🌠on bir

2.3K 182 81
                                    

Dün sanırım altıyla on arasından bazı bölümleri okuyamayanlar olmuş, kütüphanenizden çıkarıp eklerseniz düzelir diye düşünüyorum... Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar 🩷

CORALINE YOK OLMAK İSTİYOR

"Selam sarı," diyerek önümde duran Utku'ya şaşkın suratımı gizleyemeden bakakaldım. Sanki yoktan var olmuş gibi aniden önümde bitmişti. "Olmadı, göremedim sinsi yengemi."

Sessiz kalarak yanından geçmeye çalıştığımda tekrar önüme geçerek ellerini kaldırdı. "Korkma, dokunmuyorum. Sadece kahve içmek istiyorum, lütfen."

"İstemiyorum," dedim ağzımın içinde konuşurken. Sesim çıkmıyordu, yeterince çıkmıştı ve duymayan olunca bundan vazgeçmiştim. "Lütfen."

"Ne çok lütfen diyorsun... Bir de biraz bağırır mısın? Dede değilim ama duyamıyorum."

"Bağırınca kimse duymaz."

"Bunu hiç duymadım," diyerek yüzünü bana doğru eğdiğinde bir adım geri çekildim. Korkmuyordum, şu an etrafımızda insanlar vardı ve bana bir şey olmayacağını biliyordum. Yine yakınlaşmak istemiyordum. "Tamam, yaklaşmıyorum ama bağır biraz."

"Ders var," dedim sesimi yükseltmeye çalışırken. "İzin verirseniz gitmem gerekiyor."

"Farkında mısın aynı okulda, aynı sınıftayız."

"Yani?"

"Ders yok, öğlen molasındayız."

"Benim dersim var, ders çalışacağım."

"Her öğlen ilk önce kahve içiyorsun, biliyorum."

"Beni mi izliyorsunuz?"

"Her öğlen içtiğin kahveye eşlik etmek istiyorum."

"Ama ben istemiyorum ki..."

Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştuğunda gözlerimi ela gözlerinden çekip kafamı öne eğdim. Benden oldukça uzundu, belki de bir doksandan fazlaydı. Benim aksime dağınık kahverengi saçları ve tek yanağında gamzesi vardı. "Bu yaptığın önyargı," dedi. "Birini tanımadan böyle yapamazsın. Konuştuktan sonra konuşmak istemeyebilirsin ama şu an beni tanımıyorsun bile. Daha ne kadar uğraşmam gerekiyor?"

"Tanıyorum, ısrarcısın. Tıpkı arkadaşların gibi."

"Sen de inatçısın."

"İnsanlar istemediği bir şeyi söyleyince inatçı mı olurlar?"

"Ev ev dolaşıp sana yazdım, en azından bu zahmetime biraz saygın olsun."

"Siz neden bana saygı duymuyorsunuz?"

"Duyuyorum güzelim, duyuyorum da se-..."

"Öyle söylemeyin."

"Ne dedim şimdi?" diyerek sesini yükselttiğinde gözlerimi kaçırdım. Aniden bağırması birkaç yüzün bize dönmesine sebep olmuştu. Bilerek yapmadığını biliyordum, onu tanımıyordum ama hissediyordum. Sanki refleks olarak bağırmıştı.

"Güzelim dediniz."

"Öyle mi dedim? Fark etmedim."

"Biraz fazla ağız alışkanlığınız var sanırım."

"Burada, ayakta konuşmak yerine kahve içerek de konuşabiliriz. Neden inat ediyorsun?"

"Sonra beni bırakacak mısınız? Söz mü? Sözünüzü tutacak mısınız?"

Coraline Yok Olmak İstiyorWhere stories live. Discover now