Bizim silahımız vardı. Benim elimde fırça ve paletten onun ise sahiden silahı vardı.
Çizime zarar verme kaç yıldan başlar bilmem ama cezan sadece bir gece...bir gecen bana ait
“Bir kimse geceleyin hanımını uyandırır da beraberce veya her biri kendi başına iki rekat namaz kılarlarsa, Allah’ı çok zikreden erkekler ve Allah’ı çok zikreden kadınlardan yazılırlar.” (Ebû Dâvûd, Tatavvû 18, Vitir 13)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
7. Bölüm (Ağdacı hele vicdana gel aplam!)
Çay demlemiştim. Babaannemin akşamdan hazırladığı atıştırmalıkları da tabaklara koyup sehpaya koydum. Gün gibi oturuyorduk. Ağdacı "Lavabyoyu kullanabilir miyim?"dedi. Yaaa nasıl da kibarca soruyor. Görende çok efendi sanır!
Babaannem beni dürttüğü anda benden başkası olmadığı aklıma geldi. Ayağa kalkıp "Buyurun göstereyim"dedim. Yavaş adımlarla ilerlemeye başlamıştım. Nene ve babaannem çok tatlı sohbetler ediyorlardı. İkisi iki yanda kıkırdıyor bizlerden verebilecekleri en kötü örnekleri verip torun yarıştırıyorlardı. Ama aramızda en iyisi Yasin çıkmıştı. Uyumlu, sakin, pozitif vs vs. Biz Allah'ın delisi, sağı solu belli olmayan değişik bir türdük.
"Mihre" arkamda gelen sesle lavabonun lambasını açtım ve "Buyurun burası"dedim. Fakat o elini uzatıp tekrar kapattı"Yarın işe geliyorsun"dedi. Ne? İş mi? Pardon da işe gelmemem için yapabileceğin en adice şeyi yaptın...gelmemi nasıl beklersin?
Sinirle ona bir adım atıp "Bana bak ben senin oyuncağın mıyım? Gel deyince gel git deyince git! O işe adımımı atmam duydun mu? Senin yüzünden dün ayaklarım mahvoldu yetmedi eve gelemedim ya! Nenen olmasa başıma neler gelirdi Allah bilir! Ama yok karşımda egosundan gözünün önünü göremeyen kibir yığını var!"dedim. Sinirden delirmek üzereydim.
Aynı şekilde çatılmış kaşlarla eli beline gitmişti. Silahı alenen ortada durduğu anda aynı adımı o da atıp "Oraya yüzlerce şımarık tipli insanlar geldi. Kaçıyla uğraştım haberin var mı? Bir gün önce suratıma yediğim tokat cabası! Sence ne bekliyorsun?"dedi. Tamam olabilir ama...ama Tayfun amca kefil oldu o da mı yetmedi?
İkimizde horoz gibi diklenmiş dururken sözümün arkasında durdum ve kollarımı birbirine bağlayıp "Gelmiyorum!"dedim. Gitmeyeceğim! Bir daha ayak basmayacağım o kadar! Yeter vallahi iki gündür çekmediğim kalmadı ne için sadece minnacık ufacık bir tokat yüzünden. Görende ağzını yüzünü kırdım sanır.
Hamza başını sallayıp mavileri kıstı ve dudağını kemirip iç çekti. O emin duruşu ile "Eğer işe gelemezsen içeriye girer bu kız dün akşam benimleydi derim. Yalansa yalan de kamera kayıtları var"dedi. Ne dedi ne dedi? Dün akşam benimle mi? Bu....bu ne diyor? Evet şu an saçmalıyor ve....ne?
Aklımın bile durduğu o anda ağzım açılmış, gözlerimden yerinden çıkacak hale gelmişti. Ne? Saçmalık! Hayır bu saçmalık! Ben onunla değildim! Yani kısmen değildim, aslında onunlaydım ama....of kafam yandı!
