36. Bölüm "Buharda Pişmiş Kabak Çiçeği Keki"

5.8K 848 169
                                    

Bu karmaşık ve değişken sarayda akıllı olan hayatta kalırdı.

Prens Yewan odasında hazırlanırken Turina'yı nasıl ikna edeceğine dair planlar kuruyordu. Onun bu sarayda hayatta kalabilecek yegane kadın olduğunu biliyordu. Düşmanları her zaman olacaktı. Arkasından iş çevirenler, ihanet edenler, tahttan etmek isteyenler ama yanında duracak kadın Turina olursa ona güvenebileceğini biliyordu.

Duyguları aşk mıydı?

Emin değildi ama ondan etkileniyordu.

Yatağına girmek düşüncesi erkekliğinin hiç olmadığı kadar etkilenmesine neden oluyordu. Kadının ona güçlü varisler vereceğine emindi.

Odanın içinde gezinen ve hazırlanmasına yardım eden insanlar olmasaydı hemen kadının yanına giderdi. Onunla ne kadar fazla zaman geçirirse o kadar çabuk ikna ederdi.

Kuşağı bağlanırken başka konular hakkında düşünmeye çalıştı. Yoksa bedeni onu utandıracak bir şeyler yapacaktı. Derin bir nefes aldı. Kuşağı bağlayan hizmetçi bir an çok sıktığını düşünerek durakladı ama prens tek kelime etmeyince işine devam etti.

Kadının planı bu akşam ziyafette gerçekleşecekti. Bunu bilen sadece iki kişi vardı ve insanların onun öldüğünü düşünmesini istiyordu. Cesur bir kadındı. Prensin kendisinden daha cesur. Yuel'in duygularını anlıyordu. Arkadaşını düşünmek canının sıkılmasına neden oldu. Yuel konuştukları zamandan bu yana elinden geldiği kadar saraydan uzak kalıyor ve araştırma yapıyordu. Bazen geceleri odasında onu ziyaret ederek gelişmelerden haberdar ediyordu. Arkadaşı için üzülüyordu ama yine de kararından geri dönmeyecekti. 

Sonunda hazırlık tamam olduğunda toplantısı için bakanların kurulunun olduğu odaya doğru yürümeye başladı. Akşam alacakaranlıkla beraber ziyafet başlayacaktı. O zamana kadar kurulla işini bitirmeli ve hazırlıklar hakkında bilgi almalıydı.

Arkasında onu takip edenlerle birlikte kurulun olduğu odaya doğru yürüdü. Midesindeki ağrı onu rahatsız ediyordu. Sabah uyandığında kahvaltı etmemeliydi. Akşam olacakların düşüncesi endişesini her geçen dakika daha da arttırıyordu. Eğer biraz olsun aklı olsa ona bu işi yapmamasını söylerdi ama hayır, bunu yapması gerektiğini o da biliyordu.

Kadın hakkında yaşadığı ikilem delirmesine neden olacakmış gibi hissediyordu.

Yine de kadının ne yaptığını bilen tavrı aslında şüphe duymasını engellemeliydi. Kadın özgürlüğünü istiyordu ve bu uğurda kendini riske atmaktan çekinmiyordu. Yewan ise onu yanındaki tahtta oturtmaya niyetliydi. Kadın elbet bunu istemiyordu ama onu bir şekilde ikna edebilirdi. Bu konuda kendine güveniyordu.

Koridordan çıkıp geniş salona adım attığında iki yana dizili olan bakanlar konuşmayı bırakıp saygıyla eğildiler.

"Hoş geldiniz majesteleri," dedi bakanlar koro halinde.

Prens tahta geçerek kalkmaları için izin verdi. Hepsi doğrulduğunda yüzlerine bakan prens güne güzel bir başlangıç yapmayacağını anladı. İç çekmemek için kendini zor tuttu.

"Evet bugün ki konuşmalarınızı dinleyeceğim," diyerek toplantının başlamasını sağladı.

Onun için uzun ve oldukça sancılı bir günün başlangıcı oldu.

*********

Jutan'a gerçekte kim olduğumu söylememeliydim.

Söylememeliydim çünkü arkadaşım bunu kendisi anlamadığı için -Sowa gibi- kendisine kızıyordu.

Söylememliydim çünkü ölmem gereken bir ziyafet vardı. Jutan orada öldüğümü sandığında iki kere mahvolacaktı.

Ama söylememin ise bir nedeni vardı ki vicdan azabımı biraz olsun gölgeliyordu. Beni öldü sandıklarında Jutan'ın samimi tepkisi Sacae cariyesinin suçunu daha da pekiştirecek ve saraydan gönderilmesi için daha hızlı çalışacaklardı. Çünkü Jutan'ın o halini gören herkes Sacae cariyesini öldürmek istediğini bilecekti.

Cariye'nin İkinci HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin