Bölüm 24

869 6 0
                                    

Beceriksizliğime sinirlenerek telefonun ekranına baktım. Ekranda "Kasım" adı görünüyordu. Babacık'ın şoförü.

"Hanımefendi kapıdayım! Bir sorun yok umarım"

"Yok yok sadece kapıyı açamadım."

"Telefonunuzu kapıya doğru tutarak 9936'yı tuşlayın lütfen!"

Herhalde lobiyi aratıp yardım istememi söyleyecek diye düşündüm. Tuşlara bastım.

Tık tık...

Kapı açılıvermişti.

Ulannn.. Benim telefon ne zaman anahtar olmuştu.

Apışıp kalmış vaziyetteyken Kasım olanca ciddiyetiyle kapıdan girmişti. Ellerinde benim bavulum ve iki tane daha çek çek bavul vardı. Benim giysilerimi getirmiş olmalıydı. Ama bu kadar çok giysim yoktu ki.

Kasım'ı yolcu edip hemen bavulları odama taşıdım. Birincisinde tahmin ettiğim gibi memleketten getirdiğim giysiler vardı. İkincide de Babacık'ın sekreteri Başak Abla'yla satın aldıklarımız vardı. Ya bu üçüncüdekiler neydi böyle?

Üçüncü bavuldan çıkan giysi ve aksesuarlar çok garipti. Hemen hepsi pembe renkte küçük kız çocuğu giysileriydi ama özel olarak dikildikleri belliydi. Ve şöyle bir üzerimde tuttuğumda tam bana göre oldukları anlaşılıyordu. Hiçbir şey de unutulmamıştı. Giysilerin yanında iç çamaşırları da vardı. Toka, diş fırçası, tarak, şampuan, losyon, krem gibi şeyler de hep çocuksuydu. Genellikle de Hello Kitty markalı şeyler. Bebek pudrası, bebek yağı, pişik kremi gibi bebek bezi takımı gibi şeyleri ise bağdaştıramamıştım. Çünkü giysiler 8 - 9 yaşlarında bir kıza uygundu, o yaştaki bir çocuk da bez bağlamazdı.

İnce uzun bir zarf da çıkmıştı bavuldan. Üzerinde güzel bir el yazısıyla "Küçük kediciğim Şah'a" yazıyordu. Yani bana yazılmış bir mektuptu.

"Sevgili kediciğim Şah" diye başlıyordu mektup. "Şirin evimizde uyman gereken kuralları aklıma geldiği sıraya göre yazıyorum," diye devam ediyordu.

"Her zaman iyi huylu olacaksın. Koyduğum kurallara hep uyacaksın. Ne dersem diyeyim söylediklerime "Teşekkür ederim" ve "Lütfen" gibi güzel sözlerle karşılık vereceksin.

Bana yalnızca Babacığım diye hitap edeceksin. Küfür yok, babacığına itiraz etmek yok. Emirlerim kesindir, tartışılamaz.

Babacığın her şeyin doğrusunu bilir ve her zaman senın için en iyi olanı yapar. Ceza verirse de bu senin iyiliğin içindir ve en az cezayı vermiştir. Cezanı itirazsız çekeceksin!

Eve geldiğimde ve beni yolcu ederken beni kucaklayıp, öperek karşılayacaksın. Yanaktan olabilir, Dudaktan olursa itiraz etmem.

Bir şey hakkında üzüldüğünde babacığına mutlaka anlatacaksın.

İçki ve sigara içmen yasaktır. Ancak çok özel anlarda babacığının isteği ile bir kadeh içebilirsin. Ama asla sigara ve benzeri şeyler içemezsin.

Televizyonun ve bilgisayarın karşısında babacığının belirlediği sürelerde kalacaksın.

Evde hep yolladığım giysileri giyeceksin.

Uyku vakti 23.00'dür. Babacığın evdeyse o yatma zamanının geldiğini söylediğinde buna uymalısın. Yatmadan önce çocuk bezi giyeceksin. Oyuncak ayınla yatacaksın.

Sabah uyanma saati 07.00'dir. Uyandığında duş alacaksın ve yatağını, odanı mutlaka toplayacaksın. Odan hep derli toplu, giysilerin dolaba asılı olacak.

ÖğrenciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin