° 17. Bölüm °

1K 110 49
                                    

Yorum sınırı : 35

Birbirlerini kovalayan akrep ve yelkovan, geçmeyen saatler ve ağlamaktan şişmiş gözler. Ameliyathane kapısının önünde toplanan aileler hem sinirliydi hem de üzgün. Hayat şimdi onlar için çok garipti. Bir kaç saat önce birbirleriyle gülüşürlerken saatler sonra kapıda dört gözle onu bekliyorlardı.

  Bazıları ise uzun zamandır görmemişti onu. Öyle bir özlem taşıyordu ki kalbinde artık daha da zarar verir olmuştu ona. Sürekli başı dönüyor ayağa kalkmak güç geliyordu. Ailesi, her şeyi orada ölüm kalım savaşı verirken hastane duvarına yaslanıp ağlamak bile bencilce geliyordu.

  Derin bir nefes verip karşı tarafında sessizce oturan Minho'nun ailesine baktı. Henüz olay taze olduğundan sorguya alınmamışlardı bu yüzden abisi de burada Minho'yu bekliyordu.

  Ama Seungmin için artık bu son damlaydı. Onu orada çürüyene kadar içeriye sokmaya yeminliydi.  Bu sefer somut kanıtları da vardı üstelik.

  Doktor ameliyathaneden çıktığında dikkati dağılarak ayağa kalktı. Onlara yaklaşıp ortada durduğunda ise yüz ifadesi hiç iç açıcı değildi. "Bir sorun mu var?" Diye sormadan edemedi Seungmin.

  Derin bir nefes verip gözlüklerini çıkardı doktor. Her zor bir şey söylemesi gerektiğinde yaptığı yüz ifadesi vardı yüzünde. Gözlüğünü göğüsündeki cebine yerledtirip elindeki kağıda bakarken konuşmaya başladı. "Her an her duruma hazırlıklı olmalıyız. Durumu çok kritik hem bebeklerin, hem de annenin."

  Gözlerini kırpıştırdı Seungmin. "Bebekler mi?" Diye sorarken sesi titriyordu. Üstündeki gömlekteki kanlar hala olduğu yerde durduğundan doktorun gözleri oraya kaydı. Onun dağılmış halinden az çok sevdiği adam olduğunu anlayabiliyordu. Üzücü olan ise az sonra soracağı soruya onun cevap veremeyecek olmasıydı.

  Usulca kafasını sallayıp gözlerini kaçırdı ve elindeki listeye geri döndü. "Evet, hastamızın ikizleri var. Fakat dediğim gibi kritik bir durumdalar. Bu yüzden seçim yapmanızı istemek durumundayım."

  Seungmin'in dili dönmediğinden susup beklerken Hyunjin atıldı bu sefer öne. Chan'ın saçlarını okşayıp onu rahatlatmaya çalışırken "N-ne seçimi?" Diye sordu korkarak.

  "Risk alarak bebekleri de mi kurtarmaya çalışalım yoksa sadece hastayı mı kurtaralım? Bebekleri kurtarmaya çalışmak hastayı da öldürebilir. Bunu göz önünde bulundurmalıyız." Dedi ve elindeki listeye bir bakış atıp devam etti doktor. "Vasisi olarak Bayan Lee gözüküyor. Dikkatli düşünün Bayan Lee. Bir kaç dakikaya yine burada olacağım."

  Doktor arkasını dönüp giderken herkes Bayan Lee'ye bakıyordu. Bayan Lee baskı altındaydı. Ne istediğini gayet iyi biliyordu ama bu ortamda söylerse onu boğazlamaktan çekinmeyeceklerinin farkındaydı.

  Duruma el atan ise Minho'nun abisi oldu. "Bekleyin!" Diye bağırdı doktora doğru. Doktor ona döndüğünde yüzündeki gizli sırıtmayı az çok fark edebiliyordu. "Biz çoktan kararımızı verdik. Değil mi anne?" Diyerek annesine döndü.

  Bayan Lee büyük oğlunun bakışlarından cesaret alıp duruşunu dikleştirdi ve dudaklarını araladı. "Sadece oğlumun kurtarılmasını istiyorum."

  Kısa süreli bir sessizlik oluştu koridorda. Bu süre Seungmin'in içindeki sinirin patlaması için yeterli bir süreydi. Gözleri kararmış bir şekilde abisine bakarken artık terbiye onun için önemli değildi. Dudakları sesli bir şekilde aralandı ve korkunç bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Yok gel diyor beni sik. Sen kimsin beyinsiz!"

  Endişeyle biraz yaklaştı doktor. "Lütfen saygımızı koruyalım." Dedi ikiliye bakarak. Fakat nafileydi. Sesini duyurduğundan bile şüpheliydi. Zira ikili birbirilerine ölümcül bakışlar yolluyorlardı.

Family °Seungho°✓Where stories live. Discover now