Final : Mutlu Olmanın Kuralı

688 76 42
                                    

"Ve böylece abin ve ablan doğmuş oldu." Diyerek anlatmayı bitirdi Minho. Karnına doğru sırtını yaslaysn oğlunun başına bir öpücük kondurup gülümsedi ve bilgisayardan baktıkları fotoğrafları değiştirdi. Küçük oğlu Felix onların tanışma hikayesini dinlemek istemişti ve şimdi birlikte o günlerden fotoğraflara bakıyorlardı. Yunho ve Hanni'nin doğumundan birkaç fotoğraf vardı.

  "Neden düğün yapmadınız?" Diye sordu Hanni arkadan. Bir yandan da Seungmin babasına saçlarını yaptırtıyordu. Seungmin bebekliğinden beri onun saçlarıyla oynamayı çok severdi. Bu yüzden bu saç işlerinde de az çok ustalaşmıştı.

  Omuzlarını silkerek cevapladı kızını Minho. "Ona yapacağımız harcamayı çocuklarımız için yapmayı daha uygun gördük. Zaten bir kere yapmıştık. İkincisine gerek yok."

  Hanni cevabı mantıklı bulaeak kafasını sallarken Felix "Videoyu son bir kere daha izleyebilir miyiz?" Diye sordu onların dans ettiği videoyu kast ederek.

  Oğlunu kucağından indirirken onayladı onu Minho. "Tamam ama sonra hazırlanmaya başlasanız iyi olur yoksa geç kalacağız." Dedi ve oğlunun saçlarını okşadıktan sonra etrafı toparlamaya başladı.

  Arkadaki Love is an open door şarkısıyla dans eden ebeveynlerini izlemeye başladı üçlü. Hanni uzaktan babasıyla bakış atarken Yunho koltukta Felix'in yanına oturmuştu.

  İkilinin tekrar birleşmesinin üstünden tam on altı yıl geçmişti. Bu on altı yıl onlara fazlasıyla şey getirmişti. Mesela Changbin ve İnnie konserden sonra konuşmaya devam etmiş hatta sevgili olmuşlardı. Yunho ve Hanni yedi yaşına geldiğinde de Felix ortaya çıkmıştı. Yongbok babanın ricasıyla ismini Felix koymaya karar vermişlerdi. Hanni ailedeki tek kız olarak, Felix ise en küçükleri olduğundan fazlasıyla şımartılmıştı. Yunho'ya da ortanca çocuk sendromu kalmıştı.

  Video biterken gözlerini bilgisayardan kaldırıp Minho babasına çevirdi bakışlarını Felix. "Baba! Ben ne zaman geldim peki?"

  Minho aldığı soruyla duraksarken başını ona çevirip dudaklarını araladı. "Sen-"

  Fakat büyük oğlu böldü hemen onu. "Seni çöpten aldık!" Dedi büyük bir zevkle.

  Felix'in yüzü düşerken kenardaki yastıklardan birini alıp abisine fırlatsa da kaçarak kurtulmuştu. Başarısız atışından sonra somurtup "Ya baba!" Diye bağırdı küçük olan.

  Bu Minho'nun sinirli bir iç çekmesine sebep oldu. "Yunho!" Diye dişlerinin arasından sinirle söylenirken eline aldığı ilk şeyi ona fırlatıp küçük oğlunun intikamını aldı. Sonra sakin adımlarla küçük oğlunun yanına adımladı ve saçlarını okşadı. "Olur mu öyle şey oğlum? Sen de bizim çocuğumuzsun."

  Yunho başına yediği peluş oyuncağı elinde tutarken kardeşine dil çıkartıp "Yalan söylüyor!" Dediğinde Felix hemen sahte bir şekilde ağlamaya başladı.

  Bu Minho'yu çileden çıkartmak için yeterliydi. Sert bakışlarını eli örgüde olan kocasına döndürüp "Seungmin! Şu oğlunu susturur musun?" Diye bağırdı.

  Seungmin'in bakışları bıkkın bir şekilde havaya kalktı. "Sanki kendi başıma yaptım..." Diye sessizce söylendikten sonra büyük oğluna doğru bağırdı. "Yunho! Daha kaç kere diyeceğim kardeşinle uğraşma diye!"

  Hanni de hemen babasının sözlerinden destek alarak "Yunho bir motorun soğusun tanrı aşkına." Diye söylendi. İkiz olmalarına rağmen hiçbir şekilde benzemiyorlardı birbirlerine.

  Yunho onu iğrenmiş bir şekilde inceleyip "Çirkin." Dedi bir çırpıda. Tabi bunun arkası da kesilmedi.

  "Aptal."

Family °Seungho°✓Where stories live. Discover now