4🍀

43 6 0
                                    







🌲

Holly kendisine gelmekte olan gence dikkatle bakarken onun da aynı şekilde kendisine baktığını fark etti. Attığı her adımı insana büyük bir tedirginlik veren bu kişi, fazlaca ürkütücü gözüküyordu. Bilerek mi böyle yapıyordu yoksa bu adam yürüyen sinir küpü falan mıydı?
Kaşlarında düzelmeyen bir çatıklık, yüzünde giderilmeyen bir ciddiyet vardı. Hafif kahverengi saçları ve onlara uyumlu gözleri. Gözleri şimdi de kahverengiydi. Sürekli renk değiştiren bu gözlere bakmaktan kendini alamıyordu genç kız.

Öyle bile olsa çok uzun tutamıyordu bu bakışmayı. Gencin gözlerindeki bakış, sanki insanın içini okuyordu.
Genç adam bir yandan yürürken bir yandan elinde bulunan yeşilimsi oku arkasındaki ok kutusuna koydu ve tam Gregor'un önünde durdu.
Çatık kaşları ile sert yüz ifadesini hiç değiştirmeden "Burada ne işin var Gregor? Sınırlardan uzak durman gerektiğini biliyor olmalısın," dedi tehdit kokan sesi ile. Bu tehdit sanki sadece Gregor'a değil aynı zamanda Holly için de geçerliydi.

Gregor, kendine has rahatlığını bozmadan yeterince dikik olan saçlarını daha fazla dikti ve sırnaşık bir gülümseme ile kaşlarını kaldırdı. Diğer elini de Holly'nin omzuna atan genç adam yine tüm dişlerini göstererek sırıttı.

"Hol'ü gezdiriyorum. Kendisi, yeni ruh kaçıran üyesi. Üstelik bir insan!" diye ekledi ürkütücü bir şey söylermişçesine gözlerini açarak.

Genç muhafız çatık kaşları ve huysuz bakışları ile Holly'e kısa süre baktı. Sonra da umursamazca göz devirdi.

"Evet. Haberim var!"

Bir asker edasıyla verdiği cevaplar genç kızı hazır ola geçirtecek gibi hissettiriyordu. Gregor şaşkınca bir Holly'e bir Megan'a baktı. Sonra yeniden Holly'e ve en son Megan'a baktı.

"Önceden tanış mıydınız? Nası ya? İlk benimle tanışmadı mı şimdi Hol? E ama Oscar neden öyle şey etti?"

Genç muhafız bıkkın bir şekilde tıslarken kollarını önünde bağladı. "Önemsiz bir mesele, uzatmaya gerek yok. Elenor'un isteği ile oldu zaten. İstersen ilk sen tanışmış olabilirsin."

Holly, omzunda olan Gregor'un elinden de, kendisini bir böcek gibi hissettiren muhafızdan da rahatsız olmuştu. Saçlarını düzeltme bahanesi ile Gregor'dan uzaklaştı. Kısa süreliğine muhafıza baktığında, onun da kendisine bakmakta olduğunu gördü ancak hemen sonrasında muhafız gözlerini sert bir şekilde çevirmişti. Ne yaparsa yapsın şu huysuz muhafız tarafından göz hapsine alınmıştı sanki. İçindeki korku olmasa ne bakıyorsun be bukalemun gözlü diyecekti de işte.

Gregor, Holly'i göstererek "Söylesene Meg, Hol altın küre kızları kadar güzel değil mi?" diye sordu. Böyle bir soru insanın içine kıyaslanma hissini doğruyordu. Hemen sonrasında da kimin seçileceği belli olmayan bir yarışma.

Muhafız zaten ciddi olan yüzünü daha fazla sertleştirdi.  "Saçmalamayı kes Gregor! Altın küre kızlarını da öyle herkesle kıyaslamayı bırak!" Ateş püskürmüştü adeta. Böyle bir tepkiden sonra Holly değil tercih edilmeyi kıyaslanmaya bile layık olmadığından emin olmuştu. Bu kalbini biraz kırsa da belli etmemeye çalıştı.

Aslında Holly, denilen hiçbir şeyi anlamıyordu. Anladığı tek şey, metroda gördüğü muhafız çocuğun garip bir şekilde gıcık ve ürkütücü oluşuydu. Üstelik kendisini bir hiçmiş gibi hissettirmede de ustaydı.

Üçü birbirilerine bakmaya devam ederlerken Oscar ve Pedro yanlarında belirdi. Doğrusu bu ikisinin gelmesi genç kızı biraz olsun rahatlatmıştı. Muhafız Bey'in gergin diyaloglarından sonra kaçıp kurtulmak istiyordu.

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIWhere stories live. Discover now