🌠on dört

2K 166 68
                                    

Günün ikinci bölümü! Beğeni ve yorum bırakırsanız çok mutlu olurum, geri dönerek oy vermediğiniz bölümlere de göz atabilirsiniz 🩷

CORALINE YOK OLMAK İSTİYOR

Gözlerimi yarı açık tutabiliyorken "Aç mısın?" diye soran hemşireye cevap verme amaçlı kaşlarımı kaldırdım. Ayakta durmaya mecalim olmadığı için okulun revirine getirmişti beni Gökhan, ardından koştur koştur sevgilisinin yanına gitmişti. Simge'ye ne olduğunu görmemiştim ama okula ambulansın geldiğini duymuştum... Yakmıştım onu ama isteyerek yapmamıştım, o benim kolumu çektiğinde istemeden düşmüştü bardak elimden. Bilerek zarar vermezdim kimseye, hele de yakmak... Yapmazdım bunu ama kimseye de yanlışlıkla olduğunu kanıtlayamazdım.

Belki de başım beladaydı.

"Sabah kahvaltı yaptın mı Lâl?"

"Yapmadım."

"Ve aç değilsin, öyle mi?"

"Biraz," dedim verdiği keki bakarken. Beni sıkıştırıyordu ve buradan çıkmak için bir an önce toparlanmam gerekiyordu. Sanırım şekerimin düştüğünü düşünüyordu ki bana bir şeyler yedirmeye çalışıyordu. "Teşekkür ederim."

"Bir şeyler yersen kendine gelirsin diye düşünüyorum, eğer düzelmezsen gün içinde yanıma gelmekten çekinme."

"Tekrar teşekkür ederim." diyerek ayağa kalkıp uyuşuk adımlarla revirden çıktım, çıkar çıkmaz ise elimdeki keki koridorun sonundaki çöpe attım. Yemeyecektim.

"Lâl," dedi koştur koştur yanıma gelen Ezgi. "Nasılsın, iyi misin?"

"İyiyim," dedim şaşkın bir şekilde. "Ne oldu?"

"Bütün okul sizi konuşuyor, duyar duymaz geldim."

"Tahmin ediyordum."

"Ne oldu, anlatsana. Herkes farklı bir şey diyor, hiçbir şey anlamadım."

"Uzun mesele." dedim merdivenlere yönelirken. Herkesin bakışları yine benim üzerimdeydi ama bu sefer bakışlar alaylı değildi, belki öfkeliydiler. Bilerek mi yaptığımı düşünüyorlardı?

"Sınıfa çıkana kadar anlat," dedi koluma girerek. Rahatsız olduğum için çekmek istedim ama onu kırmaktan korktum. Ayaklarımda yürümeye mecal yokken koluma girmesi belki de iyi olmuştu, insanlar beni izlerken daha güçsüz hissediyordum. "Dinliyorum."

"Gökhan benim yanıma oturdu," dedim kısık sesimle. "Sonra sevgilisi gördü, benimle tartışmaya başladı. Başım döndüğü için elimdeki kahve üzerine döküldü, yaktım onu."

"Gökhan sevgilisi yerine seni kucaklayıp revire indirmiş, doğru mu?"

"Hm hm," dedim utanarak. "Sonra geri gitti ama hemen, yardımcı oldu sadece."

"Ama... Çok komik," dedi kahkaha atmaya başlayarak. Şaşkınca onu izliyordum, bu komik miydi? "Simge okulu ayağa kaldırdı, ailesi yüzde yüz senden şikayetçi olacak."

"Ama ben bir şey yapamadım ki... O beni çekti. İstemedim böyle olmasını, onu nasıl bilerek yakarım ki?"

"Müdür seni çağıracak ilk ders," dedi hâlâ gülerken. "Görürsün."

"Kimse suçsuz olduğuma inanmaz," dedim sesim giderek kısılırken. Onun aksine eğlenmiyordum. "Bilerek yapmadım, onu yakmak istemedim."

"Sorun yok," dedi sınıfa girerken. "Babamla ve amcamla konuşurum, hiçbir şey olmaz."

Coraline Yok Olmak İstiyorWhere stories live. Discover now