Canım İstedi

39 3 0
                                    

 Bazı geceler sanki bin yıl sürüyor. Yalnızca bana öyle geliyor olamaz. 

O akşam bin yıldı benim için. Özgürlerin evindeki o akşam öyleydi benim için.

Tam uykuya dalmak üzereydim. Saat gece yarısını çoktan geçmiş sabaha yaklaşmıştı. Gözlerimi uykuya dalmak için ne zaman kapattım hatırlamıyorum. Ama çok geçmeden kapı sesiyle geri açtım gözlerimi. 

Kapı hızla açıldı önce sonra sert kapandı.

"Nerede lanet olsun ya nerede?"

İrkildim sesi duyunca. Özgür'ün sesiydi. Telefonda birine bağırıyordu.

Kalkıp yanına gittim. Beni görünce afalladı önce. Haklıydı. Kendi evinde uykudan uyanması gereken o olması gerekirken ben onu uykulu gözlerle karşılıyordum. O ise beni şişmiş, kızarmış ve altlarında mor halklar olan, uzaktan bakıldığında çok tekin biri değildir düşüncesi oluşturacak gözlerle. 

"Ahu bura da mı kaldın?" dedi önce sonra kafasını salona doğru uzatıp "Kaldınız?" dedi.

"Evet Begüm için bekledik. Merak da ettik sizi de."

"Her şey yolunda mı Özgür?"

Baktı bana bu sorudan sonra. Dudaklarını yaladı. Sonra fısıldadı benim sorumu.

"Her şey yolunda mı? Bilmem yolunda mı ki. Ben de bilmiyorum ki."

Sarhoş gibiydi. Ama sarhoş Özgür'ü daha önce bir kez görüştüm. Bu kadar gergin değildi o Özgür.

"Özgür! İyi misin? Su vereyim mi?"

Sesim ona ulaşmıyordu sanki. Havada yok oluyordu sözcüklerim. Çöktü yere bir anda. Sırtını duvara yasladı, kafasını elleri arasına alıp sayıklamaya başladı "Her şey yolunda mı?"

Korkmuştum. Özgür'den değil. Özgür'ün o çaresiz halinden. 

Çöktüm yanına ben de dayanamayıp. Bizimkiler içeride ölü gibi uyuyordu. 

"Özgür duyuyor musun beni? Bak telefonda biri az önce senden bir şey istedi sanrım. Kalk hadi."

Koşarak su getirdim. Su bardağını elimden aldı ama öyle tuttu onu. Ağzına götürmedi. Ellerini tutup yavaşça ben götürdüm ağzına. 

Elleri buz gibiydi. Ölü eli gibi. 

"Bana o belge lazım."

 "Bulmam lazım." 

"Bulmalıyım."

Kendi kendine konuşuyordu bence o an. Ama belki duyar diye "Hadi kalk da bulalım." dedim.

Bana çevirdi kafasını. Elimde bardak vardı. Önce bardağı aldı elimden, kalan suyu tek dikişte bitirdi. Toparlandı. Ayağa kalktı. Sonra bana doğru yaklaştı kafasını kafama yasladı "Annemi de kaybedemem biliyor musun Ahu?" dedi.

Kafasını kafama yaslandı. "Bulacağım Ahu. Annem de yanmayacak."

Ne yaşıyorduk anlamıyordum. Özgür beni korkutuyordu. Annesi için endişeleniyordu. Ne olmuştu anlamıyordum, anlatmasını o an istemezdim.

"Bulursun tabii." dedim. Kafasını çekti kafamdan. Sonra ceketini çıkarıp attı yere. 

Önce salona girdi. O girince bizimkiler bir anda uyandı. Uyku sersemi olanları anlamaya çalışıyorlardı. Hepimiz Özgür'ü izliyorduk.

Tek başına delirmiş gibi çekmeceleri karıştırıyordu. Yardım etmek için sadece sorular soruyorduk. Cevap vermiyordu. 

Salonlarında bulunan tüm çekmeceleri dosyaları karıştırdı. Savaş alanına dönmüştü. Koşarak diğer odaya gitti. 

MEVSİMLER GEÇERKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin