18🧡 EVLEN BENİMLE!

11.1K 696 243
                                    

Avucumun içinde aslında her şey...

"İste" diyor Allah,

"İste vereyim..."

"Sev diyor" " Hakkıyla sev "

" Sevdireyim "


Hikmet Anıl Öztekin


***

Devrim aldığı mesajla delirmişti adeta. Anlaşılan Aysima hanımla en kısa zamanda böyle şeylerin şakasını bile kati surette duymak istemediğini konuşması gerekiyordu. Telefonu elinde sıkarken yanında koluna dokunan kıza dönerek sabır çekti.

" Yoksa senin peritozu mu?"

Zülal'in sırf tiksinti akan cümlesi ile kaşları daha çok çatılırken dişlerini biraz daha sıktı. Sabahtan beri resmen yaşadığı zulme daha fazla dayanamayarak kolundan sıkıp gözlerine baktı sertçe. Tüm gün dökmediği dil kalmamıştı ama bir şey anladığı yoktu bu kızın! Hele babasının üzerine ağlayıp ağlayıp üzerine salması inanılır gibi değildi! Yıllardır kalbinde büyük bir şefkat beslediği kuzeni, kardeş bildiği nasıl biriydi öyle?

" Sana bir daha peritozu dersen neler olacağını söylemiştim Zülal!"

Tıslaması Zülal'i korkutmuyor yalnızca biraz daha kırıyordu. Fakat zaten sevdiği adamın kalbinde bir başkasının varlığını bilmek yeterince parçalamamış mıydı ki?

" Ben..."

" Sen Zülal! Sana sevgimi yitirmeden bu akşam babama ve diğerlerine artık istemediğini ve eve döneceğini söyleyeceksin. Bu işin olmayacağını artık çok iyi anlamış olman gerekiyor!"

Devrim, Zülal'in konuşmasına izin vermeden söyleyeceklerini söylemiş, annesi muayene olurken bırakmak istemesede arkasını dönüp hastaneden çıkmıştı. Hastane dışına çıktığında Çetin'e annesi ve Zülal'i almasını söyleyen bir mesaj yazıp arabasına atladı.

Kanını yakan öfke damarlarında fır dönerken o halasına da hiçbir şeyden haberi olmayan Faruk'a da sinirlenmeden edemiyor. Bu şekilde mahalleye gitse kesin Aysima'nın da kalbini kıracağını bildiğinden tepeye sürüyor arabasını. Dört bir yandan baskı altında kalması tüm sinirini germiş olduğundan daha aksi bir adama dönmüştü.

Tam mutluluğu bulmuşken bu nasıl bir azaptı?

Öz be öz babası adeta düşman kesilmiş, 'yeğinimi ortada bırakıp yüz dönersen sende benim evladım değilsin' demişti apaçık. Bunda Zülal'in babasına oynadığı rol payı büyüktü. Bunu da annesinden öğrenmişti. Her gece ağlayarak ' Ben nasıl dönerim memlekete, evleneceğim diye geldim. Milletin yüzüne nasıl bakarım. Öz kuzeni almadıysa, istemediyse vardır bu kızda bir pislik demezler mi amca, zaten yetim anasız babasız kıza kolay yapışır damga. Ben nasıl böyle yaşarım!' dedikçe babası çıldırıyomuş evde. Devrim annesinin desteğinin kendi tarafında olmasıyla biraz olsun içini rahat ettirsede bu işin sonunun pek hayırlı olmayacağını hissediyordu.

Tepeye vardığında sabır çekip Aysima'nın hâlâ, halasının yanında olma ihtimali, zehirli bir akrep gibi bam telinin üzerinde gezerken cebinden telefonuna uzanıyor. Sözde sakinleşmek için gelmişti ama ne mümkün? Zülal'i başından salana kadar gelin bulmaya meraklı halası da sevdiğine bela olacaktı besbelli! Düşüncesi ile boynunu kütletip, dişlerini sıkarken alelacele telefonunu çıkarıp sildiği numarayı ezberinden tuşlayıp arıyor. Zülal'in bir oyun çevirip numarayı alma ihtimali aklına gelince derhal silmişti. Uzun uzun çalan telefon açılmadıkça o bam telinde gezinen akrep zehrini boşaltıyor, attığı o mesajlar aklını kemirdikçe sıktığı yumrukları titreşiyordu kendini kasmaktan.

TUTSAKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt