4.9

1.2K 34 10
                                    

Bütün vücudum ağrıyordu.

Allah'ım bu nasıl bir acıydı böyle. Bütün
kemiklerim kırılıyordu sanki. Acım biraz
hafiflediğinde bir süre sonra daha da şiddetlenerek
dayanılmaz bir hal alıyordu. Çığlıklarım ortalığı
inletirken bütün gücümle sıkıyordum kendimi.
Doktor, arada bir gelip kontrol ediyordu ve biraz daha beklemem gerektiğini söyleyip gidiyordu.
"Dayanın meleklerim .. Sakın bırakmayın annenizi.. ne olur bırakmayın beni."
Acı geçerken bebeklerime bir şey olmasın diye dualar ediyordum Rabbime. Daha çok küçüklerdi dünyaya gelmek için. Küçücük bedenleri dayanabilecek miydi buna?
Çektiğim acının yanı sıra yüreğim daha çok acıyordu.
Kimse yoktu.
Alaz neredeydi neden yanımda değildi.
Ben acı içinde kıvranırken o beni bırakmış mıydı..
"Hastamızı doğuma alıyoruz." Diyen doktorun
sesiyle ağlamaya başladım.
Çok korkuyordum.
Çığlıklarımı kendim bile duyamıyordum...
Sesim çıkmıyordu..
Büyük bir karanlığa tekrar gömülüyordum..
Canım çok acıyordu..

ALAZ'DAN

Yoğun bakımın önünde başımı geriye yaslamış Asi'den bir iyi bir haber almak için bildiğim bütün duaları sıralıyordum.
Ne gelen vardı ne giden.
Babam tam önümde durdu "İstetsen sen eve git sonra gel Oğlum üzerini falan değiştir kan olmuş." Deyince üzerime baktım tişörtümün rengi iyice koyulaşmıştı.
"Birazdan Çağla gelir ona söylerim bir şeyler  getirmesini." Dedim Telefonu elime alırken. oturduğum yerden biraz  uzaklaşıp Çağlaya giyecek bir şeyler getirmesini söyledim sonra tekrar geri döndüğümde Güven abi de
gelmişti.
yanlarına geldiğim de Güven amca "Alaz anlat bakalım şimdi neler oldu Kim o adamlar?." duraksadım.
"Onu sen oğluna ve saz arkadaşına sor." dedim kendime hakim olamayarak.
Sadece bir anlık Yaman a bakıp kafamı çevirdim. Eğer onu öldürebilseydim. Şu an öldürürdüm.
Çağla kızarmış gözlerle buraya gelirken direk
bana sarılmıştı .
"Alaz iyi mi o." diyip ağlamaya başladı, sırtını sıvazlayıp onu kendimden ayırdım elimi koluna koyarken
"Asi güçlü bir kadın.. iyileşecek." Dedim kafasını  sallayıp annemin yanına giderken Cesur'da  bana elindeki poşeti uzattı.
Poşeti elinden sertçe çektim.
Onu bir kaşık suda boğmalıydım.
Yamanla ikisini öldürüp karımı alıp uzaklara gitmeliydim. Bir daha bu ibneleri Asi için bile yanlarına yaklaştırmayacaktım ben her zaman daha iyisini yapmaya çalıştıkça her şey daha bok oluyordu ve her nedense o bokun altından hep bu iki geri zekalı çıkıyordu.
Bu kadar sene nasıl bir arada hayatta kalmışlardı güzel kızıma sahip çıkmışlardı anlayamıyordum ama bu saatten sonra ben vardım benden başka kimseye ihtiyacı olmayacaktı. Asi güçlü bir kadındı ama bu yaşananlar için bile fazlaydı.
Çocuklarımı kaybetmenin üzüntüsünü bile yaşayamıyordum çünkü benim için öncelik her zaman Asi olacaktı.
O benim yanımda olacaktı iyi olacaktı mutlu olacaktı huzurlu kendini güvendi hissedecekti.
Biz yine mutlu olacaktık.
Sadece ikimiz uzak bir hayat için her şeyi yapacaktım yeter ki tek duam şu an uyanmasıydı..
Çocuk mu?
Yine olurdu ama ben bir daha Asi bulamazdım..
Düşüncelerim birbirini kovalarken elinden çektiğim poşeti alıp yakındaki bir tuvalete girdim tişörtümü bir çırpıda çıkarıp yeni tişörtü üzerime geçirdim.
Vakit kaybetmeden koridora çıktığımda Asi'nin kaldığı yoğun bakımın önünde bir hareketlilik vardı.

Hızlı adımlarla ilerleyip aralarına karıştığımda annem ve Çağla ağlarken Cesur onlarla ilgileniyor babam kapıda bekliyordu.
Bu Cesur piçinden bir an önce kurtulmak istiyordum.

Yanlarına gidip ne olduğunu sorduğumda Babam "Bilmiyoruz içeriye bir anda doktorlar girmeye başladı. " dediğinde hızlıca kapıya doğru ilerleyip içeriye girdim.
hemşireler her ne kadar durdurmaya çalışsa da Asi'nin yanına gittim doktor yarasıyla ilgilenirken elini tuttum .
Sonra etrafı o iğrenç dıttt sesi kaplayınca.
"Asi.." diye güçsüz bir mırıltı çıktı dudaklarımdan, kolum kanadım kırılmış gibiydi..
Gözlerimin önünde yok oluyordu.
Ağlamak istedim ama hıçkırıklar boğazıma düğümlendi.
Gözlerimin önünde ölüyordu.. O gidiyordu ve ben onu durduramıyordum..
Sevdiğim kadın gözlerimin önünde vurulmuştu kollarımın arasında kanlar içinde kalmıştı..
Şimdi ise o gidiyordu ve ben öylece durmuş bu anı izliyordum..
Doktor kalp masajını bırakıp elektroşok vermeye hazırlandı. Elindeki cihazı Asi'nin küçük bedenine yapıştırdı Asi nin göğsü kalkıp kısa sürede tekrar yatağa düştü.

Benim sevgilim güçlüydü. Başaracaktı biliyordum. 
Nabzı zayıf bir şekilde atmaya başladığında titrek bir nefes verdim.
Monitördeki zayıf nabız değişmemişti. Yanındaki kıza bir şey söyledi. Ardından tekrar ayni işlemi yaptı. Bu kez Asi'nin vücudu daha şiddetli bir şekilde kalkıp indi.
"Hadi güzelim" diye fısıldadım gözlerim degişmeyen nabızındayken
"Hadi bebeğim, bırakma beni."
Üçüncü denemede nihayet nabzı normale döndüğünde gözyaşlarımın ıslattığı dudaklarımda bir gülümseme can buldu.
Doktorda benimle birlikte derin bir nefes aldı ve hareketlendi.
Yanımdan geçip gidecekken önüne geçtim

"Asi iyi olacak mı?"

"Senin gibi bir bekleyeni olduğu için bu kadar güçlü olmalı" dedi.
Anlamayarak yüzüne baktım. Neden soruma cevap vermek yerine konuyu başka yerlere getiyordu ki?
"Yani?" diye sabırsızca yüzüne baktım.

Başını salladı "iyi olacak" dedi.
Nefesimi rahatlar gibi dışarı verip gülümseyerek başımı salladım.
Biliyordum, Asi'nin beni bırakmayacağını biliyordum.
"Şimdi biraz kendini toparlamasına izin ver. Hadi bakalım." 
Başımı belli belirsiz sallayıp Asi'ye son bir bakış attım.
Güzel kızım benimleydi. Bizimleydi. 
Hayata bir kez daha tutunmuştu..

Doktorun önünden yoğun bakımın çıkışına yöneldiğimizde Yaman kapının ağzında dikiliyordu doktorun geçmesine izin vermeyip önünde dikildi, "Asi iyi mi doktor!" diye böğürdü tabiri caizse bu çocuk başka bir yabaniydi doktor ikimizi de dikkatle süzdü. "Geçmiş olsun hasta kendine
geldi" dedi "bir süre sonra uyanacaktır."
Yaman ile bir birimize baktık.
Yüzümdeki heyecanlı gülümsemenin onun da yüzünde olduğunu görmemle duyduklarımın gerçek olduğuna emin oldum.  "Kurtuldu" dedik aynı anda. Normalde olsa asla yapmayacağımız şeyi yapıp bir birimize sarıldık.
Sevinçle sırtıma vurduğunda kendime gelip ondan hızla ayrıldım.
Yanlış kişiye sarılıyordum. Yaman'den uzaklaşıp Annem'e yaklaştım.
"Anne.. Teşekkür ederim.." diye mırıldandım küçük bir çocuk gibi beline sarılırken. 
Şu an utanmasam eteklerine sarılıp hüngür hüngür ağlardım.
"Abine böyle yapma.. lütfen." dedi buruk bir sesle.
geri çekilip yüzüne baktım, bir kaç saniye ne diyeceğimi bilemedim. 
Göz ucuyla Yamana baktığımda kahkahalar atıyor herkese sarılıyordu.


"Anne.. Onda gördüğüm şey eğer gerçek bir abinin kardeşine baktığı gibi bakmak olsaydı o zaman farklı olurdu beni anlıyor musun?" 

"Asi'nin abisi olmayabilir, ama senin abin bunu unutma." 

"Benim abim ve ona aşık allah aşkına anne." diye hayıflandım ondan ayrılırken. 

Genç bir doktor yoğun bakım kapısını hafif aralayıp "Asi hanım uyandı, gözünüz aydın." dedi güler bir yüzle. Elim kalbimin üzerine giderken derin bir nefes aldım..
Nefesim bana dönmüştü..




Akşam bölümü izliyorsunuz tv den plan falan yapmıyorsunuz, manitalarınızla sonra bulusun 
iyi okumalar öpüldünüz :) 

bir sonraki bölüm final diye planlıyorum.



Seçenek/ #AsLazWhere stories live. Discover now