🔫40.Lem-Yezel, Öyle mi?

1.3K 92 9
                                    

🚨 Mihre-i Lem-Yezel 🎨

40.Bölüm
Öyle mi?
(Tabi ki öyle!)

Gözde'yi alıp yürümeye başlamıştım. Masaya doğru gelip babaannemin yanına bıraktım. Masaya baktığımda boş sandalye sadece Hamza'nın yanındaydı. Doğru yeni evliyiz ya yan yana, diz dize....göz göze olmak zorundayız.

Sıkıntılı bir nefes verip hırkamı kendime sardım ve sandalyeyi çektim. Ehil ehil oturduğumda Gözde gülerek "Ne kadar güzel olduk. Önceden üç kişi bir de Hatice ablam vardı ama şimdi Hamza abim, Yasin abim, Taner abim, Eda teyzem ve bir tane daha babaannem oldu"dedi. Ah güzeller güzeli kuzum benim mutluluğu yüzünden okunuyordu. O boncuk gözleri parıl parıl parlıyordu. Oh benim miniğim iyi ki varsın.

"Guzum ne de güzel dedin. Elhamdülillah rabbim bu günleri gösterdi. Kocaman güzel aile olduk"deyip gülerek bize döndü ve "Eee küçük aile bugün siz dağ evine erken gidin hazırlık edin sonra biz geliriz"diyen babaanneye sakin sakin bakarken bana bakıyordu. Ne? Siz derken? Kim kim?

Gözlerim hızla Eda'ya kaydığında ağzındaki zeytin çekirdeğini çıkararak "He olur gidelim"dedi. Yemekten boğulacak ya! Gerçi onlarla olursak muhtemelen yemekten boğulacağız hele de öyle bir yerde. Evet orayı merak etmiyor değilim. Anlaşmış halde bakarken babaanne öksürüp "Siz nereye? Kızım siz Dalton kardeş misiniz? Niye sürekli her yere birlikte gidiyorsunuz? Moğol sürüsü gibi her yerde birliktesiniz!"diye uyarıcı bir konuşma yaptı. Evet en kısamız da Hatice ve şu an neden sessizce oturuyor?

Eda gariban gariban duruyor ve ne diyeceğini kestiremez halde bana sadece omuz silkti. Eda senin yapacak bir şeyin yoktu. Hepsi şu yandaki Hamza da değil Hanzo da bitiyor!

İçimden ya sabırlar çekerek bakarken babanne aniden bana döndü ve "Siz ikiniz gideceksiniz"dedi. Hamza ve beni gösteren işaret parmağı en son Hamza da kaldığında tehdit bari bir şekilde sallayarak "Akşama hazır olsa iyi olur! Biz biraz geç geliriz yavrular daha gezmedi bile!"dediğinde bu kez o gözleri Hamza'ya çevirdi. Biz mi? Tamam da hep birlikte gitsek ne olacakmış? Hem ben senin yavrun değil miyim ?

Garipsemiş halde bakarken Hamza çatalını bırakıp "Tamam ama aynı şekilde herkesin bungalovu ayrı olacak"dedi. Nasıl? Bir dakika ben yine mi seninle kalacağım? Ama hayır saçmalık ama.... ama aslında olabilir. Evet evet gayet mantıklı çünkü karda kışta kimse çıkmaz dışarıya kızların yanında kolayca kalabilirim.

Gayet sakince durdum ve başımı sallayıp kahvaltıma gömüldüm. Ama babaanne laf çarpar halde "E bir zahmet ayrı olsun!"dedi. Babaanneye birisi bir şey mi dedi? Baksana kadına ağı yemiş karınca gibi vıttır vıttır ediyor.

Yasin öküsürüp "Babaannem sen iyi misin? Biraz gergin gördüm sanki"dedi. Sadece sen mi gördün? Şu an hepimiz şaşkınız. Gariban babaannem Gözdeyle alâkadar olmaktan konuşmuyor bile. Sırıtıp önüme döndüm ve yemeğe devam ettim.

Masada hoş sohbetler kaşık çatal sesleri yüksetmiş hatta tatlı bir tartışma konuları çıkmıştı. Yasin ve Taner birbirine atıp tutuyor, Eda ve Hatice de müdahil oluyorlardı. Eğilip ekmeğimden bir parça alacakken telefonuma mesaj gelmişti. Elimi uzatıp aldım ve mesaja baktığımda Hamza yazmıştı. Aaa deli mi ne? Hemen yanımda oturuyor...doğru konuşmaya yüzü yok!

Başımı çevirip göz ucuyla baktığımda maviler sabahtan beri geçmeyen kızarıklığı vardı. Boncuk boncuk bakan gözler fazlasıyla ağır, okyanus kadar derindi. Bana öyle bir bakıyor ki görende gerçekten evlenmişiz ve....ve sanki....özlemiş gibiydi....ama dün bana ket vuran kendisi oldu. Bana defalarca kez hatırlattığı oyunu bir daha yüzüme çok sert bir şekilde vurdu. Şimdi neden böyle bakıyorsun? Niye zihnimle, psikolojimle, kalbimle oynuyorsun?

Mihre-i Lem-YezelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin