9

100 7 8
                                    

Ertesi gün Jisung ile Hyunjin okulda bir parti düzenleneceğini öğrendiler. Birisi çok mutlu oldu, birisi mutlu olanı izleyip güldü saf bir sevgiyle. Jisung odada bambaşka birine dönüşüyor olsa da Hyunjin kendini akışa bırakmış gitmişti.

Ne o? Öpmesine izin mi vermiyor? Vardır bir nedeni!

Tatlı bir nakarat tutturup önden giden Hyunjin'e yetişti Jisung, keyfi yerindeydi ikisinin. Jisung yine sessiz olana sordu.

"Hyunjin, partileyelim mi?"

"Sen önce kendi sorunlarını çözmek için beni maşa olarak kullanma Jisung~" dedi Hyunjin afişi alırken, "Çünkü sakız olduk milletin ağzına ama benim değilsin!"

Jisung yürümeyi kesti, Hyunjin ilerledi. Minho aksi bir şekilde ikisini izlerken Jisung Hyunjin'in koluna girdi. Sordu telaşla.

"Bu ne demek oluyor ya?"

Hyunjin güldü sadece, dönüp onun yüzüne baktı. Jeongin seslendi.

"Hyunjin tuvalete gel, acil!"

Hyunjin merakla bakarken Jeongin onu bileğinden tutup Jisung'un kolundan kurtardı. Koşmaya başladılar, çılgınlar gibi hızlı koştular. Jeongin Hyunjin'i bileğinden savurup karolara sırtını bastırdı.

"Tekrar söylüyorum" dedi dikkatle, sinirli gibiydi ve Hyunjin bi tık korkmuştu, "Jisung'a kapılma. Sana bağlıyım, ipe götürme bizi!"

Hyunjin hızlı soluklar arasında korkuyla dostuna bakarken Minho kayarak yolu buldu, içeri girdi. Dümdüz baktı onlara ama nefes nefeseydi.

"IN" dedi elini Hyunjin'in başının yanına pat diye koyup, "Ağzından çıkanı kulağın duysun. O benim de arkadaşım, sıkıştırma çocuğu!"

"Sı-sıkıştırma?!!" diye inledi Jeongin, Hyunjin'in baklava dilimli kazağından çekemedi elini. Korkuya döndü bakışları, Minho Jeongin'i suçlu yapıp kendini aklarken Jeongin bu hikayede en masum olandı! Elini çekti dehşetle. Hyunjin gözlerini dikmiş bakarken gözleri dolan çocuksu ruh kaçarak gitti.

Hyunjin bir an korkuyla ileri baktı, yavaşça çevirdi bakışlarını. Minho ile göz göze geldi.

"Jeongin" dedi, Minho sahte bir ilgiyle onun kazağını düzeltirken, "Neden sıkıştırdı beni?"

"Kusuruna bakma, bu aralar stresli" diye açıkladı kendini Minho, elini çekti Hyunjin'in yakasından. Hyunjin bi anda ona dönünce irkildi.

"Teşekkür ederim ama sana Jeongin konusunda ihanet edeceğim!" dedi bir çırpıda. Koşmaya başladı, dışarıya kayarak çıktı. Bağırıyordu Jeongin diye. Jisung'un yanından uçarak geçti.

Jisung dışarı çıkan Minho'ya baktı boş gözlerle. Minho onu bileğinden tutup tuvalete soktu. Lavabolara yakın bir yerde duvara bastı sevdiği adamı. Jisung bomboş baktı, çok kırgındı. Elini çırptı, Minho gülümsedi zehirli bir şekilde, söylendi.

"Konuşmayacak mıyız cidden?"

"Hyunjin'e dokunma" dedi Jisung, dimdikti, Minho'yu itti ve çekip gitti. Minho yüzünü binlerce kez yıkadı ama siniri geçmedi, alev almış yüzü serinlemedi.

Jeongin kendini sokağa kadar atmak üzereyken Hyunjin'in sesi ile adımları durdu. Gözlerini kontrol edemiyordu. Yavaşça arkasını dönüp o tatlı gülümsemesini sunup bekledi, hayatının biriciğini.

"Dostum!" diye bağırdı Hyunjin ise, "Dur durduğun yerde!"

Jeongin kendinin ne olduğunu anlamaya çalışan gözlere kırıldı, her zaman dost olmuştu, şimdi neden Minho arkadaşının kurtarıcısıydı? Hem de kurtardığı kişi Hyunjin'in ta kendisiydi, Jeongin'den?!!

Hyunjin soluklandı, elini beline atarak duraksadı. Çok koşmuştu, yorgundu. Jeongin daha atletik olan tip olarak dimdik duruyordu.

"Jisung" dedi Hyunjin soluklar arasında, "Biliyorum tam sağlam bi kafası yok ama iyi biri, yemin ederim!"

"Jisung iyidir" diye gülümsedi Jeongin Hyunjin'in yüzüne düşen saçı düzeltirken, "Ama konu aşksa kötü birine dönüşür. Eline silah verip elini tutarak kafana koymanla farkı yok. Ama tetikte tanımadığın biri olacak, bu kadar söyleyebilirim. Popüler adama aşık olmanın olayı budur. Manyağın teki tetiği çeker ve bu ben değildim!"

Hyunjin cevap vermedi, anlar gibiydi ama pek de idrak edememişti. Jeongin güldü.

"Dostum" dedi imalı bir tonla, "Seninle benim yollarımız senin gözlerinden ayrılıyor. Benden korktun, tek olayım silahı indirmek için çabalamaktı. Karşıma çıkma, ben seni korumak için geri adım atıp büyük resmi inceleyeceğim. Karşıma çıkarsan tetik olurum, silah olan bir Jisung düşün, bir katil ekle, bir tetikle işini bitirirler"

"Aklımı da al" dedi gülerken Hyunjin, Jeongin cebinden titreyen elleriyle bir sigara çıkardı. "İçme sigara, zararlı" dedi Hyunjin alakasızca.

Jeongin sigarayı elinin içine aldı, kırdı, gülümsedi. Avuç içindekini yere bıraktı, döndü gitti.

Hyunjin okula dönmek istemedi. Jeongin'in peşine takıldı, Jisung ararken reddediyordu. Jeongin onun da moralini bozmuştu. Cebinde sakladığı tebeşir sanki şimdi toz olmuştu.

Jeongin bir kapıdan içeri girdi, Hyunjin kaldırımına oturdu. Telefonunu hacklemek istedi, ama yapmadı. Usulca başını eğdi, hayallere daldı.

Hayalinde Jeongin ile Jisung vardı. Minho da kenarda sigara dumanı altındaydı. Hyunjin dönüp baktı üç adama, yavaşça ayağa kalktı. Minho güldü, ilk kez. Mırıldandı. "Kurtarıcın oldum, kaç kez?"

Hyunjin başı önüne eğik gülümserken Minho onu ayağıyla itti, sordu.

"Evimi nereden buldun lan çirkin ördek yavrusu?!!"

Hyunjin irkildi, elini kaldırımın pis zeminine basıp gözlerini dehşetle açtı ve korkuyla "Jeongin" dedi.

Minho gözlerini devirdi.

"Taktın lan sen de"

"O benim çocukluk arkadaşım, tabii ki hemen vazgeçen olamam!" dedi Hyunjin dikleşip.

"Aman aman, sadık Hyunjin'e bak" dedi Minho kapısını açarken. Hyunjin dışarıda kalmış bir kedi gibi gözlerini odakladı evin içine. Minho kapıyı şak diye yüzüne kapattı.

Hyunjin oflayıp kaldırıma oturdu. Minho kapıyı açıp sordu Hyunjin tam da kulaklığı takarken.

"Gelmiyor musun lan? Kapıyı çal diye bekledim!"

"Yüzüme kapattın ya?" diye sorguladı Hyunjin.

"Her şeyi sorgulama, beynin küçük senin" dedi Minho gözlerini yukarı devirirken. Hyunjin onu çiğneyip içeri girdi. Jeongin için etrafa baktı salonda. Jeongin gözleri şiş bir şekilde ceketini almış çıkarken ona koştu Hyunjin.

Jeongin güldü, sevgi dolu bir kıkırtı koyverdi. Sonra...

Hyunjin'i itip kendine yol açtı, çekti gitti.

Attention // HyunHoSung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin