19

162 19 35
                                    

oy ve yorumlar cok azaldi...

bu hosuma gitmiyor.

Oy ve yorum gormek istiyorum🤎🐾

İyi okumalarr^^


☆☆☆☆

"Sen bir avcı mısın?" 

.

.

.

|Hwang Hyunjin'den|

Gözlerimi açtığımda, ortalık bulanıktı. Vücüdümün yanında yatan bedene baktım. Gözlerim o bedenin kim olduğunu netlemeye çalışırken; başıma vuran ağrı ile beynimin sarsıldığını hissettim.

"Tanrım, dün akşam ne oldu?" kısık sesle söylememe rağmen, kucağım da olan beden hareket etmişti. Bu da yanımda yatan bedenin, kokusunun tanıdık olmasını anlamama sebeb oldu.

Bu beden Felix'ten başkası olamazdı.

Uyayan minik bedene, kafamı eğdim. Melek gibi gözüküyordu. Çillerini, izlemeye başladığım da dudaklarının buzmuştu. İstemsizce, parmaklarım dudaklarıma gitti.

Biz öpüşmüştük, bir gece de iki kez. İkinciyi, ben sahroşken yaptığımız için, sersem bir şekilde karşılık versem de. Her saniyesini, hatırlıyordum; teklfimi kabul etmişti. Biz neydik? Parmaklarım, onun kalp şekildeki dudaklarına gitti. Fazlasıyla, güzeldi bu çocuk.

Kızlara olan ilgimi, yerle bir etmişti. Felix, bir kızdan bile daha güzeldi. Dünya'daki en güzel erkekti. O yanımda varken, kızı ne yapayım ben? 

Bir elimi ince beline, diğer elimi yumuşacık olan saçları doğru yerleştirdim. Gözlerimle, onu izlemeye devam etmiştim. Başım patlayacak gibiydi. Buraya nasıl gelmiştim ben? Beni buraya kadar taşımıştı. Malca şeyler söyledim mi? Ya da, ona kötü birşey yapmaya çalıştım mı? 

Ben düşünürken, o irkilip göğüsüme daha da sokuldu. "Hımm." ardından da ellerini kaldırıp yatakta esnedi. "Günaydınn jinnie!" söylediği cümleyle, ağzım tamamen açılmıştı.

Bana yedi yıl sonra Jinnie demişti. Bu çok ama çok özel ve güzel bir andı. Anın verdiği mutlulukla, dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. O kıp kırmızı bir domates olurken, ona sarıldım.

"Ah tanrım, kötü birşey yapmadım değil mi?" kafasını olumsuz anlamda salladı. "Yapmadın jinnie." bana geri sarılınca, gülümsedim. Kafasını boynumdan kaldırınca,

"Başın ağrıyor mu?" bedenlerimizi ayırınca, içimde bir boşluk hissettim. Yatakta oturur pozisyona geldi. "Evet, çok!" benim isyanıma gülüp, arkasını döndü. Yanıma yaklaştı, anlıma öpücük kondurdu. O geri çekilirken,  onu belinden tuturak kendime çektim. Dudaklarımızın birleşmesine izin verdi.

Dudaklarımız ayrılınca, yataktan kalktı. Gözleri kapalı bir şekilde dik durmaya çalışan bedene hafifçe güldüm. Çok tatlıydı. "Ne yemek istersin?"  uzun uzun ona baktım. 

"Hiç birşey." garipser bakışlarını izledim, "Sabah öpücüğü kahvaltımdı." yatağa yeniden yattım. Kollarımı açarak, belimi rahatlattım. "Hadi kalk. Ders çalışacağız. Proje ödevimiz var. Final sınavları yaklaşıyor. Matematikten düşük almak istemezsin." yorganı onu görebilecek şekilde  kafama kadar çektim.

"Can you teach math?"| HyunlixWhere stories live. Discover now