🌠on üç

2.1K 171 110
                                    

Beğenip yorum bırakırsanız çok mutlu olurum, aktifliğe göre bir bölüm daha gelir 🩷

CORALINE YOK OLMAK İSTİYOR

Mayıs ayını bekliyordum yorgun argın, her sabah bu okula geliyordum ama gelmek istiyor musun diye sorsalar hayır derdim. Evde kalmak istiyor musun diye sorduklarında ise sadece gülerdim. Kimse sormazdı, biliyordum ama yine de cevaplarım vardı.

Okul bittiğinde üzülüyordum çünkü parkta üşüyordum, gece evde korkuyordum. Okul başladığında yürüdüğüm yolda ağlamak istiyordum, evde duvarların üzerime geldiği yetmiyormuş gibi okulda da kalabalıkla birlikte üzerime gelen duvarlar vardı. En azından evde bir kişiyle savaşıyordum, okulda ise yüzlerce öğrenci üzerime yürüyüp beni ezecekmiş gibi hissediyordum. Sanki küçülüyor, küçülüyor ve bir karınca oluyordum.

Yine de okula geliyordum çünkü bu yüzlerce insanın toplamının evdeki bir insana denk gelmeyeceğini biliyordum.

Okula geleli bir ayı geçmişti ve sanki bana inat zaman kendini çarpı iki hıza almıştı. Eğer mayıs ayında kurtulacak olsam yine de bu şekilde hızlı geçer miydi? Hayır, geçmezdi ama bu önemli değildi, zaten kurtulacaktım.

İnsanların kurtulmak dediğinde aklına binlerce şey gelebilirdi. Herkesin kendine ait bir çözüm yolu vardı, benimki de benim gibi zayıf kızların seçtiği bir yoldu.

Okula geldiğimden beri konuştuğum tek insan Ezgi'ydi. O, sınıfta diğerlerinin aksine çalışkan ve derslerine önem gösteren bir kızdı. Bazen derslerden konuşuyorduk, bazen onunla ilgili bir şeylerden. Ben pek konuşmuyordum, genelde o bir şeyler anlatıyordu ve erkekler oluyordu konu. Onlardan nefret ediyordu, sebebini sorduğumda ise yaşadığı kötü bir olay olduğunu ve artık erkeklere güvenmediğini söylemişti.

Onu anlıyordum.

Artık okulda iyiden iyiye insanlar beni konuşuyordu ve anlatamayacağım kadar, yani her zaman olduğu kadar, rahatsız oluyordum. Yanlarından geçerken bile benim hakkımda konuşuyorlardı ve bunu duymamdan çekinmiyorlardı. Beni bilerek kırıyorlardı yeterince kırık değilmişim gibi. Kalbim ortadan ikiye bölünmüştü ama bu şekilde yaşamaya devam edebiliyordum, yine de kırılan bir şey batardı. Kalbim sanki göğüs kafesime batıyordu, bunu bile bile insanlar neden kırmaya devam ediyordu?

Belki de gerçekten şeytanlar cehennemi boşaltmıştı.

İlk başta sadece erkekler konuşuyordu, ilk hangisine cevap vereceğim diye benimle uğraşıyorlardı fakat daha sonra kızlar da üzerime gelmeye başlamıştı. Sebebi, hoşlandıkları çocukların benim yanıma gelerek benimle konuşmak istemeleriydi. Suçlu neden ben oluyordum bilmiyordum, bir kadın bir kadını böyle saçma bir nedenden suçlar mıydı? Bir erkek benimle konuşuyor diye suçlanmam adil miydi?

Benim ilkokuldan sonra hiç kız arkadaşım olmamıştı ama yine de hiçbir kızı kırmamıştım. Yanlarından geçtiğim bu insanlarla arkadaş olmayabilirdim ama bu onlara, beni kırma hakkı vermezdi. Benim onlara hiç zararım yoktu. Herkes kalbi ikiye bölünmüş bir şekilde yaşayamazdı, ben yaşıyordum ama bir başkasının yaşayamama ihtimalini düşünerek kimseyi üzmüyordum.

Yine içimde savaştığım kalabalıktan, kafamın içinde dönen tilkilerden, içinde sakladığım bin farklı Lâl'den kurtulup okulun kalabalığına giriyordum. Ellerim üşüyordu, burnum, bacaklarım... Okulun sıcaklığı bile yetmiyordu ısıtmaya, belki anne çorbasına ihtiyacım vardı ama ortada bu ihtiyacımı karşılayacak iki şey de yoktu.

Kantinden aldığım bir kahve iyi gelebilirdi. Hem geçici olsa da içim ısınırdı hem de bütün gece oturmamın cezasını çeken bedenim bir nebze olsun toparlanırdı.

Coraline Yok Olmak İstiyorWhere stories live. Discover now