı mı?"

Araya giren Jisung'un sorusuna karşılık göz devirerek salladım başımı iki yana doğru, o anlar aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyordu.

"Değil havalı falan, hepsi birer ahmak. O yarım saat boyunca yaptıkları tek şey arkamdan konuşup yargı dağıtmak oldu. Aish.. Aklıma geldikçe sinir oluyorum.."

"..Neyse işte, en sonunda takım arkadaşları ile çıktı okuldan. Ağaç falan olmuştum çoktan ama-"

"Hangi takım arkadaşları? Bildiğime göre iki tanesi falan mezun olmuştu çoktan liseden."

Bu sefer Chaewon'a baktım bıkkınlıkla, sözümü kesip duruyorlardı. Bir fırsat verseler konuşacaktım ama ağızları bir türlü kapalı durmuyordu, şişiyorlardı konuşmadıkça sanki.

Arkadaşlarım iyiydi hoştu ama gevezelerdi.

"Bir kez daha sözümü keserseniz bırak olayı anlatmayı, bundan sonra bir gram bilgi paylaşmam sizle. Çenenizi bir kapalı tutun da adam gibi anlatayım!"

Hepsi suspus olup başlarını sallarken, derince bir nefes verdim ve başımı iki yana sallayarak devam ettim anlatmaya.

"Takım arkadaşları olan Felix, Seungmin ve Jeongin ile çıktılar okuldan. Kim kim hâlâ tam emin değilim doğrusu ama tahminler üzerine söylüyorum, her neyse.."

Ikigai | Hwang Hyunjin Место, где живут истории. Откройте их для себя