Sürpriz Parti 2

41 4 4
                                    

Bir zil sesine heyecanlanmayalı uzun süre olmuştu. Üstelik bu defa ne babam görevden dönmüş ne de günlerdir beklediği kargom gelmişti.

Özgür gelmişti.

Doğum günü partisinden haberi yoktu. Doğum gününü bildiğimizden haberi yoktu.

Kapı çalınca mutfaktaki o gerginlik dağılmıştı. Ulaş her şey normalmiş de baş başa kutlayacaklarmış gibi davranıp getirecekti.

Ben kapıya yönelirken Tuğçe de üstünü düzeltip aynı anda benimle kapıya yöneldi.

Ben ters ters baktım ama o çoktan karşılama komitesine katılmaya hazırdı.

Ben Tuğçe'den hızlı davranıp kapı kulpuna ulaştım ve açtım kapıyı.

"İYİ Kİ DOĞDUUUNN" dedim tüm heyecanımla.

Özgür beni görünce afalladı anlamaya çalıştı ne olduğunu sonra Ulaş'a döndü

"Yok artık" dedi şaşırarak.

"Var var gir içeri" dedi Ulaş.

Özgür içeri girince daha da şaşırdı.

"Nerden biliyorsunuz?" dedi çocuk gibiydi suratı.

"Biliriz biz." dedim göz kırparak.

Bana baktı. Biraz soğuktu. Dün yaşanan olaydan mıydı?

"Ay iyi ki doğdun Özgür." diye sarıldı Tuğçe Özgür'ün boynuna.

Ben önce ikisine sonra Aylin'e baktım. Sakin ol dercesine kafa salladı.

Özgür Tuğçe'nin sarılmasına karşılık verip teşekkür etti.

Sonra Efe sarıldı. Kırk yıllık dostlarmış gibi sarıldı.

Özgür çağırdığımız herkesten iyi ki doğdun cümlesini teşekkürle kabul etti.

Bana sarılmadı, bana teşekkür etmedi, sadece baktı bana. Bu bakışını bilmiyordum. Teşekkür ettiğindeki bakışını, mahcup hissettiğinde ki bakışını biliyordum. Sinirliyken, korkarken. Ama şu an ne bakışıydı bilmiyordum.

Pastasını getirmek için mutfağa yöneldim. Arkamdan Tuğçe geldi

"Kapıyı sen açtın bak pastayı da ben götüreyim. Sarıldık kızım belki bir şeyler başlar bu gece. Bir kıyak yap. Görümceliği sonra yaparsın." dedi gülerek.

Belki de gerçekten Efe haklıydı. Özgür için de durum Tuğçe'nin hisleriyle aynı gibiydi.

Tuğçe gerçekten güzeldi. Yakışırlardı. Ben belki farklı anlamıştım. Belki de biz gerçekten arkadaştık. Belki de Özgür üçümüz arasından en çok beni kendine yakın bulduğu için bana böyle davranıyordu.

"Tamam ya." dedim buruk ve savaşmak için gücüm olmadığını belli edecek sesle.

"Aslansın kızım." dedi yanaklarımı sıkarak.

"Of uzatma al götür." dedim.

Tuğçe hevesle mumları pastaya koyup içeri doğru yürüdü. Ben arkasından girdim içeri.

Aylin bana öyle bir baktı ki. Elinde olsa masanın üstünden üstüme atlayıp niye böyle bir şey yaptın diye hesap sorardı. Ama ona da anlatacak gücüm yoktu.

Farkındalığın bu kadar can acıtan bir şey olduğunu bilmiyordum.

Tuğçe pastayı özenle Özgür'ün önüne koydu.

"Dilek tut." dedi sonra

"Tutayım." dedi Özgür gülerek.

Ben kapının eşiğinde izliyordum. Uykum geldi, ders çalışacağım, karnım ağrıyor bahanelerini dizdim kafamda söyleyip gitmek için bu ortamdan. Ama gitmedim, gidemedim. Özgür mumları üfleyince alkışladım herkes gibi. Gülerek izledim onun mutluluğunu.

MEVSİMLER GEÇERKENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin