° 19. Bölüm °

1K 112 35
                                    

Yorum sınırı : 45

  Gözlerini araladı Minho. Bir kaç saniye karanlık tavana bakarken sessizce bekledi. Daha yeni uyandığından hafızası yerinde değildi. Hoş hatırlamak onun için pek de iyi olmazdı.

  Zihni azıcık da olsa açıldığında etrafına baktı. Bir hastane odasındaydı. Yanındaki tekli koltukta Hyunjin kucağındaki Chan ile uyuyordu. Changbin ise diğer tarafındaki koltuktaydı. Başka da kimse yoktu.

  Sahi neden hastane odasındaydı?

  Eli tedirgince karnına gitti. En son evinin camından gördüğü Seungmin'i hatırlıyordu. Gerisi bulanıktı. "Changbin..." Dedi çatlayan sesiyle. Duyulmayacak bir seste olduğundan uyanmamıştı Changbin. Elini kaldırıp dürtüklemeyi denedi ama hareket ettiği anda karnına saplanan ağrılar ile inleyerek durmak zorunda kaldı. Böylece Changbin ve Hyunjin uyanmış oldu.

  Hyunjin ayıldığı gibi Chan'ı bırakmadan ayağa kalkıp endişeyle Minho'nun yanına yaklaştı. "Minho?" Dedi gözlerine inanamayarak. Neredeyse bir haftadır uyuyordu Minho.

  Elini karnından çekmeden "Ne oldu bana?" Diye sordu Minho. Bir yandan da gözleri dolmaya başlamıştı. Ne olduğunu hatırlamıyor olmasına rağmen içindeki kötü his bir türlü onu rahat bırakmıyordu.

  "Önce bir sakinleş." Derken endişeyle gözleri Minho'nun karnına kaydı Hyunjin'in. Bu bakış Minho'nun daha çok işkillenmesini sağlarken tam bu sırada bir şeyler hatırlamaya başladı. "Abim... Abim çarptı." Arabanın içindeki abisinin görüntüsü gözlerinin önünde büyürken "Abim bana çarptı Hyunjin!" Diye bağırdı bir anda.

  Kucağındaki Chan'ı koltuğa bırakıp endişeyle yerinden doğrulmaya çalışan Minho'nun omuzlarından tutu Hyunjin. "Minho!" Diye bağırdı kendine gelmesi için.

  Ama nafileydi. Minho'nun zihninde şimdi de Seungmin'in onun arkasından söylediği sözler yankılanıyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken Hyunjin'in bileklerine tutundu. "Bebeklerim? Bebeklerime bir şey oldu mu? Tanrı aşkına bir şey söyle!"

  Hyunjin Minho'yu sakinleştirmeye çalışırken hemşire düğmesine basmıştı Changbin. Korkudan elleri titriyor ve kriz geçirerek ağlayan Minho'yu izliyordu şimdi de. Elini karnından asla indirmemesi Changbin'in de gözlerinin dolması için yeterli bir sebepti.

  En nihayetinde hemşireler geldi ve sakinleştirici iğnelerle Minho'nun bayılmasını sağladılar. Böylece Minho'nun gerçekleri öğrenmesini biraz daha ertelemiş oldular.

~👨‍👨‍👦‍👦~

  *Ertesi gün*

  Bir kez daha gözlerini araladı Minho. Bu sefer ne Chan vardı yanlarında ne de Changbin. Hyunjin sessiz bir şekilde Minho'yu izliyordu köşeden. "Ne oldu bana?" Diye sordu boğuk bir sesle. Yine doğrulmaya kalkınca onu durdurdu Hyunjin. "Sakin misin?"

  "Tanrım artık cevap ver bana lütfen!" Diye söylendi bıkkınca Minho. Fakat öncekine göre daha sakin olduğundan anlatmakta bir sakınca görmedi Hyunjin. Koltuğa geri otururken derin bir nefes verip dudaklarını araladı ve duyduklarını aktarmaya başladı. "Abin evlendiğinizden beri Seungmin'i tehdit ediyormuş. Yani Seungmin'in sürekli agresif olması, sana saçma sapan ithamlarda bulunması ve senden ayrılması bu yüzdenmiş. Koreden de o yüzden gitmiş. Sen abine hamile olduğunu söyleyince korkmuş."

  Tabi ya dedi Minho içinden. Bunu daha önce nasıl düşünemedim. Oysaki biliyordum abimin huyunu...

Omuzlarını silkip devam etti Hyunjin. "Sonra ne oldu bilmiyorum ama geri döndüğünde seni görmek istemiş. Hatta her şeyi anlatacakmış. Ama abin..."

  Kaza anı bir kez daha gözlerinin önünde canlanırken gözlerini sertçe kapatıp kollarını karına sardı Minho. "Bebeklerim... Onlar nasıllar?" Diye sordu korkuyla.

  Sıkıntıyla dudaklarını birbirine bastırdı Hyunjin. "Yaşıyorlar ama şu an ölü de olabilirlerdi." Diyerek canını sıkan konuya hafiçe kapı aralamış oldu.

  Rahatlamış bir nefes verdi ilk önce Minho. Sonra son kelimeler zihninde bir kez daha dolanırken "Nasıl yani?" Diye sorma ihtiyacı hissetti.

  "Üçünüzün de durumu kritikti. Doktor annenden seçim yapmasını istedi. Ya sadece seni kurtaracaktı ya da risk alıp hepinizi kurtarmaya çalışacaktı. Abin hemen atıldı sadece Minho diye. Seungmin de deliye döndü. Hem ikizleri olduğunu duymuştu hem de bu ona fazla gelmiş olmalı. Eğer orada olmasaydık... Düşünmek istemiyorum." Dedi ve titreyerek bu düşünceyi aklından def etti Hyunjin.

  "Yani herkes karakolda..." diye mırıldandı Minho. İşte şimdi her şey anlam kazanmıştı aklında. Hyunjin'in yalnız başına onu beklemesinin sebebi buydu. Her ne kadar anneliğini düzgün yapmasa da annesinin burada olmamasının sebebi buydu.

  Kafasını sallayarak onayladı Hyunjin. "Doktor da bizim o halimizi görünce risk alıp hepinizi kurtarmaya çalıştı. Şu an o da karakolda."

  Doktora içinden binlerce kez dua ederken mutluluktan ağlayacak kıvama gelmişti Minho. Gözlerinin dolmasından ötürü akan burnunu çekip "Bebeklerimde herhangi bir sıkıntı var mıymış peki?" Diye sordu boğukça.

  Onun bu haline gülümsedi Hyunjin. Ne olursa olsun onlar kurtulduğu için mutluydu. "Şu anlık bir sıkıntı gözükmüyormuş ama her an bir şey olabilirmiş gibi kontrole gelmen gerekiyormuş." Diye cevap verdi Minho'ya.

  En sonunda derin bir nefes vermeyi başarabildi Minho. "Tanrım... şükürler olsun." Diye mırıldanırken hiç bu kadar rahatladığını hissetmemişti belki de. Çok fazla şey atlatmıştı belki ama bu aralarındaki en zorlu olanıydı onun için. Dolayısıyla mutlu olmamasının imkanı yoktu.

  Aklına gelen şeyle çekingence dudaklarını araladı Hyunjin. Her me kadar mutluluğunu bölmek istemese de Minho'nun bilmesi gereken şeyler vardı. "Şey bir de... Polisler abin için senden ifade bekliyorlar. Şikayetçi olacak mısın?" Diye sordu.

  "Tabiki de!" Diyerek diklendi Minho. "Daha doğmamış çocuklarımın katili oluyordu!"

  Hyunjin'in bakışları ellerine kayarken mırıldanarak ağzındaki baklayı çıkardı. "Abin de Seungmin'den şikayetçi oldu."

  Gözlerini kırpıştırdı Minho. Elbette ki bu beklenmedik bir şeydi. Seungmin diklenmeleriyle ünlü olsa da daha önce kimseyi öldüresiye dövmemişti. "Neden? Cidden onu öldürmeye mi kalktı?" Diye sordu tedirgince.

  Kafasını hemen iki yana salladı Hyunjin. "Sanmıyorum. Sinirle söylenmiş sözlerdi ve gözü dönmüştü ama onu öldürecek kadar ileri gitmezdi. O abin gibi biri değil. Seni fazlasıyla düşünüyor. Zaten bütün bunlar onun yüzünden yaşandı ya..."

  "Yine de bahane değil." Diyerek üzgünce bakışlarını kaçırdı Minho. Artık Seungmin'le yüzleşme vakitleri gelmişti. Arkasına yaslanırken emin bir şekilde dudaklarını araladı. "Halledeceğim. Bir kendime geleyim her şeyi teker teker düzelteceğim."

~👨‍👨‍👦‍👦~

Biraz karışık bir anlatım oldu ama merak etmeyin bir de bunun Seungmin versiyonunu dinleyeceğiz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Biraz karışık bir anlatım oldu ama merak etmeyin bir de bunun Seungmin versiyonunu dinleyeceğiz

Family °Seungho°✓Where stories live. Discover now