21

91 4 7
                                    

Jisung insafa geldi, gülümsedi zoraki. Minho'yu savurup uzaklaştırdı, gidip Hyunjin'in önünde diz çöküp gülümsemeye devam etti.

Hyunjin bakışlarını çekti, hâlâ çok küstü, kırgındı çocuklar gibi.

"Hatırlıyor musun aşık olduğum barbiem" dedi Jisung güler yüzle, Hyunjin bakışlarını değdirdi kaçırdı, "Hatırlıyor musun, biz zengin olup yan yana evlerde yaşayacaktık. Çünkü biliyordum, benim olmazdın. Sen çirkin bir yumaksın Hyunjin, sen çok tatlı bir acısın. Tadı damakta kalan bir sevgin var, sen bağımlılıksın. İşte bu yüzden hiçbir zaman sana layık olamadım. İşte bu yüzden seviyorum diyemedim. Üzgünüm bir tanem, üzgünüm. Seni üzdüğüm her an için-"

Minho uzaktan hüzünlü bir korkuyla izlerken Hyunjin onunla göz göze geldi, Jisung'un gözlerinin içine baktı. Kahverengi ormanda kayboldu, terk etmek değil kazanmak istiyordu. Ama gülümsedi ve mırıldandı.

"Seni ben mi alıkoydum sevdiğinden, unutamadın kullandın hani beni?"

"Hyunjin benim havuçlu kekim" dedi onun elini şefkatle seven Jisung, "Ona aşığım. Ona sonsuza dek aşık kalacağım üzgünüm. Seni çok sevdiğim için köpekler gibi pişmanım Hyunjin. Dünyamı tekrar döndüren el, senin gülüşün benim evrenim kalacak. Seni hiç unutmam, beni affetmen için atlarım yüzmeyi bilmezken sulara, atlarım balkonlardan. Çünkü Hyunjin, sen. Sen aşksın bana"

Hyunjin gülümsedi, Jisung uzanıp onun gözünü sildi. Çocuk sever gibi, gözlerini kapatıp onu ıslak kirpiklerinden öptü.

"Unut beni, mutlu ol e mi?" dedi, geriledi.

Hyunjin gözlerini açtığında Minho yanına oturmuş ağlıyordu. Hyunjin onu sarıp sarmalamak istedi ama elleri kolları kendiyle bağlıydı, başını önüne eğdi ve hayal etti.

Jisung ile mutlu bir evren.

O evren ki Minho ile başlar, Minho ile biterdi.

Minho onun gözlerini açtığını görünce hızlıca kendine çektiği bedeni sevgiyle sardı. Ağlarken onu sırtından yumrukladı. Hyunjin güldü onun tatlılığına.

"Aptal!" diye inledi Minho, "Sen. Bir. Aptalsın! Bir. Acın. Vardı. Sakladın. Güldün! Oynadı. Güldün! Oynadım! Durdun! Sen! Bir! Beyinsiz! Din!"

Hyunjin bir an cümleye takıldı, gülüşü düştü. Minho geri çekilirken Hyunjin gülümseyip onu kendine tekrar bastı.

"Minho, benim herkesten sakladığım sevdam" dedi Hyunjin kesik kesik gülerek "Ben kötü biri değilim, değil mi?"

"İyi birisin. Pamuk gibi bir kalbin, ağır bir elin var!"

Minho Hyunjin gülünce kendini başarılı hissetti, ondan ayrılıp elini uzattı. Hyunjin eli tuttu, birlikte Jisung'un son siluetini geride bırakıp evlerine gittiler.

Hyunjin yorgunluktan uyuyakaldığında Minho onun yanına uzanıp kolunun üstüne yattı, mırıldandı hüzünle.

"Jisung ile ayıran sen değilsin, yalnızca insanlar acımasız. Sen çirkin de değilsin, benim çirkin kuğum. Keşke elimde olsa, herkesin ağzını tıkasam. Seni Jisung ile kapsasam, ikinizi de kalbime sıkıştırsam. Ama Jisung küstü be kuğum. Ne yapsam dönme- bir şey söyleyeceğim biriciğim! Beni bekle, döneceğim!"

Hyunjin rüyasında tatlı bir şeyleri yiyordu, Minho gülüyordu. Jisung onu yanağından öpüyordu. Hyunjin çocuklar gibi şendi. İşte bu nedenle ağlayarak uyanıverdi.

Minho yoktu.

Hyunjin Jeongin'in odasına girdi. Ukelele baş köşeye asılıydı, telleri eskiydi. Hyunjin hüzünle gülümsedi. Kapıyı kapattı, mutfağa geçti. Minho yoktu.

Minho Jisung'un kapısını çalmadan içeri girdi, dedikodular yükseldi. Jisung yattığı yerden Bay Yeşil ile kalktı. Bu Minho'ya acıydı.

Gidip onun önünde diz çöktü Minho. Jisung gözlerini kırpmadan baktı, kırparsa tekrar ağlardı.

"Jisung, benim kara sevdam" dedi Minho zoraki gülerek, şefkatle, "Bana öl desen ölürdüm. Fakat sen bana unut dedin, benim aşkım. Benim kalbim seni unutacak kadar parça parça değil-"

Hyunjin Minho'yu kapının arkasına yaslanıp dinledi. Kalbi ağzına çıkmıştı, dedikoduları duyuyordu şimdi.

"Minho ile Jisung barışıyor. Şu tipsiz ayıramadı sevenleri. Püh, yazıklar olsun!"

"Defol!"

"Hâlâ burada, bir dakikacık daha durma, onlar ayrılmaz, seni tipsiz!"

"İnek!"

"Ayırdı!"

"Kötü o! Bir şerefsiz!"

"Lanet olsun, yüzüne tükürün!"

Hyunjin Minho'ya hapsolmuş bir şekilde sessizce ağlarken Minho devam etti Jisung'un elini kalbine basıp.

"Bu kalp de oynadı. Bilerek ortak ders seçtim, onu senden alacaktım. Jisung, yüzüme bak yalvarırım. Seni seviyorum, beni dinle-"

Hyunjin onu iten biri ile yalpaladı, birisi üzerine nereden bulduysa yumurta attı. Hyunjin ağlayarak Minho'nun evine ulaştı. Yedek anahtarı saksının altından aldı.

"Hyunjin, Jisung" diye yalvardı Minho, "Ona aşık olmak bizim suçumuz değil. Gel kopmayalım, beni böyle kabul et. Seni böyle kabul edeyim. Gel Hyunjin gitmeden, gel Hyunjin delirmeden onu kalbimiz dolusu sevelim"

Jisung güldü.

"Nasıl olacak o?" diye sordu. Minho kalbine bastığı nazik eli kibarca öpüp gülümsedi, bir şeyler söylemek üzere ağzını açtı.

Hyunjin ise banyoda ağlayarak saçlarını yıkıyordu. Minho geldiğinde ağlaması durmuş olan Hyunjin mırıldandı.

"Babam evden kaçmış, yine"

Minho onu sevgiyle sarıp kendine bastı, Hyunjin dayanamadı, ağladı.

"Gel uyu tatlı inek" dedi Minho onu sarıp yatağa bırakırken, "Uyu ki hafiflesin acıların, ki ben hiç istemem incinmeni"

Hyunjin sessiz sedasız yastığını ıslatırken Minho ona sarılıyordu, sahici gibi!

Hyunjin üstünde beyaz bir Minho tişörtü, altında Minho'ya ait bir şort ile kendini çok yabancı hissetti.

Attention // HyunHoSung ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin