Bölüm 17

1.1K 7 0
                                    

Sevgilimle yaşadıklarımın hayaliyle yolun ne kadar olduğunu fark etmemiştim ama arabayla gidilirse Dilara'lar pek de uzakta oturmuyordu sanki.

Babacık'ın işten dönüş saatinden önce eve varmayı başarmıştım. Zaten şoför de "Beyefendinin bir toplantısı var. Yabancı konuklar.. Sanırım onlarla yemeğe de çıkar," demişti, benimle sohbet açmak amacıyla. Genç, çapkın bakışlı bir adamdı, dikiz aynasından gözü hep bendeydi, kumral, renkli gözlü biriydi, tipi hoştu ama bakışlarından hiç hoşlanmamıştım.

Ev sakindi, ortada kimsecikler görünmüyordu. Artık havalar serinlemeye başladığından olsa gerek, açıkta, havuz başında da kimse yoktu. Ben de zaten kimseye görünmek istemiyordum. Niyetim, yatağıma uzanıp Oğulcan'la yarım kalan sevişmemizi düşünerek hayallere dalmaktı.

Tam üzerimdekileri çıkaracaktım ki odamdaki telefon çaldı. Sanırım geldiğimden beri ilk kez çalıyordu bu alet. Nedense Babacık olabilir, yine ceza gelecek, kim bilir ne yanlışlar yaptım diye heyecanlanmıştım. Arayan Kaya'ymış. "Kapalı havuz mevsimini açıyoruz. Hazır babam evde değilken felekten bir gece çalalım dedim. Haydi bikinini giy de gel!" demişti.

Havuza girip serinlemek fena fikir değildi. Yorgunluk atmış olurdum. Hem içimde alev alev yanan arzular da suda boğulup sönerdi belki. Bu tamamlanmamışlık haliyle bedenim ve ruhum kıvranıyordu. İçimdeki enerjiyi boşaltmam gerekiyordu, doymamışlık duygusu çok rahatsız ediciydi.

Kırmızı bikiniyle çok hoş olmuştum. Sadece kalça kısmı biraz sıkıntılıydı. Benim mi kalçam büyüktü yoksa bunları mı acayip kesiyorlar bilmiyorum ama bikininin altı kalçamı tamamen ortada bırakmış gibi bir his oluşmuştu içimde. Oysa yüksek bel, her yanımı kapayan bir şey aldım sanıyordum. Satın alırken denemiştim ve gözüme güzel görünmüştü. Tabii ki güzel görünmek başkaydı, içinde kendini rahat hissetmek başka. Zaten kalçalarımla her zaman derdim vardı. Ne giysem göze batırıyorlar gibi gelirdi, bir şeylerle örtmeye, görünmez kılmaya çalışırdım. Üzerime dizlerimin üzerine kadar inen salaş bir tişört giyip havuza yollandım.

Kaya, "felekten bir gece çalalım" dediği için parti gibi bir şey veriyor sanmıştım. Acaba kimler gelmiş diye merak ediyordum. Dilaralar son olaydan sonra hiç gelemezdi. Kaya'nın başka arkadaşları da vardı mutlaka. En azından siteden birileri gelmiştir diye düşünmüştüm.

Meğerse biz bizeymişiz. O ve ben. Tabii bu durum beni biraz tırsıtmıştı ama sesimi çıkarmadım. Havuza girer, biraz takılır, sonra odama çıkarım diye düşündüm.

Kapalı havuz gayet hoş bir yerdi. Üşürüm diye korkuyordum ama iyi bir ısıtma olmalı ki üzerimi çıkarmama rağmen hiç üşümemiştim. Havuz suyu da ısıtılıyormuş. İstersek kenardaki jakuziye de girebilirmişiz. Onun suyu ayarlanabiliyormuş, hamam suyu gibi ısınması mümkünmüş.

Kaya küçük barın önünde ahşap bir şezlonga uzanmıştı. Bana da yanındaki şezlonga uzanmak düştü. Zaten koca havuzda başka oturacak bir şey görünmüyordu.

Ela, barın arkasındaydı, bir şeyler hazırlıyordu. Bana gülümseyerek selam vermiş, "ne içersiniz?" diye sormuştu.

Daha ben cevap veremeden Kaya müdahale etmiş, "Bana hazırladığın meyve kokteylinden Senem'e de getir lütfen" demişti.

Ela elinde tepsi, tepside turuncu, kırmızı, mavi karışık renklerde meyve kokteylleri ve cips, kuruyemiş gibi çerezlerle geldiğinde dikkatim tepsideki içecekte olduğu için giyimini fark etmemiştim. Ancak Kaya ile aramızdaki küçük ahşap sehpaya tepsidekileri bıraktıktan sonra giderken, arkadan bakınca aymıştım. Önünde önlük, başında hizmetçi başlığı, ayaklarında yüksek topuklu ayakkabılar vardı ama üstüne bir şey giymemişti. Bikiniyleydi.

ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin