17🧡 ELİN ADAMINA MI BAKTIN?

11.9K 666 200
                                    

Bakarken kıyamamak mı?

Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?

Özdemir Asaf //




Devrim, üniversitenin önünde durdurduğu arabasına yaslanmış, elleri ceketinin ceplerinde kapıdan ay ışığının süzülmesini beklerken son günlerde yaşadığı her anın gerçekliğini sorgulayıp, tam o anlarda Aysima'dan aldığı ' Yaşadığımız şeye inanamıyorum!' sözlerine hayatında hiç mutlu olmadığı kadar mutlu oluyordu.

" Yaşadığımız, şey ' karanlık dünyama doğan güneş' ve sonuna kadar gerçek. Benim uğrunda can vereceğim kadar gerçek..."

Verdiği her cevap sonunda dünya üzerindeki denizlerin dalgaları kalbinde coşuyor.Daha önce hissettiği özlemin beterini hissediyordu. Her cümlesinin sonunda gül tenine dokunmak, öpmek, koklamak geçiyordu içinden delice. Kendini tutması azgın bir denizi hizaya getirmek kadar zor olsa da bunu yapmak zorundaydı.

Şimdilik...

Üstünde hissettiği gözleri umursamıyor, bir an önce hasret çektiği gözlere erişmek, nefes almak isterken sabırsızca gözleri kapıdan çıkan her yüzü tarıyor, parlamayan her silüet biraz daha sıkıntı veriyordu kalbine.

Az sonra Aysima, Devrim'in geleceğinden habersiz telaşsız ve yüzünden yorgunluk akan bir ifade ile usulca adımlarken tebessüm ediyor Devrim. Kalbi işte şimdi büyük bir aşkla anında canlanıp atarken kollarını göğsünde bağlayarak başını omzuna doğru yatırıp, bir eli ile çenesini sıvazlarken, kendisini fark etmesini bekliyor.

Tepedeki o günden beri bir hafta geçmiş ve Devrim adeta eve yerleşen amca, halası ve Zülal'in gitmemesi üzerine mahalleye adım atmıyordu. Aysima'yı ise üç gün önce mahalle dışında bekleyip okula getirse de tekrar görememişti ne olur ne olmaz diye. Dünya en istenmez an da küçücük olur, sık sık onları yan yana görenler bir laf dillerine dolarsa Devrim ölüden beter olurdu. Nihayetinde kendi erkekti (!) , fakat kalbindeki can içine bir laf gelse düşmezdi mahallelinin dilinden. Bunu asla sevdiğine konduramayacak bir adamdı! Varsın hasretinden divane olsun...

Fakat bu Aysima için geçerli değildi. Eskiden her gece penceresinden kaçak göçek izlediği adamı daha çok görürken şimdi o sımsıcak dünyaları ısıtacak sevdiğini görememenin hırçınlığını yaşıyordu. En son sabah dayanamayıp, " Şuan tam karşımda sevgilisinin elini tutmuş ona gülümseyen bir adam görüyorum. Nasıl da gözleri parlıyarak bakıyor. Benim sevgilim nerede ?" yazmıştı Devrim'e.

Sevgilim, yazarken yanakları hafif pembeleşmiş, kurduğu cümleye tebessüm ediyordu bir parça utanç eşliğinde.

Bu inanılmaz bir duyguydu!

Heyecanla beklediği bildirim sesi yüzünde daha bir tebessüm açtırırken heyecanını dengelemek zordu. Henüz Devrim'in o kalbine dokunan sözlerine, ve ilişkilerine alışamamış olmaya bağlıyor olsa da bu heyecanı, aslen her daim böyle olduğunu biliyor. Nihayetinde gözlerine bakmaya doyamadığı adamdı o! Devrim... Her daim hayatının tek gerçeği olan Devrim!

Parmağını ekranda tatlı bir heyecanla oyanatıp açtığında ekrana düşen cümle ile bir an donmuştu.

Devim;

" Elin adamlarına mı bakıyorsun?"

Tekrar tekrar okurken yüzünde tebessüm silinmiş, beyaz teni sinirden kızarırken gözlerini kısarak bakmaya devam etmişti. Fakat değişen pek de bir şey yoktu. Ona şiir gibi cümleler kuran adam bu defa öküzlüğünü konuşturmuştu!

TUTSAKWhere stories live. Discover now