37

130 11 29
                                    

oy ve yorum istoyorum bol bol!
yeni biri gelmis aramiza aglayacagim, tum yorjmlarini(zi) okumaya calisiyorum...
size tavsiyem bu bolumu ice cream-hyunjin dinlerken okuyun...
iyi okumalar!!

☆☆☆☆

|Freckleahinelix'ten|

Felix, üzülüyordu. Hyunjin ona üç haftadır soğuk yapıyor, telefon görüşmeleri yapıyordu. Felix artık dayanamıyordu.

Üç haftadır olduğu gibi, Hyunjin yine eve geç bir saatte gelmişti. Felix'in ertesi gün sınavı olduğundan, harıl harıl ders çalışıyordu.

Hyunjin içeri girince, salonda oturmuş ders çalışan sevgilisine baktı. Gülümsemesine engel olamamıştı. Yine de, yüzüne sert bir ifade takıp içeriye girdi.

Felix onun geldiğini fark edince kafasını kaldırdı. "SONUNDA GELDİN BEBEĞİM!" Hyunjin'e karşı olan o sevgisi, bitmiyordu. Hyunjin, ne kadar ona soğuk yapıyor olsada.

"Geldim. Duş alacağım." Felix'i umursamadan, merdivenleri çıkıp gitti. Felix, gözlerinin dolmasını engelleyemedi.

Göz yaşları, defterini ıslatıyordu. "Beni sevmiyor..." dersini çalışmaya devam ederken, Hyunjin'in onu izlediğinden habersizdi.

"Neden sevmiyor? Bir şey mi yaptım?.." ağlamasının arasında mırıldanıyordu. Hyunjin, daha fazla dayanamadı.

"Yapmadın. Seni seviyorum." ıslak saçlarını önüne geliyordu. "Neden düşünüyorsun? Ağlama ve çalış."

"Bana annem gibi davranma." sesi çıkmıyordu fakat, çok sert bir ses tonuyla söylemişti.
"Ne?" Felix, eşyalarını sırt çantasına doldurdu. "Ne oluyor Felix?"

Üstüne ceketini de alıp, kapıya ilerledi. "Gidiyorum." ayakkabılarını giymeye başladı. "Nere gidiyorsun? Delirdin mi sen?"

Hyunjin, Felix'in kolunu tuttu. "Beni kırıyorsun! Kalbimin kırılmasını istemiyorum!" gözlerinin buluşmasıyla, Felix'in ağladığını net bir şekilde görebilmişti.

"Ağlama, hayır hayır." sevgilisinin yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ağlama. Özür dilerim."

"Kaç haftadır beni ne kadar üzdüğünün farkında mısın? Ağlamaktan gözlerim yanmaya başladı. Canımı yakıyorsun. Aynı annem gibi." yüzünü ellerinden çekti.

Arkasını döndü. "Biraz kafa dinlemeliyim. Lütfen izin ver." ellerini kapı koluna götürdü.

Hyunjin, omuzlarından tutarak Felix'i kendine döndürdü. "Pekala." yan tarafta duraan montunu aldı, Felix'in üstüne geçirdi. Atkı sardı boynuna. Çantasını elinden alıp içini kontrol etti. Kartını içine koydu.

Çantalıyı ona verdikten sonra, alnından öptü. "Çık." Felix, yavaş adımlarla evden çıktı. Hyunjin, yavaşça gidişini izledi.

"Çok kötü biriyim..." mırıldandı kendi kendine Hyunjin.

Felix, ne olduğunu anlamamıştı ama ağlamaya başlamıştı. Canın acıdığını hissediyordu.

"Tanrım, neden?" ağlamaktan hıçkırmaya başlamıştı. Saat sabaha karşı dörttü.

Sahile yürüdü yavaşça. Oturup, ders çalışmaya devam etti.

"Can you teach math?"| HyunlixDonde viven las historias. Descúbrelo ahora