²³

395 58 75
                                    

"Yani şimdi sen diyorsun ki; ünlü muhteşem harika efsane Hwang Hyunjin, bize yirmi dakikalık yürüme mesafesi uzaklıkta?"

Gözlerimi devirdim abartıyla, bıkkınlıkla nefes verirken. Sabahtan beri ne anlatıyordum ben buna?

"Evet Jisung, öyle! Otuz defadır anlatıyorum nesini anlamıyorsun salak mısın sen?!"

O kendi kendine 'vay be' diye mırıldanırken, elimi saçımdan geçirdim oflayarak. Hwang'la yaptığımız mesajlaşmadan sonra elbette ki koşa koşa takımı toplamış ve durumu anlatmıştım. Başta yangın falan var sanmışlardı bağırmalarımdan, zor açıklamıştım konunun o olmadığını. Şimdi de hepimiz oturmuş durum hakkında konuşuyorduk, menajerin ise kısa bir işi olduğundan dolayı dışarıya çıktığını öğrenmiştim.

"Ya her şeyi anladım da, ben şeyi merak ediyorum.."

"Neyi merak ediyorsun?"

"Sen niye bu kadar gerildin ki buna? Yani olabilir.. Sonuçta meslektaşız ve komşu olmamız gayet normal aslında-"

Korkunç bakışlarımı ona doğru çevirmem ile susan Sanha, bana bakıp omuzlarını kaldırdı 'ne var' dercesine. Kaşlarımı iyice çattım bu duruma karşılık, bakışlarım ile Sanha'yı öldürmeme ramak kala olaya dahil olup bunu engelleyen ise Chaewon olmuştu.

"Yani, dürüst olmak gerekirse, biri gelip durmadan oyunlarda beni öldürse ve yenilmeme sebep olsa, üstüne de komşum çıksa ben de delirirdim sanırım."

Beni nihayet anlayan birinin çıkması rahat bir nefes almamı sağlarken, sırtımı oturduğum koltuğa yasladım.

"Sonunda ya! Biri anladı nihayet!"

Ben sonunda anlaşılmış olmanın rahatlığı ile bir nefes verirken, söze Jaemin girdi.

"Baram, bir şey soracağım.."

Jaemin'e doğru döndüm merakla, sorması için beklerken.

"Siz ne ara bu kadar yakın oldunuz? Yani, böyle birbiriniz ile rahat konuşacak kadar?"

Jaemin'in sorusu yerimde taş kesilmeme sebep olurken, kaşlarımı çattım. Düşündüm, kendi içimde. Cidden, nasıl olmuştu tüm bunlar? Daha bir süre öncesine kadar böyle değildi hiçbir şey, o yalnızca maçlarda beni yenip duran bir rakipten ibaretti, şimdi ise..

Şimdi ise?

"Yakın mı? Jaemin, biz yakın değiliz. O sadece sinirlerimi bozmak için elinden geleni yapıyor, ben de sessiz kalamıyorum. Olay bu."

Şimdi isesi yoktu, her şey aynıydı. O hâlâ benim rakibimdi, ben hâlâ ona sinir oluyordum. Bir iddiamız vardı sadece, onun da sonuna gelince; yollarımız tamamen ayrılacaktı.

Ne eksik, ne de fazlası olacaktı.

"Öyle diyorsan.."

Biz bir süre öylece oturduktan sonra, dış kapının açılması ve menajerin sesini duymamız ile hepimizin dikkati oraya çevrildi.

"Çocuklar! Size güzel haberlerim var!"

Biz merak içinde menajere bakarken, o yüzündeki gülümseme ile gelip yanımıza oturdu ve ellerini birbirine çarptı heyecanla. Jaemin ne olduğunu sordu hepimiz adına, menajer ise hepimize baktı ve konuşmaya başladı.

"Sizi birileri ile tanıştıracağım bugün, o yüzden gidip hazırlanmanızı istiyorum hemen.~"

"Oh?"

"Sürpriz mi? Ne sürprizi?"

"Kimle tanışacağız?"

Şaşkınlık içinde sorduğumuz soruların hiçbirine cevap vermeyen menajer, kafasını iki yana salladı ve eliyle gitmemizi işaret etti yalnızca. Biz yerimizden kalkıp meraklı tavırlar ile odalarımıza geçerken, hepimizin kafasında aynı soru dolanıyordu.

Ikigai | Hwang Hyunjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin