11🍀

18 6 0
                                    






Holly, ruh kaçıran olarak başına gelecek olayı öğrendikten sonra uzun süre kendine gelememişti. Göz yaşları istemsizce akıyor, titremesine engel olamıyordu. Karşısında bulunan genç muhafız ciddi ifadesi ile gözlerini kırpmadan genç kızı izliyordu ancak bir şey diyemiyordu. Holly'e doğru bir adım atmış gibi olmuştu ancak hızla adımını geri çekti. Kendinden emin olmayan bu git gelleri onu çaresiz hissettirdiği her halinden anlaşılıyordu.

Holly, muhafıza baktığında Megan gözlerini umursamaz bir şekilde çevirdi. Kaşları çatık, gözleri ise ifadesizdi. Genç adam elindeki oku sıkarken sinirle arkasını dönüp yürümeye başladı.

Holly onun gitmesine şaşırmamıştı aslında, yine de en azından bir şeyler söylemesini bekliyordu. Hoşuna gitmeyen ters şeyler de olsa bir şeyler deseydi genç kızın kalbi mutmain olacaktı. Holly Megan'ın bencil olduğunu bilse de en azından bir cümle söylemesini bekliyordu. Karakteri soğuk ve hiçbir şeyi önemsemeyen bir şekilde olsa da bir kişi ağlayan birine kayıtsız kalabilir miydi? Bir damla olsun vicdanı yok muydu? Holly'nin önemsediği gibi genç muhafız Holly'i önemsemiyor muydu?

Genç kız, uzun süre Megan'ın arkasından onun uzaklaşmasını izledi. Kendisini öylece bırakması zihnindeki muhafız tablosunu yıkıp geçmişti. O çok uzak ve soğuk da olsa içinde ufak bir sıcaklık var diye düşünüyordu Holly. Şimdi ise artık bunun tam tersi.

Holly kendisinden hızla uzaklaşan Megan'ın ardından bakarken Oscar ve Pedro da hüzün dolu gözleri ile Holly'e bakıyorlardı. Onların da ellerinden bir şey gelmediği için kendilerini suçlu hissediyorlardı. Bu kuralı Elenor koymuştu ve ondan başkası kaldıramazdı. Ormanın ruh kaçıranı güvenlik için kısa süre içinde sık sık değiştiriliyordu. Bu milli bir kural gibiydi.

Havada hüzün hakimken uzaktan bir ses duyuldu...

"Hol! Hey, Hol!"

Genç kız göz yaşlarını silerken karşıdan gelmekte olan Gregor'u gördü. Birçok dişini göstererek de olsa kendisine göre samimi olan bir ifade ile Gregor gülümseyerek gelirken "Meg ile selam göndermiştim aldın mı? diye sordu. Her şey bir yana Gregor tamamıyla bambaşka bir dünyaydı. Bu ormana uygun olmayan kumaş pantolonu, içine koyduğu yaprak yeşili gömleği ve sarı saçları ile gözündeki kemik gözlüğü onu gerçek bir mühendis yapıyordu.

Holly cevap vermeden hüzünle başını yere eğince genç mühendis birden kaşlarını çattı ve daha iyi görebilmek için iyice yaklaştı.
Genç kıza iyice yaklaşınca onun gözlerinin yaşlı olduğunu gören Gregor, Holly'i omuzlarından tutarak tedirgin yüzünü genç kıza yaklaştırdı.

"Neyin var Holly? Ağladın mı yoksa?"

Gregor'un sesi endişeli çıkmıştı. İlk defa ismini tam söylemişti ve mühendisin ciddi olduğu zamanlar da vardı besbelli.

Holly, Gregor kendisine yaklaştığı için bu sefer çok rahatsız olmamıştı. Gregor'un kötü niyetli biri olmadığını düşünmeye başlamıştı. Başını önüne eğen Holly "Ruh kaçıranlar hakkındaki kuralı öğrendim," dedi parmakları ile oynarken. Böyle bir ifade Holly'i son derece masum göstermişti.

Genç mühendis ciddi yüzüne hüzün yerleştirirken ellerini Holly'nin omuzlarından çekti ve Oscar'a dönerek "Holly'nin bu günkü alıştırmasını iptal edebilir miyiz?" diye sordu. Hüzünle Holly'e bakan Oscar, hiç tereddüt etmeden evet anlamında başını sallamıştı. Bu gün Holly her ne eğitim alacak olursa olsun işe yaramayacaktı, verilen bir ara en iyisi olacaktı.

Minnettar bakışlarla teşekkür eden Gregor, Holly'e olabildiğine samimi davranıyordu. Hiç kimse Gregor'u daha önce hiç böylesine ciddi görmemişti.

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن