12.BÖLÜM: UÇURUM

987 59 3
                                    

"Bu öpücük dudaklarımızla birlikte özlemden deliye  Dönmüş ruhlarımızı da buluşturmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu öpücük dudaklarımızla birlikte özlemden deliye  Dönmüş ruhlarımızı da buluşturmuştu."

12.BÖLÜM: UÇURUM

Göğüsüm kalbime dar geliyordu. Sanki dışarı çıkmak için göğüsümde çırpınıyordu, korkuyla atan kalbim. Küçük kızımın kalbi tanımadığım bu çocuğun kucağında, minik bedeninin içinde yaşam mücadelesi veriyordu. Yaşamak istiyordu bu küçük kız. Ölüm ondan fazlasıyla uzak olmalıydı bu küçük kızın zamanı gelmemişti ölmek için. Ölüm çocuklara yakışmazdı. Onlar birer melekti ve dünyanın meleklere de ihtiyacı vardı, bunca şeytanın var olduğu bu dünyada. Düşüncelerimin arasında içinde olduğumuz taksi en yakın hastanenin önünde durmuş yanımda oturan kumral uzun boylu çocuk, kucağındaki küçük kızla telaşla taksinin kapısından dışarı çıkmıştı ücreti ödedikten sonra. Arkalarından göz yaşarımla takip ederken dizlerim giderek daha fazla titriyordu. Ve nefesim bu ana dayanamayacak kadar fazla zorluyordu ciğerlerimi. Hastaneye girdiğimizde karşımdaki çocuk kucağındaki Işık'ı sedyeye yatırıp telaşla bana döndürmüştü gözlerini. Ellerim boğazımda bedenimi hastanenin soğuk zeminine, dizlerimin üzerine bırakarak nefes almak İçin büyük bir çaba veriyordum ısrarla.

"Ne oluyor?!"

Karşımdaki çocuk telaşla dizlerinin üzerinde bedenimle aynı hizaya geldiğinde gözleri üzerimde geziyordu.

"İyi misin? Sakin ol!"

"N-Nefes a-alamıyorum a-astım."

Nefes dolmayan ciğerlerim bilincimi zorlarken çocuk hızla ellerini boğazıma götürmüş ve ellerini ellerimin üzerine koymuştu.

"Nefes al. Lütfen! hadi nefes al zamanı değil. Adın ne senin?"

"A-Akasya."

"Tamam Akasya nefes al. Hadi!"

Nefes almayı diliyor ancak beceremiyordum. İlk defa bu kadar zordu nefes almak. Bu kadar imkansız geliyordu. Bilincim bedenimi terk ederken son hatırladığım karşımdaki çocuğun bedenimi sıkıca saran kollarıydı.

"Akasya!"

***

"Işık... Poyraz..."

Dudaklarım istemsizce hareketlenirken duyduğum ses tüm korkularımı götürmeye yetmişti.

"Güzelim? Akasya'm. Buradayım birtanem."

Gözlerimi Poyraz'ın sesiyle, saçlarındaki yumuşak dokunuşlarıyla açmıştım. Gözlerimi açar açmaz yataktan fırlamış gözlerimi etrafımda gezdirmeye başlamıştım.

AKASYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin