Seçenek/ #AsLaz

3.6

  Telefonun yüksek melodisiyle gözlerimi araladım. Sersem bir şekilde telefonu elime alıp kimin aradığına baktım Çağla arıyordu.  Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim Çağla."

"Günaydın! Naber Asi?" benim aksime sesi şen şakraktı.

"İyi değilim sen nasılsın?"

"İyi olman için mükemmel bir planım var."

"Hayır." onu direk red ettiğimde huysuzlandı.

"Bana neden trip atıyorsun ben ne yaptım?"

"Sadece çıkmak istemiyorum Çağla, lütfen."

"Lütfen bak küçük bir parti zaten. Tolganın evinde."

"Düşüneceğim akşam haberleşelim mi?"

"Hayır oraya geliyorum." cevap vermeme müsaade etmeyince telefonu yüzüme kapatınca sinirle yatağın diğer köşesine fırlatıp yorganı tekmeledim.
Kimseyi görmek istemiyordum, hiç bir şey olmamış gibi davranmak istemiyordum.
En fenası Alazı görmeye hazır değildim.

..............................................................

Yaklaşık bir yarım saat sonra zil sesiyle yatak da oturur pozisyona geçtim. Kapıyı açmak için odadan çıktığımda Yamanın benden önce kapıyı açtığını gördüm.
"Hoşgeldin. Niye geldin?" diye sordu Yaman Çağlaya geçmesi için kenara çekilirken.
Çağla da saçlarını savurup yanından geçerken "Sana gelmedim. Asi'ye geldim." dedi. Boynuma sarılırken.
Yaman arkasından kapıyı kapatırken "Senin abin benim.. ama sen bilirsin tabi." diye mırıldandı.

Yamanı görmezden gelip Çağlaya "Hoşgeldin." dedim.
Odama doğru hareketlendiğim de Yaman ın sesiyle yavaşladım "Kahvaltı etseydiniz."
omzumun üzerinden dönüp ters ters baktım "Sağol. İştah bıraktın ya."
Çağlanın geçmesine müsaade edip kapıyı yüzüne kapattım.
Ona da bir ayrı kızgındım.
Çağla heyecanlı heyecanlı akşam hakkında konuşurken ben içten içe gidip gitmemek arasında kararsızdım. Yine de hevesini kırmak istemiyordum. "O gelecek mi?" diye sordum.
Omuzlarını silkip "Bırak şu aptalı görmezsin olur biter." bu haline elimde olmadan gülümsedim.
"Abi sevgin.. beni çok etkiliyor Çağla gerçekten." dedim gülümsemem genişlerken.
"Abim olmaları adam oldukları anlamına gelmiyor Asiciğim." bir kahkaha patlattım.
"Vay bee neler duyuyorum, ve dehşet zevk alıyorum duyduklarımdan." omzuma dostça vurup ayaklandı.
"Ay bırak şu abi muhabbetini sana mükemmel bir elbise seçtim görünce deliye döneceksin."
başımı omzuma yasladım "İyi anlamda mı anlamalıyım?" meraklı gözlerle onu izlerken.
O poşetleri karıştırmakla meşguldü.
Elinde tuttuğu elbiseyi bir anda kaldırıp dibime soktu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken "Benim giyeceğim nerede?" diye sordum.
"Al işte daha gözüne mi sokayım!" diye mızmızlandı.
"Soktun zaten çek şunuu hayatta giymem ben bunu!"

(Elbise)

.............................
Çağla beni zorla ikna edip elbiseyi giydirmeyi başarmıştı. Saçım ve makyajım bitince ona teşekkür edip aynadaki yansımama baktım.
Şimdi gerçekten göz alıcı gözüküyordum.
Evden çıkarken Yamana yakalanmamak için çıt çıkarmamıştık başarılı olduğum için sevinirken göz açıp kapayıncaya kadar parti için Tolga'nın evine gelmiştik çoğu kişinin çoktan kafayı bulduğunu fark ettim. Ortalık da tanıdık kimse yoktu benim istediğim de buydu.
Çağla yanımdan bir an olsun ayrılmamıştı, yabancı kalmamı istemiyordu.
Bir anda çakır keyif halimden güç alıp yanaklarını avuçlarımın içine alıp sıkıştırdım "Teşekkür ederim küçük suratlı" peşine bir kahkaha patlattım.
Şaşkın şaşkın yüzüme bakarken afalladı "Neden teşekkür ettin?" ellerimi yanaklarından yavaşça ayırıp avuçlarının arasında sakladı. Cevabımı hür dikkat dinliyordu.
"Benim hiç kız kardeşim olmadı.." dedim derin bir nefes alıp "Annem hiç saçlarımı taramadı..ama sen bugün bilmem..neyse" ellerimi ellerinden kurtarıp kadehim de kalan son yudum şarabı dikledim.
Çağla yerinde kıpırdanıp ayaklandı "Ağlama, hadi gel elini yüzünü yıkayalım eğlenmeye geldik." dedi sırtımdan destek verip beni kaldırırken.
"Ağlamıyorum ki" dedim ellerim yanaklarıma giderken.Sırıksıklamdı. Bas baya ağlıyordum.
Toparlanıp yükümü vermeden beni lavaboya götürmesine izin verdim.
Lavaboda boynuma yanaklarıma su tutup yanağıma bir öpücük bıraktı. "Artık yalnız değilsin Asi. Ben varım tamam mı?" Başımı sallayıp ona sarıldım.
Yüzüme zoraki bir gülümseme kondurup "Hadi pistin içinden geçelim!" diye şakıdım.
Bu neşem onu da kendine getirdiğinde.
İçeri geçip kendimizi pistin ortasına attık.
Deli gibi eğleniyordum. Sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibiydim. Çağla ellerimden tutuyor arada beni etrafımda döndürüyordu bu haline kahkahalarla karşılık veriyordum.
Tam o sırada Çağla'nın arkasında ki adamı fark ettim. Gözlerim ona kitlenirken hareketlerim yavaşladı.
Arkadan ara ara ona değiyor. Beline dokunuyordu.
Sinirlerim bir anda tepeme çıkarken. Duraksadım. Çağla'yı kolundan tutup arkama aldım.

Bir anda adamın üstüne atlayıp saçlarını çekiştirmeye başladım "Napıyorsun lan sen!?" "Yavşak!" Çağla belime sarılıp beni geri çekmeye çalışıyordu ama "Orospu çoçuğu!" belimdeki eller çekilince adama tam bir yumruk atmaya hazırlanmıştım ki ikinci kez belime sarılan ellerle havada savruldum. Adamın saçlarının çoğu da elimde kalmıştı. Hala sinirimi alamamıştım küfürler savunurken. Adam kaçmaya başladı.
Sinirle belimdeki ellerin sahibine döndüm
Çağla bir köşe de korkmuş beni izliyordu "Bırak be!" ellerin sahibini itmeye çalışırken bir gürleme duydum.

"Elin adamına saldırmak ne demek oluyor?" diye hırladı Alaz aniden, gözlerimi Çağla'dan çekip Alaza çevirdim, kaşlarım çatılmıştı.
"Keyfimden saldırmadım," diye homurdandım.
"Ne olursa olsun, ya sana bir sey yapsaydı o götveren?"
Çağla sadece boynuma bakıyordu.
"Bağırmaktan başka bir şey bildiğin yok galiba?" dedim ona düz düz bakarak.
"Hak etmiş ki saldırmışım. Bu kadar tantana yapacaksan ne araya giriyorsun?"
"O yavşağın sana dokunan elini götüne sokar, sürahi gibi gezdiririm onu. ibreti alem için o sekilde sokak sokak gezdirmezsem ben de piçim," dedi hırıltılı bir nefes vererek.
"Kimsenin bana dokunduğu yok."
"Dokunsun götü yiyen. Hodri
meydan."
"Sana ne?" diye terslendim.
Alaz sabır çeker gibi yanaklarını tokatladı.
Üzerindeki gömleği çıkarırken ne yaptığını anlamaya çalışır gibi hareketlerini takip ettim.
Gömleği bir hışımda belime bağlayıp bacaklarımdan tuttuğu gibi beni omzuna aldı. Yaptığı hareketi beklemediğim için bir kaç saniye donakaldım.
Diğer eliyle Çağla'nın kolunu kavrayıp çıkış kapısına hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Tabi ben bunların hepsini ters görüyordum. Sırtına vurup bağırmaya başladım "Ya bırak beni nereye götürüyorsun!"
"Ait olduğun yere Asi kız!"

.....

İyi okumalar dilerim öncelikle🫶
Bol bol yorum bekliyorum
bizim en uzun bölümümüz oldu..
lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın
25 yaşında bir muhasebeci olarak AsLaz kitabı yazmak kolay değil sizleri seviyorum 🥹😅🫶