4.6

1.1K 40 11
                                    


Sımsıcak güneş ışıkları kötü günleri geride
bırakmış olmanın yansımasıyla  odanın içine
sızıp sımsıcak kollarla sarılmış bedenime sıkarken gözlerim zorlukla aralandı.
Uykumu alamadığım için değildi bu zorluk.
Yerimden çok memnun olduğumdandı.

Gözlerim önce boş duvarla buluşurken
onun yüzünü görmek için kıpırdandım.
Hareketlenmemle homurdansa da ısrarla
kollarını gevşetmesini sağladım. Farkında
olmadan fazla güç uyguluyordu ve
dönüşümü engelliyordu.
Neyse ki hafif bollaşan kollarıyla yüzümü yüzüne döndüm.
Uyurken başı benim göğsümdeydi şimdi nasıl sırtım göğsüne yaslı olabilirdi. Hafifçe güldüm.

Bakışlarım önce çıplak ve sert göğsüne kaydı,  yutkunmamak elde değildi. Hele de onun beyaz tenine yaslı olan beyaz göğüslerimi görünce biraz utandım.
Bu ayrıntıya en azından o gözlerini açana kadar takılmayarak gözlerimi bedeninden yüzüne kaldırdım.

"Kıpır kıpır kıpraşma Asi!"

Ben de nerede kaldı bizim Alaz Oğlan diyordum.
Heh, iste buradaymış. "Kollarını çöz Alaz.
Kalkacağım." dedim huysuz bir sesle.
Başını sağ tarafına doğru eğip burnunu yastığa sürterek homurdandı. "Uyuyalım,
kalkma."
"Sıkıldım, sen uyu biraz daha ben kalkacağım." dedim yine aynı huysuz halimle.
Uykulu, erkeksi sesiyle, "Ama sen kalkarsan
ben uyanırım ki," dedi uzun kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşerken bir kaç kez kırptı.

Sözleri bedenimin hareketini keserken
içimdeki kelebekler dışarı çıkmak için çırpınıyorlardı. "Ayrıca kıpraşıp durma  aklıma
başka seyler sokuyorsun. Yapma, yanarız."
Gözlerim şokla büyüdü neyden bahsettiğini gayet net bir şekilde anlamıştım.
Bu kadar açık sözlü olmadı  beni dumur etti . "Gerizekalı hamileyim ben!"

"Ne zaman doğuracaksın." diye mırıldandı kollarını çekerken. Ona şaşkın ördek yavrusu gibi uzun uzun baktım. Böyle bir soruya nasıl bir cevap verilebilirdi.
Gözlerini ovuşturması bitince bana baktı.
Sonra da kocaman bir kahkaha attı. "Şaka yapıyoruz."
"Gerizekalı." diyip yataktan kalktım.
Banyoya doğru yürürken "Malaz oğlan" diye mırıldanıp kapıyı sertçe kapattım.
Hala gülme sesleri geliyordu. Aynadaki görüntüme baktığımda son zamanlarda gördüğüm en iyi halimle karşılaştım bir kere gözlerimde ışık vardı.
Bu halime sevinecekken bir anlığına yutkunamadım bebeğim benimleydi ama durum hala kritikti.
Derin bir nefes alıp duş almak için kabine girdim.
Bugün hastaneye gitmek bebeğimi görmek istiyordum ama önce temizlenmeli sonra da yemek yemeliydim.
Bebeklerim bana emanetti.
Hızlıca duşumu aldıktan sonra bulduğum bir havluya sarılıp çıktım .
Alaz tekrar uyumuştu. Fazla ses çıkarmamaya dikkat ederek üzerime bir eşofman takımı geçirip hızlıca saçlarımı tarayıp kuruması için kendi haline bıraktım.
Alazın yanına yatağa oturup ellerime uzun kirpiklerine götürüp yukarı doğru taradım açmadan elini elimin üzerine koydu. "Mis gibi kokuyorsun.." diye mırıldandı.
Görmediğini bildiğim halde omuzlarımı silktim.

birden ciddi bir hale büründü.
"Dünü unut yarını düşünme sadece bana tutun olur mu?" dedi sıkıntılı bir nefes verip.
ona sıkıca sarıldım.
Saçlarını okşarken dikkatini dağıtmak için "Sana şarkı söylememi ister misin?" diye sordum.
"Sonra bacağına yatırıp ninni söyleyecek misin?" diye homurdandı alayla.

"Pislik yapma."
omzunu dürttüğümde gülümsedi.
"Çok güzel şarkı söylerdim ama hakkını kaybettin."

"O zaman kendini anlat."
beni şarkı olarak görmesine burukça gülümsedim. "Tamam". dedim saçlarını okşamaya devam ederken anlatmaya başladım.
Çocukken ne kadar asi bir çocuk olduğumdan bahsettiğim anda
"Çocuklarımız sana çekerse yandık." dedi sesi ağırlaşmaya başlamıştı.

"Hiçte bile." diye çıkıştım.
"Küçükken soyete şekeri gibiydim ışıl ışıl cıvıl cıvıl."
benzetmemle kıkırdayıp burnunu boynuma sürttü.

"O zaman çocuğumuz sana çeksin babasına aşık bir Efe."

"Yada annesine aşık minik bir Ekin." deyip güldüm.
"Düşünsene centilmen yakışıklı annesini sevgiye boğuyor.." sesimdeki heyecan onu bir an güldürse de hemen ciddileşti.

"Bu durum neden bu kadar hoşuna gidiyor? Ben seni yeterince sevgiye boğmuyor muyum?"

"Ne alakası var Alaz hayal kuruyorum işte."

Kollarını sıkılaştırıp keyifsiz bir şekilde homurdandı "Bana o kadarda eğlenceli gelmedi."

"Çocuk yapmasak da olurmuş gibi."

Tepkisiyle küçük bir kahkaha attım. "Az önce doğmamış bir çocuğu mu kıskandın?" deyip saçlarını karıştırdığımda "Alakası yok." dedi.

"Küçücük veledin nesini kıskanacağım. Hem ondan önce ben vardım."

Kıkırdamaya devam ettiğimde "Gülme" dedi ama kendime engel olamadım.
Bu kez boynuma yumuşak bir ısırık bırakınca dudaklarımdan küçük bir inleme çıktı.

"Eğer sana aşık bir oğlumuz olursa bana iki katı zaman ayırman gerekir."

"Çocuk doğana kadar bütün zamanlarım sana ait olacak."

Az önce ısırdığı yeri art arda öptüğünde gözlerimi kapadım. Dudaklarındaki kıvrımları hissedince içim ürperdi. Ellerini üzerimdeki askılının içine kaydırdı. Tenimin sıcaklığını birebir hissetmek ister gibi parmaklarını sırtımda gezindirirken başını göğsüme indirip rahat bir yer edindi. Sonrasında hiç konuşmadı ve tenime çarpan nefesi yavaş yavaş ağırlaştı. Uyuduğundan emin olana kadar saçlarıyla oynamaya devam ettim ve güzel rüyalar görmesini diledim. En azından uykusunda huzurlu olmalıydı.
Bizim küçük babamız.




İyi okumalar çiçeklerim🌺

Seçenek/ #AsLazWhere stories live. Discover now