3.8

1.2K 39 5
                                    




     Yüzünü hafifçe aşağı indirdiğinde yeni çıkmaya başlayan sakalları yüzüme sürtüp içimi ürpertti.
Yerimden hareket etmememin nedeni ondan korkmadığımı göstermek içindi ama o bunu sonuna kadar kullanarak tekrar tekrar yaklaşıyordu bana. Sesini net duyamıyordum, fısıldıyordu. "Sana iyi gelmediğimi biliyorum.. ama senden uzak kalamıyorum asi kız."
Yüzünü hafif geri çekip alnıma düşen saçlarımı okşayarak düzeltti.
Baş parmağı kaşımı düz bir çizgi olarak geçtiğinde yutkundum.
"Sende benden uzak kalmaya çalışma.."
Nefesim boğazıma tıkılmışken kolu belime dolandı.
"Alaz sen ruh hastasısın." diye mırıldandım ona daha fazla karşı koyamayarak başımı omzuna hafifçe yasladım ve gözlerimin bir kaç saniyelik kapanmasına izin verdim. Yorulmuştum.
Eli belimden yukarı doğru çıkarken eteğimin ucunu avuç içlerimde sıktım.
"Sana da hastayım Asi." dedi.
Kendini benden geri çekip alnını alnıma yasladığında açtım gözlerimi.
Bana bakıyordu ama o kadar yakındık ki çenesini görüyordum net bir şekilde sadece. Dudakları birşey söylemek için aralanırken "Botlarında bıçak var mı?" diye mırıldandı muzip bir gülüş eşliğinde.
Hırıltı ile çıkan sesine karşılık veremeyecek kadar etkisiz hale getirmişti beni. Soğuk eli yanağımı okşarken, dokunuşları çenemde durdu.
Nazikçe çenemden tutup kaldırdığımda gözlerimi gözlerine sabitledim.
O kadar yakınımdaydı ki bedeni tamamen üzerimdeydi.
Elleri boynumdaki kolyeme gidince, gerildim.
Yamanın bana ilk parasıyla aldığı hediyeydi o.
Elim boynumdaki kolyeye giderken elinin üzerinde durdu. "Bırak." dedim sadece.
"Neden abisinin hediyesi mi?" diye sordu. Yüzü solarken.
"Sanane Alaz sanane! Kimin hediyesi ise kimin hediyesi sa na ne!"
"Çıkar şunu." dedi kolyeyi çıkarmak için asılırken.
Yüzünde tarif edemediğim bir ifade vardı.

Gözlerim yavaşça dolarken onu geriye ittim. Omuzlarını umursamazca sirkelerken ellerini pantolonunun ön ceplerine yerleştirdi.
"Ben kötüyüm! Yalan söylerim, bencilim pisliğin tekiyim! Senin gelip gideceğin iğrenç bir yaratığım ama o Yabani iyi öyle mi!?" işaret parmağını gözümün önünde sallarken hızla geri indirdi.
O bağırıp öfke kusuyordu. Bense hızlı hızlı nefes alırken elmacık kemiğime doğru süzülen tek damla yaşı elimin tersiyle sildim. Beni yine ağlatmayı başarmıştı.
"Benden uzak dur." dedi donuk bir ifade ile. "ben senin elini tutacağın biri değilim bu pislik halimden rahatsız olmanı engelleyecek kadar yüce gönüllü falan da değilim!"

çenem titrerken sözlerinin ne kadar kırıcı olduğunu düşünüyordum.
"haklısın" dedim sessizce.
İçime gömdüğüm onca duygudan sonra kuruyan dudaklarımı ıslatıp yüzümü kaldırdım. Gözbebeklerim titrerken kaşlarımı çattım "herkes yerini bilmeli"

Saçlarını eliyle düzeltip derin bir nefes aldı. Biraz önce sarf ettiği bütün cümleleri çok normalmiş gibi hayal kırıklığı ile gözlerimin içine baktı.
işaret parmağımı göğsüne bir kaç defa vurup gözlerinin içine baktım "ama dikkat et çıkmaz sokaklarda karşılaşmayalım, bir dahaki sefere botumun içine sakladığım bıçakla senin o olmayan kalbini delerim." göğsünden onu sertçe itip odadan çıktım.

Çağla ile karşılaştığım da bana üzgün gözlerle baktı.
"Duş almak ister misin?" diye sordu elinde tuttuğu misafir havlularını bana uzatırken.
ona teşekkür edip elinden havluları aldım. Çağlanın peşinden giderken.
Alaz oğlanın odasından gelen kırılma seslerini duymazdan gelmeye çalıştım.
Çağla beni odasına kadar getirip. Alazla biraz konuşması gerektiğini söyleyip beni yalnız bıraktı.
Onu onaylayıp kaynar suyun altına kendimi attım...

ALAZ'DAN


Asi, arkasında koca bir enkaz bırakıp gittikten sonra oda da elime gecen bir kaç şeyi duvarlarda parçaladıktan sonra sıra kafama geldiğinde kendimi yatağa atmıştım.
Kafayı zaten kırmıştım. Bunu resmiyete dökmeye gerek yoktu.
Asi kız benim kafayı kırma sebebimdi.
Kapı gürültüyle açıldı. Umrumda bile değildi.
Sonuç olarak Asi o konuşmadan sonra gelmeyecekti.
Çağla aynı gürültüyle kapıyı kapatınca.
"Yavaş be kızım!" diye mırıldandım.
"Alaz sana yavaş asıl. Senin derdin ne ben anlamıyorum."
ellerimi başımın altına alıp gözlerimi tavana diktim "Neyini anlamıyorsun onu istiyorum."
Çağla yanımda ki boşluğa oturdu, pür dikkat yüzüme bakıyordu. Sanırım ne hissettiğimi anlamaya çalışıyordu. "Onu neden istiyorsun?" diye sorduğunda. Bakışlarım Çağla'yı buldu.
Onu neden istiyordum?
Onu istemek istemediğim de bile neden aklımdan çıkaramıyordum?
Bedenini mi istiyordum..
bana ait olmasını mı?
hayır onu seviyordum.
"Onu seviyor musun?" diye sordu Çağla tekrar.
başımı tekrar tavana çevirdim.

"Onu çok seviyorum." gözlerimi kapattım.

Asinin yüksek inleme sesiyle olduğum yerden hızla kalktım. "Noluyor lan."
Çağla'yı kenara itip ondan önce odasına ulaştım.
Kapıyı açtığım gördüğüm manzarayla bütün kanımın çekildiğini hissettim.



Noldu Asi kızımıza?
Bol bol yorum lütfen 🙏
İyi okumalar

Seçenek/ #AsLazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin