9🍀

35 6 0
                                    




🌲


Adeta koşarcasına yürüyen muhafızı takip etmekte zorlanan Holly zaman zaman geride kalıyordu. Nefes nefese kaldığı için arada bir mola verip nefesini düzene sokuyordu. Bu kadarcık bir zamanda bile geride kaldığı için daha hızlı koşmak zorunda kalıyordu. Holly hiç bu kadar hızlı yürümemişti. Aslında bu, hızlı yürümek değil bildiğin maratondu ancak muhafız bana mısın demiyordu.

Megan ve Holly uzunca bir yol yürüdükten sonra ağaçtan yapılan küçük kavisli bir köprünün üzerinde durdular. Muhafız Megan, elindeki kağıdı içinden okumaya başlarken Holly henüz nefesini düzene koyamamıştı bile. Megan okumasını bitirince Holly'e döndü genç kız kocaman açtığı gözleri ile dikkatini ona vermişti.

"Bu köprü geçit kapısıdır. Köprünün diğer tarafı tıpkı ormanın bir parçası gibi gözükse de bu aslında bir illüzyon. Diğer taraf, kötü ruhların tutsak tutulduğu boş arazi. Genelde eğitim için kullanılsa da çok dikkatli olunması gerekir."

Muhafız kendini dinlemekte olan genç kızın adeta bayılmak üzere olduğunu görünce kaşlarını çatarak bıkkın bir şekilde ofladı. Tıpkı kendisi gibi dinç ve zinde olmasını istiyordu ancak genç kızın ayakta duracak hali kalmamıştı. Megan elindeki kağıdı rulo yapıp Holly'nin yüzüne tutarken "Ayak bağı olduğunun farkındasın değil mi?" diye sordu. Holly alıştığı bu hakaretler karşısında cevap verecek durumda bile değildi. Sadece kuruyan boğazını yumuşatmakla meşguldü.

Holly'nin denilenlerle pek ilgilenmediğini fark eden Megan kağıdı katlayarak cebine koydu ve kollarını önüne bağlayıp bıkkınlıkla tısladı.

"Diğer üyeler insan olmadığı için senin gibi kırılgan değiller ve neredeyse eğitimin tamamını bitirdiler üstelik sınava da hazırlar. Kötü ruhlarla baş etme olsun, havada süzülme olsun, ormanın bölümleri olsun her şeyi, her şeyi tamamladılar. Daha sen doğru düzgün Pelwid bile kullanamıyorsun. Başıma bela olacaksın."

Genç kız derin bir nefes alıp yutkunarak boğazını ıslattı ve karşısında ciddi bir şekide duran muhafıza dönerek "Su! Sadece biraz su içmem lazım," dedi.

Genç muhafız, Holly'nin gerçekten yorulduğunu görünce köprüden vazgeçti ve genç kızın bileğinden tutarak ters yöne doğru yürümeye başladı. Bir şeyler mırıldanan Megan kısa bir yolculuk başlattı ve Holly ile önceden geldikleri kafenin önünde belirdiler. Böyle hızlı geçişlere henüz alışamamıştı Holly. Yine de çok susadığı için idare etti ve kafenin ağır kapısını açan Megan'nın peşinden içeri girdi.

Kafenin içi yine garip yaratıklarla doluydu ancak Holly'nin bu yaratıkları inceleyecek hali yoktu. Hem yorulmuş hem de çok susamıştı. Girişte bir masaya oturan Megan, karşısındaki boş sandalyeye de Holly'nin oturması için işaret etti. Genç kız, yavaş yavaş ilerleyerek tahta sandalyeyi geri çekti ve elbisesinin eteğini düzelterek oturdu. Çatık kaşları ile Holly'nin oturmasını izleyen Megan, garson yaratıklardan birine seslenerek "Hey Mançur! İki amber suyu," dedi.
Tamam anlamında jölemsi başını sallayan yaratık, sallana sallana siparişi hazırlamaya koyuldu.
Genç kız, muhafızın amber suyunu sevdiğini hatırladığına şaşırmıştı. Çünkü Gregor ona amber suyu ısmarlarken o, homurdanmakla meşguldü.

Siparişi beklerken oturduğu sandalyede iyice yayılan genç muhafız uzun bacaklarını üst üste attı ve kollarını önünde bağlayarak gözlerini kapattı. Kaşları hâlâ çatıktı ve hâlâ çok ciddi duruyordu. Her ne düşünüyorsa rahatsız edilmemesi gerek gibi bir enerji yayıyordu etrafa. Genç kız, muhafızın kaşlarının sürekli çatık olmasını hiç anlayamıyordu. Kendisi olsa başı ağrırdı. Çatık kaşlı olmak ona göre gerçekten bir marifetti.

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin