55. Bölüm Final "Yeni Bir Çağın Başlangıcı"

8.1K 864 236
                                    

Yuel'i ve arkadaşlarımı alarak saraydan olabildiğince uzaklaşmak, yaşanılan her kötü anıyı zihnimin derinliklerindeki binlerce kilitli sandığa gömerek bir daha hatırlamamak isterdim.

Ama öyle olmadı.

Bahçeden çıktığımızda asıl kaos bizi bekliyordu. Dian'ın ele geçirilmiş askerleri bizim peşimize düşmeden önce tören salonunda olan insanlara zarar vermeyi ihmal etmemişti. Askerlerin dışında öldürülen insanlar vardı. Tören salonu ve koridorlar yaralı insanlarla doluydu. Onlara acil müdahale etmek için şifacılar gelmişti. Sağ kurtulanlar insanlara yardım etmek için ellerinden geleni yapıyordu.

Tören alanının karmaşasına adım attığımız an bakanlar telaş içinde veliaht prensin yanına gelerek ona imparatorun öldüğünü bildirdiler. Bakanlar daha söylemeden onun neden öldüğünü biliyordum. Ejderha gözleri imparatordan imparatora geçiyorsa Dian ondan taşların yerini öğrenmek istemiş olabilirdi. Eğer Dian içindeki Kuzey'in Ejdarha Kralına karşı iradesini kaybetmeseydi taşları bulması için beni rahatsız edecekti. Tıpkı ilk hayatımda olduğu gibi. Ayana'nın öldüğünü bilmek Dian'ın planladığı için sekteye uğramasına neden olmuş ve içindeki canavara karşı gücünü kaybetmiş olmalıydı.

Deli imparator taşların yerini söyleyecek kadar zihin sağlığına sahip olmadığı için imparatoriçe ise tören salonunda olduğu için hayatlarını kaybetmişlerdi. Artık imparatorluğun kaderi Yewan'a bağlıydı. Yewan rol yapmak zorunda değildi. Yine de babasının öldüğünü duyduğunda gözlerinden geçen kederi bir anlıkta olsa görebilmiştim. Ardından hemen ifadesiz bir yüzle bakanlarla harekete geçmişti.

Sabah veliaht prens olarak uyanmıştı ve gün bitmeden Hsien İmparatoruydu. Artık hiçbirimizin hayatı eskisi gibi değildi.

Yuel ise sanki Güney'in Ejderha Kralı olduğunu umursamıyormuş gibi görünüyordu. Yine de onda sezinlediğim bir değişiklik vardı. Eskiden anılarını hatırlamadığı için yalnız görünüyordu ama şimdi sanki eksik kalan her ne varsa tamamlanmış gibi bir güven yayıyordu.

Bahçeden çıktığımız andan itibaren elimi tutmuş, yanından ayrılmamam için söz verdirmişti. Amber rengi gözlerindeki çaresizlikten belki de yorgun olmama rağmen yanında kalmaya karar vermiştim. Sanki yanından ayrılsam bir daha beni bulamayacakmış gibi düşünüyordu. Bir süre sonra ona ölen askerlerin kimliklerini belirleme konusunda yardım ettim. Duygularımı bir çantaya koymuştum sanki. Duygusuz bir şekilde işimi yapıyordum. 

İper Taoji'nin yarasını sargı beziyle sardıktan sonra şifacılara yardım etmek için etrafta koşuşturuyordu. Sowa ve Jutan kafası karışık olan askerleri düzene sokmaya çalışıyordu. Ne olduğunu bilmeyen askerler sanki yeni uykudan uyanmış gibi sersem bir halde bakıyorlardı. Onlara üzülmeden edemedim. Farkında olmadan düşmana yardım etmişler, canlara kıymışlardı. Keşke ulular o canların geri gelmesini sağlayabilseydi ama bu masallarda olurdu. Çoğu zaman verilen zarar geri alınamazdı. Tıpkı kardeşimin bedenini aldığım için onun hayatını yok ettiğim gibi. Sowa ve Jutan'ı kurtarmış olabilirdim ama kardeşimin yaşam hakkını elinden almıştım. 

Bu beni bir canavar mı yapıyordu? 

Yuel'in yanında dikilirken pencerenin dışında esen rüzgarla ağır ağır sallanan kiraz ağacının çiçeklerine baktım. Bu kötü günlerde geçecekti ve Yuel'e bir karar vermesi gerekecek o soruyu soracağım an gelecekti. Benimle geleceğini tahmin ediyordum ama Asihna topraklarında bizi nasıl bir gelecek bekliyordu? Dian'ın abisi yıllardır kabilenin başındaydı. İnsanları gözetmeyen, yıllarca köle durumunda olmamıza sesini çıkarmayan biriydi. Acımasız değildi ama bir lider olarak fazla etkisizdi.

Yuel, presin yanına gitmek için hareketlendiğinde ona Zambak Köşkü'ne gitmem gerektiğini söyledim. Üzerimde hala ölen insanların kanı vardı ve ben bir an önce onları üzerimden silip atmak istiyordum. Yuel bana bir an baktı ve yine yanımda kalmak istediğini söyleyeceğini sandım ama o beni şaşırtarak başını salladı. "En kısa zamanda yanına geleceğim," diyerek yara izimden öptü. Sanırım o da hem bedenen hem de ruhen ne kadar bitkin olduğumu anlamıştı.

Cariye'nin İkinci HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin