24

97 4 4
                                    

Minho bir an sonra Jisung'un elini tutmuştu, refleks olarak bıraktı ve Hyunjin'e seslendi koşmaya başlarken. Jisung odasına girdi, yatağına oturdu ve şarkı altında ezilmeye bıraktı kendini. Minho ise Hyunjin'in kolundan tuttu. Hyunjin başını eğip gülümsemesini hazırladı, dönüp gülümsedi Minho'ya.

"Hyunjin gittiğin gün" diye nefesler arasında konuştu Minho, "Beni terk edeceğini hissetmişti- çıkar şu kulaklığı amına koyayım, sinirlerim oynadı bak!"

Kulaklığa parmaklarını dolayıp elini aşağı indirdi Minho, Hyunjin'in telefonu yere düştü şarkı açıldı.

Minho onu sarmaya çalıştı, konuşmak için kelime seçemiyordu. Kendinin bir suçu yoktu ama Hyunjin ondan nefret ediyor gibi bakıyordu.

Jisung kötü olan değil miydi, neden Minho alev alev yanan oluyordu?

Minho değil miydi kendince -hâlâ saçma gelen ama kalbi için seçtiği- yolunu seçen? Jisung sadece tamam demişti, ne adımı atmıştı ki?

Hyunjin fısıltıya güldü başını eğip, dilini ısırıp baktı Minho'ya.

"Öl Hyunjin!"

Bir adım geri atıp eğildi, telefonunu aldı. Minho onun elini tuttu, Hyunjin haşin bir şekilde salladı. İlerledi şarkı hafifçe yok olurken. Minho sadece baktı.

Minho kadına döndü, gözleri kapalıydı ve dilini ısırıyordu, başını geriye atmıştı. Kadın ürktü gerilerken.

"Üç" dedi Minho, kadın kaçtı.

Minho Jisung kapısının önünde onu beklerken iç geçirdi. Jisung gülümsedi zayıfça, Minho kapıyı açıp içeri girdi, ardından da Jisung.

"Bana ihanet şarkısı atmış" dedi Jisung biraz rahat bir pozisyonda otururken kendine bulabildiği bir şeyler ayarlarken, "Çıldırmak istedim, yaşamak istemedim bu boku tek başıma"

Sonra içkiyi kafasına dikti. Minho gözlerini devirdi.

"Sana geldim çünkü Hyunjin beni arayacak" dedi Jisung.

"Erdik mi?" diye sordu onun yanına oturan Minho somurtarak.

"Hayır, ona intihar mesajı attım" dedi Jisung onun elindeki içkiyi de yuvarlayarak, "O gelmezse cidde-"

Minho ürktü, Jisung'u kendine çevirdi.

"Hayır, değil m-"

"Hayır tabii ki aşkım!" diyerek güldü ağlayan Jisung, "Yalnızca bir adım atmasını sağlıyorum bana. Sonra gelişine göre ayarı çekeceğim kendime"

"Jisung" diye hüzünle inledi Minho, önüne dönüp iç geçirdi, "Onu çok seviyor oluşuna seviniyorum. Yoksa cidden benim için zor olurdu"

Bir saate kalmadan Jisung'un telefonu çaldı, Hyunjin'in adını gören Jisung telefonu hoparlörle aldı, başı dönüyordu Minho sarılmış tutuyordu onu.

Hyunjin konuşmadı, Jisung sustu. Hyunjin güldü, kafası güzel geliyordu sesi. Jisung gülümsedi.

Hyunjin durdu, Jisung durdu.

"Sen bana acıma, ben kendim için de acırım kendime" dedi Hyunjin kıkırdayarak, "Sen mutlu olmana bak, acıma bana"

Jisung telefona sinirle çığlık attı, Hyunjin güldü.

"Bugün senin için kaldırdım yalnız kadehimi. Tekila, bana öğretildiği gibi. Yalnızca seninle konuşacak cesarete sahip olacak kadar yeterliydi. Ama şimdi bir barda tek başıma-"

Jisung telefonu Minho'ya uzattı, ayağa kalktı yalpaladı.

Hyunjin sustu, mırıldandı sonra sır verir gibi.

"Minho" diye.

Minho eli telefonda duraksadı, Jisung üstünü değiştirmeye çalışırken durdu, dinlemeye başladı. Hyunjin ise telefonu kapattı.

Oturduğu bar taburesinde bir tur dönüp elini barmene kaldırdı çakır keyif Hyunjin, eliyle hesap istedi.

Birkaç gün sonra Minho Jisung'u battaniyenin altına yine alnından tatlı bir buse çalıp sokmuş, sokaklardaydı. Telefonu çalarken umursamaz bir şekilde açtı.

"Minho" diye fısıldadı Hyunjin.

Yavaşladı Minho'nun adımları, durdu. Sokak lambası altında, kar yağarken Hyunjin konuştu.

"Seni çok özledim"

"Hyunjin alkollüsün" diye tanımladı o sesin halini Minho, devam etti, "Dün de aramışsın, yetişemedim. Bir önceki gün zaten Jis- yani beni aramadın, içiyordun galiba"

"Bana kötülük yaptın" diye güldü Hyunjin inanamaz tonda.

Minho acele bir şekilde sordu.

"Neredesin, uyuyamazsın her yerde. Söyle, barlarda mı sabahlıyorsun? Söyle, Hyunjin. Ben yokken kendini yoruyor musun?"

Hyunjin güldü.

"Partilere beni almıyorlar Minho" dedi alınmış bir gülüşle, "Ben sizi ayırmışım. Ben de veririm bir parti, yalıda. Hepsi gelecek, çünkü sen davetlisin. Ön sırada"

"Canımın ta içi, kapatma, susma, bulayım seni-"

"Dedikleri, ben en çok senin dediklerine- ah, ben Minho, seni mi aradım?"

Minho cevap vermedi, Hyunjin kahkaha attı.

"Hay ağzıma sıçayım, kaçıncı kez aradım, ne dedim sana?!!"

"Bu ilk" diye yalan söyledi Minho aceleyle, "Ve bana küstün, bunu söyledin?"

"Telefonunu şimdilik değiştirme, Jisung ile ortak kullan gerekirse, gittiğimde sana telefon yollayacağım"

"Bu da ne demek? Sesin metalik geliyor, Hyunjin beni duyuyor musun?"

Minho telefonuna baktı, telefon sonsuza dek kapanmıştı. Minho çığlık atıp telefonu gecenin ikisinde zıplaya zıplaya çiğnedi.

Canı çok acımıştı!

Jisung Minho gittiğinde Hyunjin'in telefonu meşgul çalmayana kadar aradı. Hyunjin reddetti, Jisung mesaj attı.

Yavaşça telefonuna sarılıp yana düştü hüzünlü Jisung, yutkundu. Telefonu çalınca açtı.

"Sevemez misin beni?" diye sordu Jisung hüzünle, "Benim kalbim bütün ihanetiyle kanadı, durdu kanama. Yara bandı ol demiyorum Hyunjin, olamaz mısın sevgilim?"

"Olamam, benim en değerlim" dedi Hyunjin pamuklara sarmak istediği sevgilisini, "Ben geçici biriyim, ama unutma biriciğim. Minho ile senin farkın çok yoktu. Tencere kapak gibisiniz. Yalnızca tencereden bekledim, çünkü söyledin sürekli, sürekli söyledin beni istemediğini. Davranışlarınla, sözlerinle, ağlayarak iterken. Ama kapağın yüzüme gülerek beni sevdi, tüm yalanıyla. Canımı yakan- Jisung iyi geceler. Sana da telefon alacağım"

Jisung metalik ses yok olunca telefonuna tek gözünü açmış baktı, sonra açmaya çalıştı. Telefon ölmüştü.

Attention // HyunHoSung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin