Bölüm 1 - Başlangıç

12.2K 669 381
                                    

09.08.2015

Bu koskocaman evrende tabiki de yalnız değiliz.
Biz insanlar dışında , hayatlarını sürdüren birçok gezegen ve birçok farklı topluluk var.

Dünya'ya sıradan bir günde, sıradan olmayan bir ziyaret...
Hayatları değiştirecek yeni kararlar...
Bir insan ve bir uzaylı...
Ve sonu gelmeyen bir savaş...
Bunların içinde, tüyleri ürpertecek derecede filizlenen imkânsız bir aşk...

...İmkânsızı imkânsızlaştıranlar...

********

ÖNSÖZ

Sevgili okuyucu, hayal dünyama hoşgeldin! Kapıyı kapattığından emin ol. Üşümeyelim. Şayet olaylar hiç sıcak ilerlemeyecek. Şimdi seninle uzun bir maceraya çıkacağız. Yanında bulunması için üç altın kural vereceğim sana. Bunları yanından asla ayırma. Çünkü onlar sana bu yolda yardımcı olacak.

1. SAKIN KORKMA! Kitabımın ilerleyen bölümlerinde şifreler ortaya çıkacak. Onları cesurca çözmeye çalış. Çöz demiyorum, çözmeye çalış. Çözemezsen de sakın endişelenme! Sana yardımcı olacaklar.

2. ASLA PES ETME! Pes etmek zayıflara özgü bir harekettir. Yarı yolda kalmanı istemem. Oyunun galip tarafı biz olalım. Unutma, bu senin elinde!

3. Aslında biliyor musun? Boşver. Hiçbir şey göründüğü gibi olmayacak...

-Bölüm 1-

"Hiçbir macera bu kadar zor olamazdı."

Yavaş ve ürkek adımlarla ilerliyordu genç kız karanlıkta. Gözleri solgun ve yorgundu. Çıplak ayakları, ilerlerken yaralanıyor, kana bulanıyordu. Fakat genç kız acıyı bir kenara itmek zorunda kalmıştı. Korku, acıyı acımasızca boğmuş paramparça etmişti. Aklında korkunç bir şekilde büyüyen bir soru işareti vardı.
Neredeydi?

Korkuyordu.
Karanlığın siyahı ele geçirdiğini görüyor, siyahın çaresizce çığlık attığını duyuyordu.
Korkuyordu. Siyahın, karanlıktaki acizliğini gördükçe ürperiyordu vücudu.
Fakat fark edemediği bir şey vardı genç kızın. Karanlık siyahı yok etmiyordu. Siyah karanlıkla birleşiyor, güçleniyordu. Boğulan kendisiydi. Çığlık atan kalbiydi...
Ürkek yüreğinin ritmini ellerinde hissediyordu. Bu yüzden elleri de yüreğine acımasızca eşlik ediyor, tir tir titriyordu.
Yürüyordu genç kız, nereye gittiğini bilmeden.
İlerliyordu, yolun sonunu görmeden.
Sıra sıra dizilmişti ağaçlar dört bir yanına. Yapraklar rüzgârlarla dans ediyor korkunç bir uğultu bahşediyordu ormana.
Kulakları buna alışmışken, farklı bir ses işitti genç kız sağ tarafından. Sesin sahibinin insan olması için dua ediyordu. Çoğu insanın, hayvanlardan daha korkunç olabilceğini bilmeden...

"Kim var orada?"

Adımlarını durdurmuştu, yaralı ayakları. Cevabı bekliyordu. Ama tek duyduğu ses, rüzgârın oluşturduğu melodiydi. Ne yapması gerekiyordu?
Kaçmalı mı? Peki, ama nereye?
Ne tarafa koşmalıydı?
Aklında yüzlerce soru filizlenirken, genç kız bir karartı gördü karşısında. Bir insan vücuduna benziyordu ama yüzünü seçemiyordu. Net değildi hiçbir şey.

UZAYLIWhere stories live. Discover now