🔫49.Lem-Yezel, Evimiz

1.4K 100 16
                                    

🚨 Mihre-i Lem-Yezel 🎨

49.Bölüm

Geçen tatlı atışmalar, sert çıkışlar ve kavgalar ile tatilimiz mükemmel olmuştu. Bugün tamamiyle dönüş vaktiydi. Kimse buradan gitmek istemiyordu.

"Abla bir daha gelir miyiz?"

Gözde'nin odasında eşyalarını toparlarken gözleri sürekli yağan kar, odasındaki eşyalardaydı. Yavaşça kalkıp yanına gittim ve "Geliriz bitanem. Hem bak yaz gelsin daha güzel yerlere de tatile gideceğiz"dedim. En azından burayı dindirmesine yardımcı olurdu.

Onun bavulunu alıp çıktığımda bu kez Hatice "Off teklifi burada aldım yaa ben burayı asla unutamam"dedi. Aslında burası kimse için unutlmayacak bir yer oldu.

Gözlerimi çevirip salonda Taner ile konuşan Hamza'ya baktım. Benim için en unutulmaz yer ve en unutulmaz anlar oldu. Gezdiğim dolaştığım yerlere bir daha gelsem aklıma kazınmış halde bir daha hatırlarım.

Onunla ilk adımı attığımız yerin adıydı Bursa-Uludağ.

Gülümseyip döndüm. İşte hazırız. Eşyaları koyup diğer odaya babaannelere baktım. Babaannem çantasını alırken yanına gittim. Nene odadan çıkarken iç çekip "Babaannem inşallah eğlenmişsindir"dedim. Evet çünkü bizim bakımımız, okulumuz, yememiz,içmeniz derken o da hayatını bir kere yaşıyordu.

Elini tutup gözlerindeki doğruyu görmek istedim. Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda yaşlı gözler gülüyordu. Evet yaşlı gözler gülüyor ve dolu doluydu. Şunu görmek bile beni mutlu ediyordu. Ellerini eğilip öptüm ve sıkıca sarılıp "Sizleri böyle gülerken görmek beni daha da mutlu ediyor babaanne!"dedim.

Sıktıkça sevgimi gösterecek gibi kollarım arasında kalırken babannem sırtını sıvazlayıp "Ah güzel yavrum...annen babanda bunları görseydi keşke. Şu aileyi, Hamza'yı, sana ne kadar değer verdiğini...ama rabbim onun yerine kocaman aile ve birbirinizi hediye etti"dedi. Severler miydi? Sahi babam oğlu gibi sever miydi? Oturup ne konuşurlardı?

Kollarımı indirdim. Düşüncelerle babaanneme baktım. Severlerdi. Hem de Hamza'yı sever, birlikte olalım diye çabalarlardı. Akşam yemeğini birlikte yer, tatillerde birlikte olurduk...değil mi?

Ah anne, ah babam yaşasaydınız her şey çok güzel olurdu...

Derince nefes alıp babaannemin eşyalarını da alıp içeriye doğru yürüdüm. O sırada Taner eşyaları araca taşıyordu. Peşlerinde çantaları alıyordum. Yasin Gözde'yi alıp çıktığında arkasında Hamza da çıkmıştı. Ona gülümseyerek bakarken yanıma doğru gelip elindeki fotoğrafları uzattı.

Bunlar...aaa burada çektiğimiz fotoğraflar mı? Gülümseyerek bakarken hepsinde öylesine güzel duruyorduk ki gidesim bile kalmamıştı. Başımı kaldırıp Hamza'ya baktım. Fotoğraflara bakarak "Mihre ben bir karar aldım-"dedi ve o an babaanne yanımıza gelip "Amaaann ne de güzel fotoğraflar!"deyip elime bakmaya başladı.

Evet güzeller değil mi? Heyecanlı heyecanlı geçen bir kaç günü izliyorduk. O sırada artık herkes toparlanmıştı. Hep birlikte araçlara binip yola çıkmıştık. Gözüm hala arkada kalan evde, sokaklardaydı. Hamza ile geçirdiğimiz güzel günlerin bitmesinden korkuyordum. Balayı olmayan balayımız ile evlere dönüyorduk.

Ahh hayat bu kez bana en güzel halinle gel!

Aracın içerisinde sohbetler ediliyor, herkes şen şakraktı. Güzeller güzeli ailem, umarım her zaman böyle oluruz. Sizler benim en güzel zamanım oldunuz.

Gözlerimi onlardan alamıyordum. Araç sonunda havaalanına geçtiğinde aracı teslim etmiştik. O an aklıma hostes kızlar gelmişti.

Ahh şu an kaşrıma çıksanız sanırım uçakta sizi paraşütsüz atardım, çırpına çırpına hazerfan olurdunuz!

Mihre-i Lem-YezelWhere stories live. Discover now