🌠yirmi beş

1.7K 176 147
                                    

Beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurum, keyifli okumalar 🩷

CORALINE YOK OLMAK İSTİYOR

Gözlerimi aynaya dikmiş, kendimi izliyordum. Teneffüs bitecekti, oysaki burada kalmak istiyordum. Ne sınıfa gitme isteğim vardı ne de başka bir şey...

İçeri birilerinin girme ihtimalini düşünerek ellerimi yıkadıktan sonra kızlar tuvaletinden dışarı çıkıyordum ki içeri giren Melis ile çıkamadım. Tahmin ettiğim çıkmıştı, hissetmiştim. Kapının önünde bekliyordu, yanında Sude ve Cemre vardı.

"Oo... Sessiz kız, selam."

Melis'e cevap vermeyerek kapıdan çıkmaya çalıştığımda önüme geçti. "Konuşsana, Ezgi'den neyimiz eksik?"

"Konuş," dedi Sude. "Kavga için çok iyi bir vakit, biliyor musun? Gökyüzünde durumlar iyi görünüyor."

Kendini büyücü sanıyordu... Ne kadar da aptaldı.

"Ben kavga edemem," dedi Cemre. "Tırnaklarımı daha yeni aynı boyuta getirebildim, çıkışta güzellik merkezine gideceğim. Kırılmasınlar."

"Ne kavgası? Bir durun ya, varoş muyuz?" diyen Melis'e evet demek istedim, sustum. Çete gibi dolaşarak havalı olduklarını mı sanıyorlardı?

"Konuşacaksın," dedi Melis cevap vermeyeceğimi bilerek. "Yeter dikkat çektin, erkeklerin peşinde olması hoşuna mı gidiyor?"

Sessiz kaldığımda gözlerini devirdi. Cevap verebilirdim ama sessizliğim onu sinirlendiriyordu, bu da hoşuma gidiyordu. Onlara cevap vermem, sadece istediklerine ulaşmalarını sağlayacaktı.

"Aptal sünepe, masum görünmeye çalışıyor... Eziksin kızım sen."

Onu arkamda bırakarak kızlar tuvaletinden çıktığımda gülesim geliyordu ama kendimi tutuyordum. Hiç ses çıkarmadığım hâlde zehirlerini kusmuşlardı ama bu zehir bana değil, onlara zarar veriyordu.

Öfke, insanı içten içe bitirirdi.

Beni de bitirmişti.

Kantinden su aldıktan sonra birkaç adım atmıştım ki önüme çıkan çocukla kaşlarımı yukarı kaldırdım. Kafede bizi gören çocuktu ve bana güzel güzel baktığı söylenemezdi. Titrediğimi hissettim, elimdeki suyu düşmemesi için biraz daha sıkı tuttum. Burada tüm kantinin ortasında beni rezil edebilirdi, tam olarak da yapmak istiyor gibi bakıyordu. "Ben de seni saf salak bir şey sanıyordum," dedi sırıtarak. "Buldun yağlı kapıyı, ona vereyim dedin."

Kaşlarım çatıldığında cevap vermeyeceğimi bildiği için devam etti. Artık insanlar buna alışmıştı, kendi kendilerine cevap beklemeden konuşuyorlardı. "Sizi gördüm," dedi saçlarını karıştırarak. "Sen okulda kimseye selam dahi verme ama konu okulun sahibine gelince kafelerde buluş... Çok kınadım."

Yüzünde sahte bir gülümseme, gözlerinin içinde saf alay vardı. Beni incitecekti, diğer herkes gibi acımasız sözleri beni incitmek için sarf edecekti. Geçmeye çalıştığımda önüme geçerek izin vermedi. Konuşurken sesi çok yüksek çıkıyordu ve bu bile rahatsız ediciydi. Biraz daha bağırsa herkes duyacaktı, belki de bunu istiyordu. "Konuşsana kızım, milletle buluşmayı biliyorsun. Bizim paramız yok mu sanki?"

Onunla konuşmak istedim, belki yüzüne tükürmek... Ama durdum. İstediği buydu, istediği insanlar bize bakarken ona cevap vermemdi. Dışarıdan bakan biri normal konuştuğumuzu sanabilirdi ama o, beni sadece yargılıyordu.

İstediğini vermeyecektim.

"Hiç beklemezdim senden," dedi kantindeki kolona yaslanarak. "Gerçekten masum görünüyordun."

Coraline Yok Olmak İstiyorWhere stories live. Discover now