⁴¹

391 53 37
                                    

3 Gün Sonra

"Yok ben dayanamıyorum, boğuluyorum şu tükürdüğümün akademik hayatında. İstifa ediyorum ben, şurama kadar geldi artık!"

Jisung bıkkınlık içerisinde bir eliyle boğaz hizasını gösterip yakınırken, yapabildiğimiz tek şey sessizce ona hak vermek olmuştu.

Hyunjin'le geçirdiğim o hayal gibi gelen günden sonra inanılmaz yoğun bir süreç başlamıştı bizim için. Bir yandan sınavlara çalışırken, bir yandan da antremanları yapıyor ve gün sonunda da bitkin hâle geliyorduk.

Beni kendime getiren tek şey ise, gün sonunda Hyunjin'in mesajlarını almak ve sesli mesajlarını dinlemek oluyordu..

"Şunun surası bir iki ay kalmış, pes edeceğim diyorsun. Amma mızmızsın sen de."

Evet.. Jaemin hariç hepimiz, hak vermiştik Jisung'a.

"Mızmız? Mızmız?!"

Jaemin'in cevabı üzerine dellenen Jisung oturduğu yerden hışımla kalktığında, Chaewon ve Sanha ile birbirimize bakmış ve irice açılmış gözlerle kaos ikilisine geri dönmüştük.

"Evet mızmızım! Tabii her şeyde harikulade olan yüce haşmetli Jaemin Efendi nereden bilsin düşük puan almayı karalara bağlamayı değil mi?"

Ben yerimde rahatsızca kıpırdanırken, tartışmanın gittikçe alevleniyor olması içimin sıkılmasına sebebiyet veriyordu. Biraz daha devam ederse eğer, kalkıp müdahale etmemiz gerekecekti. Şu üç gündür hepimiz geçiyor olduğumuz süreç yüzünden inanılmaz gergindik ve Jisung da bu gerginlikten payını alıyordu.

Ve gerginlik durulacak gibi durmuyordu..

"Abartma Jisung, yatarak geçtiğimi falan düşünmüyorsun herhalde? Yapman gereken tek şey rahatından biraz ödün verip de çalışmak. Bunu da yapabilirsin herhalde?"

Oh hayır..

"Rahatından ödün vermek, ha?"

Jisung sinirle ellerini saçlarından geçirirken, bir 'hah' sesi çıkardı. Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken, bu işin böyle bir yere varamayacağını anlayıp ayağa kalktım ve el atmak için hareketlendim.

Ancak.. Çok geç kalmıştım..

"Biliyor musun? Sürekli beni küçük görüp dalga geçmenden bıktım usandım! Bildiğin tek şey beni ezmek ve dolaylı yoldan aptal olduğumu söylemek! Ama ne var biliyor musun? Ben aptal değilim!"

"Jisung!"

Jisung sinirden yumruk yapmış olduğu elleri ile hızla aramızdan ayrılıp odasına gitmek üzere merdivenlere yönelirken, arkasından seslenmiş olmamın hiçbir işe yaramamış olduğunu biliyordum içten içe. O merdivenlerden sinirle çıkarken, arkamı dönüp hâlâ oturuyor olan Jaemin'e baktım kaşlarım çatık biçimde.

"Sana inanamıyorum Jaemin! Ne yaptığının farkında mısın sen?"

Jaemin oturduğu koltukta dikleşirken, ellerini iki yana kaldırdı gözlerindeki şaşkınlık ile.

"Ne? Ne yaptım ki? Doğruları söylemek ne zamandan beri ezip geçmek oldu?"

Verdiği tepki iyice sinirlerimin gerilmesine sebep olurken, burnumdan bir nefes verdim ve sakin kalmak için uğraştım kendi kendime.

Dalga geçiyor falan olmalıydı bence, yoksa böyle üzücü bir şeyi nasıl söylerdi aklım almıyordu. Üç gündür hepimizn yaptığı şey it gibi çalışıp durmaktı, hem antrenman hem sınav beraber götürüyorduk ve Jisung da bu döngünün merkezinde yer alıyordu. Hepimiz gecenin bilmem kaçına kadar ayakta kalıyorduk, öyle ki; yorgunluktan uyuyakalan Jisung'u her defasında ben uyandırıp odasına gönderiyordum.

Ikigai | Hwang Hyunjin Where stories live. Discover now