3.BÖLÜM: VEDA ÇİÇEĞİ

1.4K 84 21
                                    

"Benim için Akasya bir veda çiçeğiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Benim için Akasya bir veda çiçeğiydi. Bana defalarca veda eden bir veda çiçeği. İlk vedasını beş yaşındayken etmişti. Ne yazık ki son vedası olmamıştı veda çiçeğimin. Akasya'nın bana bir veda borcu vardı."

3.BÖLÜM: VEDA ÇİÇEĞİ

Efe Poyraz Saygın'ın ağzından:

Dalga sesleriyle karışan telefonumdan yükselen müzik sesleriyle gözlerim acıyla kapandı. Bugün 5 Aralık, Akasya'mın ölüm yıldönümüydü. Bugün 5 Aralık; ilk aşkım, ilk arkadaşım, ilk sırdaşım, meleğim, Akasya'mın, güzel kokan çiçeğimin ölüm yıldönümüydü. Bugün Akasya'nın bu acı dolu dünyaya veda edişinin yıl dönümüydü. Yıllarca aramıştım onu, yıllarca en ufak bir iz aramıştım. Taki iki sene öncesinde onun ölüm haberini alana kadar. Babam bulmuştu Akasya'mın izini. Öldü demişti , Akasya öldü. Dudaklarından dökülmüştü bu acı dolu haber. Onun dudaklarından dökülenlerden sonra bir süre yurt dışına gitmiştim. Tüm ailem benim ruhumu iyileştirmek için çabalamıştı. Akasya'nın gidişinden sonra iyileşecek bir ruhum olması umuduyla o ruhu iyileştirmeye çabalamıştı. ve sonunda şimdi buradayım. Akasya'yla bizi ayıran bu şehirdeydim artık. Akasya'nın evlat edinilmesinin ardından bir sene boş duvarlar arasında geçmişti. Daha sonra ne mi oldu? Gerçek ailem beni bulmuştu. Senelerce izimi aramış, sonunda bulmuşlardı beni. Zengin bir iş adamının, doktor bir annenin tek oğluydum. Daha doğrusu ilk ve tek çocuğu. Gözlerim usulca açılırken gözlerimden süzülen yaşları elimin tersiyle silerek yerimden usulca kalktım. Geçen saatlerimin ardından saatin gece yarısı olmasıyla eve gitmem gerektiğini anlıyordum. Yarın Asya denen kızla ödevi tamamlayacaktık ve biraz uyusam iyi olacaktı. Asya denen kızın gözlerinde rahatsız edici bir tanıdıklık vardı. Sanki bu gözler her gün gördüğüm gözlerdi, her gün derin derin baktığım gözlerdi. Daha önce defalarca gördüğüm gözler gibiydi, bu gözler. Ama emindim ki bu tanıdıklık hissi boş bir zırvalıktı. Ben bu kızı tanımıyordum. Boş sokaklarda yankılanan ayak seslerim kulaklarıma dolarken adımlarımı arabama doğru hızlandırdım. Arabama ulaştığımda sol koltukta yerimi alarak çok geçmeden arabayı çalıştırdım ve evime giden sokaklarda hızla ilerlemeye başladım. Çok geçmeden kapıya ulaştığımda kolayda olan anahtarımı cebimden çıkartıp kapıyı açtım. İçeri yavaşça girdiğimde herkesin uyuyor oluşunu fırsat bilerek usulca odama giden merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama girdiğimde ilk yaptığım led ışıklarımı yakmak olmuştu. Camımın önündeki kocaman çiçeğe doğru gülümseyerek ilerledim. Akasya Çiçeği... küçük bir saksıda gün geçtikçe daha da büyüyordu. Gözlerim masamın üzerinde duran cam şişedeki suya giderken hızla şişeyi elime aldım ve özenle Akasya'mı, çiçeğimi sulamaya başladım. Akasya'yı her sulayışımda ruhumda bir umut filizleniyordu. Bu çiçek benimle yaşadıkça Akasya'yı kalbimin derinliklerinde hissediyordum. Gülümseyerek çiçeğimi suladıktan sonra şişeyi yeniden masaya bıraktım. Gözlerim yeniden Özenle suladığım çiçeğimi bulurken buruk bir gülümseme geçti dudaklarımdan.

AKASYA Where stories live. Discover now