~FİNAL~

14.9K 1K 622
                                        

Hayata anlam katan şeyler vardır bilirsiniz. Renkler, kitaplar, filmler, yapılan sporlar, yaşanan aşklar, ihanetler, kurulan hayaller, gerçekleşen hayaller ve hayal kırıklıkları...

Bizi biz yapan hikayelerimiz vardır, başlangıcı ve sonu olan hikayelerimiz... Zor gelir bazen bir şeylere başlamak başladıktan sonra da sonlandırmak. O yüzden de hikayelerimizin sonlanmaması için evrenin bize gönderdiği insanlar vardır. Hikayeleri ölümsüzleştirip sonsuzlaştıran insanlar vardır.

Benim de bir hikayem vardı. Ve hikayemi ölümsüzleştirenler...

2001
Bodrum

"Feridun!"

Menemen yapmak adına domates doğradığı bıçağı kesme tahtasına fırlatıp karısının çığlığının geldiği yere yani salona koştu Feridun.

"Hale!"

Hale koltuğa kendini bırakmış bacaklarını iki yana açmış eli karnında derin nefesler almaya çalışıyordu.

"Feridun hastane!"

...

"Dayan bir tanem geldik!"

Hale acı dolu bir çığlık attı Feridun'un suratına doğru.

"14 dakikadır aynı şeyi söylüyorsun!"

Bodrum küçük bir yerdi aslında. Hastaneye gitmek çok da uzun sürmezdi normalde. Ama anlamsız bir trafik vardı şehir merkezinde.

Feridun bu şekilde hastaneye varmalarının ne kadar uzun süreceğini güç de olsa kabullenmişti. Arabanın kontağını kapatıp indi ve eşinin kapısını açıp onu yavaş hamlelerle kucakladı.

"Feridun ne yapıyorsun?!"

"Karımla kızımı hastaneye götürüyorum Hale."

Kalan yolu kucağındaki karnı burnunda karısıyla koşa koşa bitirmişti Feridun. Sonunda hastanenin acilinden giriş yaptığında hemen tekerlekli sandalyeye aldılar Hale'yi. Feridun sadece birkaç saniye nefeslendikten sonra tekerlekli sandalyenin peşinden koşmaya başladı. Sarışın hemşire bir diğer hemşireye panikle bağırdı.

"14 numaralı doğumhaneyi hazırlasınlar!"

10 Ay Sonra
Bodrum

Hale emmeyi oldukça erken bırakan kızı Işık'a bir kaşık daha mama yedirebilmek için bütün yolları denemişti ama Işık ağzını bir türlü açmıyordu.

En sonunda pes edip mamayı mutfağa götürüp kızının yanına geri döndü Hale. Feridun elindeki gazeteyi büyük bir hararetle okurken Işık da tek tek oyuncaklarının tadına bakmaya başlamıştı.

"Mamayı yeme onları ye kızım aferin sana!"

Işık bakışlarına annesine çevirip durakladı. Ağzındaki oyuncağı çekip güldü ve sonra bir bebeğin dili ne kadar dönerse o kadar dilini döndürüp ilk kelimesini söyledi annesine.

"Işık!"

Hale şaşkın bakışlarını, çoktan gazeteyi elinden bırakmış hayretlerle kızını izlemeye koyulmuş Feridun'a çevirmişti.

Işık öyle bir bebekti ki ilk kelimesi kendi ismi olmuştu.

2006
Bodrum

"Bakın hanımefendi, sizi gerçekten çok iyi anlıyorum. Oğlunuz zarar gördüğü için sinirlisiniz fakat benim kızım da bir çocuk."

"Böyle çocuk mu olur Hale Hanım! Şu çocuğun suratına bir bakın Allah aşkına." Elinden tuttuğu yüzü gözü yara bere içinde olan oğlunu göstermişti. "Işık ne hale getirmiş oğlumun yüzünü?"

12 VE 14 (Texting)Where stories live. Discover now