12

85 6 15
                                    

Hyunjin Minho'yu kafasına hiç mi hiç takmadı, Jisung ile kahvesini yudumladı. Peki gerçekler bunlar mıydı?

Jisung ile oturan Hyunjin Jisung'un yanından çok uzaktaydı. Kaldırıma oturmuştu, Jeongin gelecek elini uzatacaktı. Öyle bir uzatacaktı ki o dost, Hyunjin sıcacık sarılacaktı. Minho gelecekti sonra, parmaklarının arasında bir dal sigara, selam verecekti normal bir gündeki Minho nasıl oluyorsa onun gibi.

Hyunjin selamı almayacaktı, trip atacaktı ve küs olacaktı çocuklar gibi. Başını çevirecekti ama Minho onu tokatlamayacaktı. Bunun yerine üzülecek, Jisung ile olan Hyunjin için bir şeyler yapmaya çalışacaktı.

Bunlar ne yazık ki hastalıklı anlardı, tuhaf düşüncelerdi ve imkansızlardı.

"Sonra ben de dedim ki, Hyunjin?"

"Acaba" diye sordu Hyunjin uzaklara bakarken, "Parmak tiryakiliği diye bir şey var mı? Acayip bir dürtü ile sigara kavramak istiyorum. Dumanını içime çekmek"

Jisung afalladı, gülüşü düştü.

"Hyunjin sigara zararlı bir şey, bunu sen diyorsun aleme. Herkesin sigarasını yutturasın var kokusundan ötürü, delirme?"

Hyunjin odaksız bakışını düzeltmedi, elini kaldırdı sigara tutar gibi.

"Yalnızca bir kez, o ne ister, bilsem"

"Tatlım" diye seslendi Jisung şımarık bir sese dönerek, onu çenesinden tutup kendine çevirdi, "Bana bak, yalnızca bana!"

Hyunjin odaklandı, elini indirdi. Kahvesini alacaktı ki Jisung sıcacık gülümsedi.

Hyunjin nedensiz donuverdi.

Hyunjin o an anladı, Jisung'a saplanan kalbi bir yandan tuhaf bir akışa kapılıyordu. Ayağa kalktı, dümdüz ilerledi Jisung'u geride bırakarak. Jisung ağzı açık izledi sessizce onu terk eden bedeni. Bütün kafeterya onu izliyor gibiydi, güldü onun gidişine, rol yapıverdi.

Hyunjin Minho'ya olan tuhaf ilgisinin farkında değildi o zamanlar, yalnızca onu görüp yine sormak istiyordu, neden demek istiyordu...

Neden sevmiyorsun beni?

Neden, neden gülmüyor güzel yüzün? Kendini kötü gösterme, görünüyor için. Neden, neden Minho, mutlu değilsin?

Minho Jeongin ile otururken Hyunjin karşılarına geçip bakışını Minho'ya dikti. Minho yavaşça izlemeye başladı ruhu çekilmiş adamı, konuşmadı. Jeongin iç geçirip çekti gitti. Ne bok yerlerse sonunda Hyunjin onu affedecekti, biliyordu. Bu nedenle kendi haltlarını karıştırmaya çekti gitti.

"Hyunjin?" diye sorguladı Minho.

"Bana bir şarkı" diye zoraki gülümsedi Hyunjin, "Ben sana şarkı açtım, ben sevdiğim insan dışında asla şarkı açmam ama sen bir güzellik yap bana, aç bana bir şarkı"

Minho tek kaşını kaldırıp baktı Hyunjin'in soluk ifadesine, yanını başıyla gösterdi. Kulaklığını Hyunjin'in kulağından söküp telefonuna taktı, mırıldandı.

"Bu şarkı çok önemli, sözlerini iyi dinle Hwang Hyunjin"

"Imm" diye mırıldandı Hyunjin de, gülümsedi başını geri atarken. İhtiyacı vardı Jisung'un saran zehirli halkasından uzakta, sevilmediği bir yerde olmaya.

Jisung zehirli bir ok, Hyunjin zehrin yayıldığını fark etse de çıkaramıyordu onu kalbinden, ne yazık ki.

Minho şarkıyı açtı, kalbi biraz hızlanmıştı. Hyunjin anlar diye aklı çıkmaktaydı ama Hyunjin'e bakmaktan kendini alıkoyamadı.

Hyunjin güldü şarkı bitiminde, Minho hemen önüne döndü ve kulaklığı söktü.

"Çok imalı bir şarkı amına koyayım, ağladım" dedi gülen Hyunjin, "Sen bilmiyorsun ama keyifli adamın tekisin Lee Minho!"

Minho gergince kekeledi.

"Şarkıyı çok da takma, vazgeçtim!"

Hyunjin onun yakmak üzere olduğu dalı parmaklarının arasından alıp dudaklarına götürdü. Acemice tuttuğu sigaradan bir fırt aldı.

Minho gözleri büyümüş bir şekilde izlerken Hyunjin mırıldandı.

"Kafam kazan gibi"

"Yine de çözüm bu mu?"

"Bir dal, söz veriyorum sana!"

Hyunjin gözleri kapalı otururken saçları rüzgarla uçuştu, Minho o an fark etti. Hyunjin... güzeldi.

O ikisi otururken, Hyunjin bir dal sigarayla göğe çevirdiği başını düzeltip onu izleyen Minho'ya bakmazken Jisung uzakta delirdi. Çığlık attı kesif bir şekilde. Ayağını yere vurdu.

"Olan olacak, tutamazken çıldırma yavşak" dedi Jeongin onun yanında bir anda biterek.

"Bana yavşak demeyi kes" diye uyardı Jisung. Jeongin güldü.

"Bir zamanlar çok severdim seni ama yanlış oynadın. Hem Minho yalnız kaldı hem sen yok olacak olan oldun. Hyunjin gerçek aşkı kimde bulacak?"

"Sende değil" diye keskin bir cevap verdi Jisung, Jeongin kıkırdadı ama ne hissettiğini Jisung'a el vermedi. Geri geri yürüdü bir süre, sonra dönüp gitti.

O gece Jisung Hyunjin ile sıradan sohbetler etti, ne Minho'dan ne sigara kokusundan bahsetti. Hyunjin onu izledi eli çenesinde, sevimli birini izlemek her zaman zevk verirdi.

Hyunjin o gece Jisung'un kendisine sarılmasından ziyade başka yerlerde olmak istedi. Neden bir anda bıkmıştı bilmiyordu, kötü bir adam değildi. Yine de, kendini hazırladı geleceğe.

Ayağa kalktı, dışarı çıktı. Jisung uyurken onu saçlarından öpmeyi ihmal etmemişti. Sokaklara döküldü, aklında onunla dinlediği ilk şarkı, hani okuldaki.

Hani böyle tatlı ama hüzünlü olan. Minho gibi anlamsız derecede kızgın ve çocuk olan.

Hyunjin parmaklarını tellere sürerek gitti, yakındaki bir bara kafasını kaldırıp baktı. Gülümsedi, Jisung burayı severdi. Anısı için içeri girdi.

Kalabalık arasında kendine bir masa buldu, saçma bir içki söyledi. Oturdu, içmedi. Oturdu, düşünmedi. Şarkı yoğundu, Hyunjin hüzünle gülümsedi.

Attention // HyunHoSung ✔️Where stories live. Discover now