8🍀

27 7 0
                                    








🍃

"Cadı! İşte bu kız. Gözlerimle gördüm size yemin ederim memur bey. Bu kız işte tam da bu kız!"

Sarhoş adam işaret parmağı ile Holly'i gösterirken avaz avaz bağırıyordu. İşin kötü yanı topluluk da ona inanmaya başlamıştı.
Her şey bir yana Holly, sarhoş adamın tekerlemeyi ezberlediğini görmüştü. Asıl onu korkutan buydu. O çöp kapıdan geçmek için tekerlemeyi okurken sarhoş adam da tekrar ediyordu.

Holly, geriye doğru bir adım attı. Ayağı yere düşen amber suyunun bardağına çarpınca, birden duraksadı. Kaçsa bile bir şekilde yakalanacaktı ve kaçmak sarhoş adamı haklı çıkaracaktı. Üstelik polisler varken bu çok yanlış bir seçim olurdu. Meraklı ve biraz da ezici bakışlar etrafını sardığında endişe ile yumruklarını sıktı. Acele etmeden durumu kurtarmanın bir yolunu bulmak zorundaydı.

"Memur bey bence adam kendinde değil. Zaten ayık gezdiği süre sarhoş gezdiği sürenin çeyreği etmez."

Kalabalık içinden çıkan yaşlı bir adam polislerle konuşurken "Yine de," dedi bodur kızıl saçlı bir kadın "herkesin değerlendirilmeye hakkı vardır. Eğer gördüm diyorsa bi bakalım derim."

"Teessüf ederim Penny ne zamandır bu kasabada cadı var da böyle söylüyorsun?"

"Siz karışmayın Bill Board, bu eğlenceli olacak."

Hiç umulmayan bir genç kız tarafından desteklenen sarhoş adam gittikçe kabaran göğsü ile kendinden emin beklemeye devam ediyordu. Öyle bile olsa hâlâ kendisine inanan birkaç kişiden destek alarak cesaretini toplayan Holly topluluğa doğru ilerlemeye başladı.

Sesini gür çıkması için ayarladı ve adının Bill olduğunu öğrendiği yaşlı adamı desteklercesine
"Bunu 21. yüzyılda söylemeniz çok saçma değil mi? Ayrıca sarhoş bir adamın sözüne itibar etmek gerçekten çok garip olur," dedi polislere bu adamın sözlerine mi itibar ediyorsunuz dercesine bakarken.

"Bunun dışında söyleyeceğiniz başka bir şey var mı küçük hanım?"

Polisler de aslında Holly'e hak veriyorlardı ancak şu bodur Penny işi bozuyordu. Tıknaz vücudu ve kat kat boğazından çıkan kısık ses nedense oldukça etkiliydi. Holly ise pes etmedi. Sarhoş adama iyice yaklaştı, bu noktada adam istemsiz gerilmişti. Kendine gelmiş ve olası bir cadının gazabına uğramaktan korkuyordu.

"Peki ya sarhoş bir adamın bir genç kıza güpegündüz bıçak ile saldırmasını ne yapacağız?"

Genç kızın kaşları şimdi ne yapacaksın dercesine kalkmıştı.
Holly bunları bir bir sıralıyordu ancak her cümlede korkudan elleri titriyordu. O tekerleme her şeyi bozardı. Şayet bir çöp kapıyı açacak olursa mahvolurdu. Öyle bile olsa devam etmek zorundaydı.
Holly'nin sarhoş adam hakkında söylediklerinden sonra topluluk ve polislerin gözü adama çevrildi. Ona kötü kötü bakıyorlardı. Sarhoş adam korku ile gözlerini açtığında elindeki son kozu da kullandı.

"Tamam o zaman. Bana inanmanız için yapacak bir şeyim daha var."

Yapacak bir şey daha? Holly gergince yutkundu. Tahmin ettiği şey miydi yoksa? Tekerlemeyi mi ezberlemişti?

Adam gerine gerine çöp kutusunun önüne geçti ve "Şimdi beni izleyin," diye bağırdı.

Yüzüne pis bir bakış takarak çöp kutusuna iyice yaklaştı ve "Başlıyorum," dedi dengesiz bir şekilde durmaya çalışırken. Körkütük sarhoş olan adam nasılsa tekerlemeyi ezberlemişti. Holly korku ile yutkunurken, gözünü kırpmadan adama bakıyordu.

Adam çöp kutusunun yanına geldi ve elleri ile çöp kutusunu karıştırmaya başladı. Herkes iğrenç bir şekilde ona bakıyordu. Karıştırma işlemini bitiren adam "Kara kediler ve çatılardan çığlık atan..." deyip Holly'e baktı.

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIWhere stories live. Discover now