° 4. Bölüm °

1.4K 137 54
                                    

"Seungmin, yemek hazır!"

Duyduğu sesle daldığı kağıttan kafasını kaldırdı Seungmin. İsten eve geldiğinde kafasını dağıtabilecek başka bir şey bulamadığı için tekrar işe sarıldığından yedi yirmi dört yorgundu. Göz altlarında torbalar oluşmuş saçları ise darmadağınıktı.

Gözlüklerini çıkartıp yeğeninin çalışma masasından kalktı ve mutfağa gitti. Tam bu sırada Hyunjin hazırladığı çorbanın tadına bakıyordu. Tadına bakmasa bile çorbanın kokusundan bile anlıyordu Seungmin ne kadar güzel olduğunu.

Övmek için küçük bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Bir kez daha havayı koklarken "Döktürmüşsün yine." Diyerek dudaklarını yaladı.

Hyunjin hemen kıkırdayıp çorba tenceresini masanın üstüne bıraktı. "Ee Minho kadar olamasak da el becerimiz var." Ne dediğini fark ettiğinde duraksayıp bakışlarını Seungmin'e çıkardı. Tırnaklarıyla oynamaya başlamıştı Seungmin. Pişman bir şekilde dudaklarını birbirine bastırdı. "Pardon..."

İçinde büyük bir fırtına kopsa da "Sorun değil." Diye mırıldandı Seungmin. O kadar çok özlüyordu ki Minho'yu. Kendine hakim olmayı bıraktığında direkt ona döneceğinin farkındaydı. Ama biliyordu ki yaptığı şey şu an ikisi için de en doğru olandı.

Yeğeninin sesiyle sıyrıldı düşüncelerinden Seungmin. Changbin "Baba! Seungmin amcam yine-" diye söylenerek içeriye giriyordu ki amcasını görmesiyle şokla duraksadı. "Merhaba Seungmin amca! İyi insan da lafın üstüne değil mi ya?" Dedi durumu toparlamak için. Zira babası arkadan ona korkutucu bakışlar atıyordu.

Seungmin'in kaşları çatılırken "Sorun ne?" Diye sordu. Burada kaldığından beri Changbin'le aynı odada kalıyorlardı. Bu zamana kadar da bir sorun olduğunu düşünmüyordu. Bu yüzden ne diyeceğini merakla bekliyordu.

Changbin'in gözleri amcası ve babası arasında gidip gelirken babasının onaylamayan bakışlarına karşı yutkundu. "Bir sorun yok." Diye mırıldandı sonra. Jisung babasıyla ne kadar eğleniyorsa Hyunjin babasından da bir o kadar korkuyordu.

Fakat Seungmin vazgeçmeye niyetli değildi. "Bir sorunun varsa bana söyle ki bir daha yapmayayım." Dedi yeğeninin omzuna elini yerleştirirken.

Fakat Seungmin ne kadar kararlıysa Changbin de bir o kadar babasından korkuyordu. Elleriyle amcasının bileklerini tutarken babasına baktı tekrar. "Gerçekten bir sorun yok."

Seungmin babasından çekinen çocuğun bu sefer yanaklarından tutup kendisine bakmasını sağladı. "Hyunjin'e bakma, bana bak."

Changbin kurtuluşu olmadığını anladığında dudaklarını büzdü. Gözlerini kapatıp dudaklarını aralarken bir çırpıda söyledi aklındakileri. "Sadece geceleri sürekli ağlayıp yastığımı sümük yaptığını söyleyecektim."

Hyunjin hemen "Changbin!" Diye yükselirken Changbin amcasının ellerini ittirip "Kendisi zorladı!" Diyerek itiraz etti.

Tam bu sırada zilin çalmasıyla Hyunjin sinirli bir sesle "Git kapıyı aç." Dedi Changbin'e. Oğlan oflaya oflaya kapıya doğru ilerlerken derin bir nefes verdi Hyunjin. "Onun adına özür dilerim. Jisung'a çekti hep. O yüzden böyle." Diye söylenmeye başladı. Fakat ikisi de biliyordu ki dedikodu yapma konusunda kimse Hyunjin'i geçemezdi. Bu yüzden güldü Seungmin.

Çalan kapının açılmasıyla Jisung ve Chan ikilisi neşeli bir şekilde ve giriş yapmış "Selamlar!" Diyerek diğerlerine selam vermişti. Babasının sırtındaki Chan de hemen babasını taklit ederek "Seylamlayy!" Diye bağırdı.

Bu herkesin yüzünde minik bir gülümseme oluştururken sırtı ağrıyan Jisung oğlunu sırtından indirip "Napıyorsunuz?" Diye sordu eşine hitaben.

Family °Seungho°✓Where stories live. Discover now