15.BÖLÜM: SESSİZLİK

543 45 15
                                    

"Benim içimdeki duyguların sesi, Sarp'ın içindeki acıların sesiyle karışıyordu ve biz bu seslere rağmen aramızda bir sessizlik olduğunu savunuyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Benim içimdeki duyguların sesi, Sarp'ın içindeki acıların sesiyle karışıyordu ve biz bu seslere rağmen aramızda bir sessizlik olduğunu savunuyorduk."

15.BÖLÜM: SESSİZLİK

"Özür dilerim, özür dilerim Poyraz."

"Dileme Akasya."

Poyraz'ın gözleri gözlerime çok geç dercesine bakıyordu. Sanki artık geri dönüşü olmayan bir yoldaydık ve ben o yolu bile isteğe yürüyordum. Kumsal evine gelişimin ardından Poyraz üzerime kuru kıyafetler verip şömineyi yakmıştı ve ortamdaki en belirgin ses şöminenin içinden gelen odunların tutuşma sesiydi. Saatlerdir ikimizde tek kelime etmemiştik neredeyse sabah olmak üzereydi.

"Bu beni affettiğin anlamına mı geliyor?"

Bu umut dolu sesim aslında biliyordu. Poyraz hala bana deli gibi kırgındı.

"Affedilecek bir şey yok. Akasya ben gördüm. Gözlerini gördüm, bana korkuyla bakan gözlerini, adımlarımdan kaçan adımlarını gördüm. Yapamam be Akasya'm o korkmuş gözlerine rağmen devam edemem. Asıl sen beni affet."

Bunun nasıl bir özürü olabilirdi? Hayır öyle bakmadım desem inanır mıydı bana? Koca bir saçmalıktı. Sözlerin yalanı olurdu ama bakışların yalanı olmazdı.

"Poyraz... Gitme benden lütfen..."

"Ben senden gidemem Akasya. O yüzden sen benden gideceksin-"

Poyraz'ın sesine eklenen bir başka ses kapının sesi olmuştu. Poyraz kapı çaldığında benim aksime şaşırmamıştı. Bana kısa bir bakış atıp kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında gördüğüm yüz tanıdık bir yüzdü. Alp gelmişti yüzünde değişik bir ifade vardı.

"Akasya, güzelim hadi."

Alp'in sesiyle Alp'i buldu bakışlarım. Poyraz'ın eli kapı kolunu tutuyordu ve gözleri yerdeydi. Dişlerini sıkıyordu. Bu ne demekti? Bana gitmemi mi söylüyordu? Gözlerimden yaşlar birer birer süzülmeye başladı.

"A-Anlamadım? Ne hadi?"

Sesimdeki çaresizliği duysanız hıçkıra hıçkıra ağlardınız. Hala bir Umut kal demesini bekliyordum.

"Gidiyoruz Akasya hadi."

"P-Poyraz beni göndermez ki. Ben burada kalırım bugün. Dimi Poyraz, göndermezsin beni. Dimi? Alp sen annemleri idare edersin bugün-"

"Hoşça kal Akasya."

Adımlarım usulca Poyraz'a doğru yöneldiğinde kapıya ulaştım ve gözlerimi gözlerime bakmaktan kaçan adamla buluşturdum. Titreyen ellerimle bir elini sardığımda yeniden bakışlarını çevirip elini elimden çekti hızla. O an yaşadığım Hayal kırıklığıydı. Gözlerimdeki korku yerini saf bir hayal kırıklığına bırakmıştı.

AKASYA Where stories live. Discover now