🌠on altı

1.9K 167 88
                                    

Beğenip yorum yaparsanız çok mutlu olurum, bu hikayeyi okumaktan keyif alanlar arkadaşlarına da önermek ister belki 🩷

CORALINE YOK OLMAK İSTİYOR

Boynumu çizen kediye homurdana homurdana yolda yürürken nasıl boynuma kadar zıplayabildiğini düşünüyordum. O aptal kediden oldukça uzağa gitmiştim fakat yine de kurtulamamıştım. Parka girdiğim andan beri bana tıslamış, peşimden gelmişti. Sanki orada oturmamı istememişti, ben parktan çıkana kader uğraşmıştı. Eve geldiğimde anahtarımı çıkarmak için çantamı açtım ama yoktu, bütün gözlerine bakmıştım ama bulamamıştım. Dün çantamı odaya firlattığımda düşmüş olabilir miydi? Kapının önüne baktım bir süre, beklediğim ayakkabılar yoktu.

Bir çift kadın ayakkabısı olmasını çok istemiştim.

Titreyen ellerimle zili çalarak bir adım geri çekildim, telefonuma da birkaç bildirim gelmişti cebimdeyken. Muhtemelen Utku'ydu, eve gittim dedikten sonra kediye yakalandığımı söyleyerek büyük bir pot kırmıştım fakat o an, bana saldıran kediyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Diğer günler olduğu gibi bugün de parkta oturmayı çok istemiştim ama olmamıştı, o aptal kedi yüzünden şimdi eve girmek zorundaydım.

Kapı eniştem tarafından açıldığında ağır çekimdeymişçesine ayaklarımdan yüzüme kadar süzdü. Beni ezen bakışlarına alışkındım, alışmak istememiştim ama alışmak zorunda bırakılmıştım. "Hoş geldin civciv," dedi alayla. "Erken gelir miydin sen?"

"Ödevim var," diyerek içeri girdim. "Hemen başlamam gerek."

Acele adımlarla merdivenlere ilerlediğimde kolumu tutarak "Ne bu acele?" diye sordu. Yaz tatili bittiğinde ve okul için her sabah güneş bile doğmadan çıktığımda buna sinir oluyordu. Belki de haftalar sonra ilk kez eve erken dönmüştüm ve haftalar sonra ilk kez benimle yalnız konuşuyordu.

"Ödevim var, çok fazla var."

"Konuşalım biraz," diyerek dudaklarını yanağıma bastırdığında geri çekilmek istedim ama izin vermedi. "Kaç gündür yalnız kalamıyoruz."

"Ödevim var," dedim titreyen dudaklarımla. Aşağı sarkmışlardı bile elimde olmadan. "Odama gitmek istiyorum."

"Ne ödevi bu?" dediğinde ortama bir bildirim sesi düştü. Benim telefonumdu, cebimden çıkararak "Arkadaşım," dedim. "Aramam gerekmiş."

"Acil ödev, acil arama... Yeni okulun yaramamış sana." dedi ters bir şekilde. Zaten fen lisesini bırakmamı hiç istememişti, dışarıya karşı eğitimin iyi olduğunu söylese de bana karşı zorbalığa uğraşmamın hoşuna gittiğini söylemişti. Böyle biriydi, kalbimin ikiye bölünmesi hoşuna giderdi.

Titreyen ellerimle bildirimin üzerine tıklayarak konuşmayı açıp ne yaptığımı bile bilmeden görüntülü arama kısmına bastım. Normal bir şekilde arasaydım yanımda olan bu adamdan kurtulamazdım ama ekranda birini görürse, benden uzaklaşırdı.

Lütfen, dedim. Lütfen aç. Bugün eve erken gelmek istemedim, bugün parkta oturamadım. Neden eve geldim ki? Kedi nefesimi kesmişti, Koralin mi göndermişti? Belki de hâlâ affedilmemiştim. Boşuna mı her gece beni affetmesi için yalvarıyordum?

Telefon açıldığında kolumu sertçe çekerek "Selam," dedim. Eniştem şok olmuş bir biçimde bana bakıyordu. "Görüntülü arama mı?" diye fısıldadı ters bakışları hâlâ üzerimdeyken. Aramam gerekiyormuş dediğimde normal arayacağımı sanmıştı muhtemelen ki beklemişti. Yanımdan birkaç adım geri giderek küçük bir küfür etti. Telefonumla birlikte odaya girerek kapımı kapatıp kilitledim. "Sana boynumu göstereyim dedim."

Coraline Yok Olmak İstiyorWhere stories live. Discover now