35

66 13 10
                                    

oy ve yorumlariniz cok tatli!!
4.58k... tesekkur ederimmmm!!!
sizi seviyorum♡ (klasik yongbok)
iyi okumalarrrr🐾

☆☆☆☆☆☆

6 ay sonra;

|Lee Felix'ten|

Gözlerimi açar açmaz, hızla banyoya koşmuştum. İstediğim bölümün, ilk yılı bugün başlıyordu! Ve ilk kez Hyunjin olmadan geçirecektim. Biraz stresliydim.

Hyunjin, yanındaki boşluğu hissetmiş olacak ki, yatakta hareketlenmişti. Ben ise ona çatırmadan, makyaj masamın önüne geçmiştim. Saçlarımı tarıyordum. Tam kapatıcıya uzandığım zaman, Hyunjin gözleri yarı açık şekilde konuşmaya başladı.

"Kapatıcı sürme." sesi sert çıkmıştı. "Saçların da uzadı. İstersen arkasından topla. Güzel durur." ayağa kalkıp, yanıma yürüdü.

"Saçımı, yapar mısın?" gözlerini bir kaç kez kırptıktan sonra, narin dokunuşlarla saçlarımı yapmaya başladı. Tarayıp, takayı aldı. Saçımın, ön kısımlarını güzelce toplayıp arkada at kuyruğu yaptı.

"Ben yüzümü yıkayacağım. İşe gideceğim. Babam, özel öğretmen çağırmış." o banyoya giderken bende üstümğ değişmek için, dolabımı açtım. "Ne giysem." elimi belime koyup, düşünmeye başladım. Hyunjin dişlerini fırçalarken konuştu. "Çok açık giyinme."

"Peki!" altıma bol mavi pantolon ve üstüme de, siyah oversize bir tişort seçtim. Tişotü, pantolunun içine koyup kemer ekledim.

Ben aşağı indiğimde Hyunjin, banyodan çıkıp üstünü değiştirmişti. O takım elbise giymek zorundaydı.

Ben ikimize de kahve hazırlamıştım. Hem kahvemi yudumlayıp, hemde çanta mı topluyordum.

Hyunjin, bana zorla laptop aldırtmıştı. Söz yazarlığında, gerekli olduğunu düşünmüştü. Herne kadar ısrar etsemde, beni dinlememişti. Ve almıştı.

Belimde, hissettiğim kollarla kambur durmayı bıraktım. "Hazır mısın bebeğim?" onaylar mırıltılar çıkarmakla yetindim.

Arabaya binip, en sevdiğim müziği açmıştım. "Stresli misin?" arabayı sürerken konuşmasına karşı, sessizce konuştum.

"Okulda, sen olmayacaksın. Ve bu korkunç geliyor."
"Bebeğim,..." elini, bacağıma koydu. "Şirketle aramızda, sadece on beş dakikalik bir yol var biliyorsun değil mi?"

Haklıydı. Ama korkuyordum. "Ya bana zorbalık yaparlarsa? Çillerimi, biliyorsun."
"O çillerin, bana ait. Kimse onlara bie şey deyemeyecek."

"Peki." dışarıya bakmaya devam ettim. Hava bugün oldukça güzel gözüküyordu. "Öğlen beraber yeriz. Ne dersin?" olumlu mırıltılar çıkardım. "Yeriz, neden yemeyelim?" 

"Ah bilmem." Hyunjin, ara sıra bana soğuk yapıyordu. Bu can acıtıyordu.

Üzüldüğümü belli etmemeye çalışıyordum. Üniversitenin önüne gelince, arabayı durdu.

"Seninle gelmemi ister misin?" olumsuz anlamda kafa salladım. "Görüşürüz!" tatlı bir gülümseme sundum ona.

"Dikkat et güzelim. Seni seviyorum." arabadan inişimi yavaş yavaş, gözleriyle beni izliyordu. Ortalığa sert bakışlar atmayı da unutmuyordu.

"Ah, ufaklığım..." duymadığımı sansa da, duymuştum.

Sakin adımlarımla içeri girdim. Çantamın, kollarını tuttup çektim. "Yapabilirim." kendime güç verdikten sonra, yürümeye devam ettim.

"Can you teach math?"| HyunlixWhere stories live. Discover now