20🍀

29 4 0
                                    






🌲

Gecenin o acımasız zifiri karanlığında yolları aydınlatan ay ışığı kadar değerli...
Güneşin yakıp kavurduğu çölde hayatta kalmayı sağlayan bir damla su kadar önemli...
Kışın yağan kırmızı kar kadar imkansızdın benim için...
Nasıl oldu da uçtun, estin ve koşup geldin benim karanlık kalbime?
Etrafımı çeviren kalın buz kütlelerimi nasıl kırdın? Nasıl yaptın da ulaştın gizlediğim o sıcak yüreğime?

Megan yavaşça açtığı gözleri ile Holly'e baktı. Tıpkı kendisinin gibi Holly'nin de gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Tatlı bir şekilde gülümseyen genç muhafız, Holly'nin dudaklarının üzerine koyduğu elini yavaşça indirdi.

"Düşündüğün kadar korkak değilim aslında."

Genç kız hâlâ akmakta olan göz yaşlarını umursamadan kendisine fısıldayan muhafıza bakmak için yavaşça gözlerini araladı. Megan gülümsüyordu ve kendisine her zamankinden çok yakındı. Ona bu kadar yakın olmak Holly'i garip hissettiyordu. Ona o kadar yakındı ki neredeyse kalbinin atış sesini de duyacaktı. Holly yüzünü geri çekmeden gözlerinin hemen önünde duran muhafızın gözlerinin içine baktı. Samimiyetten başka bir şey yoktu bu güzel renkli gözlerde.
Megan gülümsemesine devam ederken, genç kızın yüzünden süzülmekte olan bir damla yaşı baş parmağının yan tarafı ile sildi.

"Duygularımı dile getiremeyecek kadar korkak değilim," diye yeniden fısıldadı.

Megan'ın sıcak nefesi Holly'nin yüzüne çarpınca genç kız titredi ve utançla hızlı hızlı nefes almaya başladı. Holly ürkek hareket eden gözleri ile Megan'a bakmaya devam ediyordu ki genç muhafız da itirafını yaptı.

"Seviyorum. Ben de seni seviyorum, oldu mu?"

Holly bu iki kelimeyi Megan'ın ağzından duyacağını asla tahmin edemezdi. Bu gerçekten hayal edilemeyecek kadar imkansız bir şeydi. Buz kütlesi kadar soğuk birinden böyle şeyleri duymak insanın tüylerini diken diken ediyordu. Genç kız gözlerinden akacak olan yaşları istemiyordu. Şimdi ağlamak istemiyordu, şu durumda bile ağlarsa Megan'ın gözünde gerçek bir sulu göz olacaktı. Gözlerini sağa sola çevirerek göz yaşlarını yok eden Holly, ortamın havasını değiştirmek için karşısında sarhoş gibi bakan muhafızın omzuna sıkı bir yumruk indirdi ve göz yaşlarını elinin tersi ile silerken "Ne kadar zor birisin!" diye bağırdı. "Şu iki kelimeyi söyletene kadar canım çıktı!"

Kısık gözlerini daha çok açan genç muhafız, genç kızın saçlarını karıştırdı.

"Sen de bana az çektirmedin tavşancık!"

Bozulan saçlarını eli ile düzelten Holly, umursamaz bir şekilde kaşlarını kaldırdı. "Hiç de bile ne yaptım ki sana? Kaba olan, etrafında güzel kızları döndüren, gıcık olan sensin."

Dudaklarını garip bir şekilde toplayan Megan şaşkınca kaşlarını kaldırdı. Bu kadar tesadüf tuhaftı, o da aynı şeyi Holly için düşünüyordu.

"Yok artık! Etrafı erkeklerle çevrili olan sen değilsin, led ışıklı kapının önünde sürekli beni azarlayan, sen hiç değilsin zaten!"

Azarlama kelimesini duyunca biraz utanan Holly, konuyu değiştirmek için Megan'a biraz daha yaklaştı ve kolunu koluna geçirerek başını omzuna koydu. "Neyse bunları geçelim. Bugün kavga etmeyelim. En iyisi sen benim sorularımı cevapla."

Genç muhafız kendisine bu kadar çabuk alışan Holly'e gülümsedi ve ellerini birbirine geçirerek göle bakmaya başladı.

"Sor bakalım," dedi Megan.
"Artık sevgilin olduğuma göre en ince ayrıntıma kadar bilmeyi istemen hakkın tabii."

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIWhere stories live. Discover now