~21~

33.4K 2K 345
                                    

Gözlerimi güçlükle aralamaya çalıştığımda çıplak bir vücuda başımı koyduğumu fark ettim. Ayrıca elim de o vücuda sarılmış vaziyetteydi. Kafamı yavaşça yukarı kaldırdığımda Ulaş'ı gördüm. Bir elini başının arkasına koymuş diğerile beni sırtımdan sarmış uyuyordu.

Anlık bir şaşkınlıkla hızla doğruldum ve o da uyandı.

"Işık..."

"Ne oluyor ya?" dedim agresif bir tavırla.

Elleriyle yüzünü sıvazlarken derin bir of çekti.

"Çok ateşlendin gece. Ateşini düşürdüm. Sonra yanında beklerken uyuyakalmışım, kusura bakma."

Önce söyledikleri o kadar tatlı gelmişti ki olduğum yerde eriyip gidecektim. Sonra hemen topladım kendimi.

"Sana ne Ulaş? Ateşlendiysem ateşlendim. Doktor musun sen?" dedim ve sonra elimle bakmamaya çalıştığım çıplak vücudunu gösterip ekledim, "Ayrıca niye çıplaksın?"

Yatağımın yanındaki koltuktan tişörtünü alıp üstüne geçirirken kalktı.

"Ateşin düşsün diye duşa soktum seni. O sırada benim de üstüm ıslandı çıkardım. Ayrıca Işık baygındın! Çok kötüydün ne yapsaydım?"

Yataktan hızla kalktım ve saçlarımı komodinimden bir toka alıp toplarken cevap verdim.

"Ambulans çağırsaydın o zaman."

Kibirle söylediğim cümle onu iyice hayal kırıklığına uğratırken içimde amacıma ulaşmış olmanın gururu ve hüznü vardı. Onu kendimden soğutuyordum.

"İyilik yaptım sana iyilik!" dedi ve ayaklanıp devam etti, "Bu mu teşekkürün?"

Ellerimi ne yapayım der gibi kaldırıp odadan onu beklemeden çıktım. Ben bile kendimden nefret etmiştim şuan.

Boğazımdaki yanma hissini geçireceğini düşünerek kendime bir bardak su doldururken Ulaş da peşimden gelmişti.

"İlaç aldım dün sana. Hepsi şu koltuğun önündeki sehpada. Onları düzenli iç yoksa iyileşemezsin."

"Seni ilgilendirmez." dedim net bir ses tonuyla.

Ceketini koltuğun üstünden alıp kapıya doğru ilerlerken sinirle konuştu.

"Ne halin varsa gör!" dedi ve kapıyı çarptı.

O çıkar çıkmaz dik tutmaya çalıştığım omuzlarım pat diye düşmüştü. Elimdeki suyu da bir işe yaramadığından tezgaha bırakıp olduğum yere çöktüm. Amacıma ulaşmış olmanın çökmesiydi bu.

Işık: Didem...

Didem çevrimiçi

Didem: Kuzum? Bir şey mi oldu?

Işık: Didem nefret ediyor artık benden.

Didem: Kim nefret ediyor senden?

Didem: Ne oluyor ya?

Işık: Ulaş işte Didem. Kim olacak?

Didem: Arayayım mı seni?

Işık: Arama sakın.

Işık: Ağlıyorum şuan.

Didem: Kıyamam ben sana.

Didem: Anlat hadi bana.

Işık: Ulaş'ı kendimden soğuttum işte. Bok gibi davrandım ona.

Didem: Tamam da neden?

Işık: Çünkü o da benden hoşlanıyor. Anladım ben.

Didem: O da benden derken?

Didem: Işık!

Didem: Sen de ondan hoşlanıyorsun...

Işık: Didem ben ondan hoşlanmıyorum.

Işık: Aşık oldum...

12 VE 14 (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin