3

250 26 50
                                    

"Hyunjin, fazla temas etme. "


Geri geldiğinde, ben herşeyi hazırlamıştım. Masaya oturmuş onu izliyordum.

"Hadii, başlayalımm~" uzatarak söylemesine karşılık olarak güldüm. Yanıma oturdu.

"Bak Hyunjin, ben ders çalışırken. Asla ama asla fazla gürültü yapma. Müzik ile çalışmak istersen kulaklığını kullan tamam mı? " dediklerimi anında kafasına yazmış gibi bir hali vardı.

"Peki çilli şey, nasıl derse başlayacağız? " sorusunu duydum. Onun için hazırladığım teksirleri masaya çıkardım. "Evet, senin için bu soruları yazdım. Zaten bende çözecektim. Tek yapman gereken şey, bunları çözmen ve anlamadıklarını işaretlemen. " olumlu anlamda kafasını salladı. Kalemini eline aldığında, bende kendim için özetler hazırlamaya başladım.

Bana anlamsız gözlerle baktığının farkındaydım. Neden bu kadar çalıştığımı düşünüyordur. Anlayamazdı.

Yaklaşık bir saat sonra, ben ödevleri bitirmiştim. Hyunjin ise daha bitirememişti. Su almak için kalktım.

"Su alıyorum, sanada getirmemi ister misin? " bana döndü. "Olur." kafa salladım.

Mutfağa geçtim, bardaklara suyu doldurdum. Geri döndüğümde Hyunjin kafasını masaya koymuş duruyordu. Yavaşça bardağı masaya bıraktım.

"Ne oldu bakalım? " elimdeki bardağı dudaklarıma deydirmeden hemen önce sormuştum bu soruyu. Bana döndü; "Nasıl bu kadar fazla çalışabiliyorsun? Benim beynim tükendi. " bardağı masaya bıraktım.

"Hadi ama Hyunjin, bu kadar basit bir soruyu yapamadın mı?" elindeki kalemi kendi elime geçirdim. "İlk önce sayılarla harfleri ayırmanlazımdı. Sonra işlem yapmaya başlaman gerekirdi. " ben doğru işlemi yaparken, Hyunjin yüzüme odaklanmıştı.

"Yakından bakınca, çillerin daha fazla oluyor. " ona döndüm. "Çillerim normalde daha fazla, ben üstüne kapatıcı sürüyorum. " geri kağıda döndüm.

"Ha? Neden, çillerin güzel. " hafifçe kalemi bıraktım. Ona döndüm. "Hayır. Onlardan nefret ediyorum. Böyle bile fazla. Şimdi kes ve yaptığın aptal hatalara bak. " ayağa kalktım.

Başım çatlamak üzereydi. Bir kaç tane hap attım ağzıma, ardından da kahve yapmaya koyuldum. "Kahve yapıyorum ister misin? " testten yavaşça kafasını kaldırdı. "Olur, ama şekersiz ve sütsüz yapabilir misin? Lütfen. " buzluğu kapatıp "Tabiki."

İki kupa ile geri döndüm. Hyunjin, eline telefonu almış birine mesaj atıyordu. Geldiğimi görünce, yavaşça telefonu geri yerine bıraktı. "Teşekkürler."

Bende yerleşince, soruların hepsini yapmış olduğunu gördüm. Elime aldım. Kısaca bir göz gezdirdim. "Aish."

"Huh? Çilli şey, ne oldu? " ona baktım. "Başım ağrıyor. " tırnaklarımı avuç içime geçirdim. "Yapma." yavaşça ellerini ellerime yaklaştırarak söyledi.

"Neyi yapmayım Hyunjin? " ellerimi ellerinin arasına aldı. "Tırnaklarını geçirme" anında elimi ellerinden çektim. "Hyunjin, fazla temas etme. " kaşlarını çattı. "Neden? " gözlerimin dolduğunu belli etmemek adına göz teması kurmadım. "Hoşuma gitmiyor. "

Onaylar bakışlarının arasında sorgu bakışları da vardı. Şuanlık bunu öğrenmemelisin. "Ah, hadi ama Hyunjin. Bu çok basit bir hata. " duyduğu cümleyle yutkundu. "Hangi soru? " yanıma yavaşça yaklaştı. Temas kurmamaya özen göstererek.

"Bak on dördüncü soru. İlk önce parantez gelir." bana döndü "Yah, beynim almıyor. " dedi. Kendini yavaşça koltuğa bıraktı. "Yoruldum! " diye haykırdı. Ayağa kalktım. "Bağırma komşular rahatsız olmasın. İyi çalıştın, biraz ara verebilirsin. "

"Can you teach math?"| HyunlixWhere stories live. Discover now