Bölüm 21 (Sezon Finali)

1.5K 168 40
                                    

"Pes etmek, zayıflara özgü bir harekettir. Ya risk alacaksın ya da bu oyuna hiç bulaşmayacaksın."


"Buyrun Efendim,"

"Liko, yolunda gitmeyen bir şeyler var. Melis'e de ulaşamıyorum."

"Evet, efendim. Bende ulaşamıyorum. Peki, ne planlıyorsunuz şimdi?"

"Bir süreliğine Dünya'da olmayacağız. Onları kendi gezegenimizde izleyeceğiz. İşler yoluna girene kadar... "

~~~

Beril, hızla çalan kapıya doğru koşar adım ilerledi. Keny ve Egemen de ayağa kalkmış kapıya doğru gözlerini kilitlemişlerdi.

"Kimsiniz?" demişti Beril, korkunun eceline kapılarak.

"Ben Selin. Aç kapıyı hemen."

Selin zor konuşuyor gibiydi. Beril onu daha fazla bekletmek istemedi ve  kapıyı hızlıca açtı. Selin, Ed'in kolundan tutarak taşıması nedeniyle ayakta zor duruyordu. Ed ise baygın halde, yarım açık göz kapaklarıyla acı çekiyor görünüyordu.

Neler olmuştu böyle?

Herkesin aklında tek bu soru yankılanıyordu. Fakat şimdi sorulması hiç uygun olmazdı. Keny hızlıca Selin'in yanına giderek, Ed'in diğer kolundan tuttu. Birlikte yatağa yatırdılar bu yaralı genç adamı.

"Ed, şimdi daha iyi misin?" diye sormuştu Selin. Çok korkmuştu genç kız, ona bir şey olacak diye. Ed'i yerde baygın hâlde gördüğü an, pes ediş tüm kanında dolaşmıştı sinsice. Ama iyiydi Ed, iyi olacaktı.

"Ah, evet. Siz iyi misiniz?"

"Evet iyiyiz, seni yerde baygın gördüm. Neler olduğunu anlat hemen! Bunu sana kim yaptı?"

Selin'in art arda söylediği cümleler ne kadar korktuğunu belli ediyordu. Hiçbir ses tonu duyguları asla gizleyemezdi. Her an arkasından ispitlerdi küçük bir çocuk gibi hisleri.
Tıpkı gözler gibi...
Gözler de, asla yalan söyleyemezdi. O yüzden en saf ve  en masum olan yer insanda, gözlerdir her zaman... Çünkü gözlerdir, kalbin yansıması, yalansız yanlışsız...

Olaylar hızla akıp gidiyordu. Bir maceranın içinde oradan oraya sürükleniyordu bu çaresiz bakışlar.  Neler oluyordu? Evin içinde onlardan başka biri ya da birileri daha mı vardı? Kim onlara bu şekil oyun oynuyordu?
Kim, ne, niçin?.. Bu sorular hiçbir zaman cevaplarıyla vuslata eremiyordu.

Selin anlam veremiyordu. Tek bildiği şey, bu ev tehlikeliydi onlar için. Burdan gitmeleri gerekiyordu. Hemde hemen!

Ed, kendini toparladı ve kendisine dikilen bu gözleri fazla bekletmek istemedi. Herkes zaten yeterince perişan olmuştu. Derin bir nefes aldı genç adam, başındaki acıyı önemsemeden ve ardından tane tane konuşmaya başladı.

"Tüm odaları gezip mutfağa doğru ilerlediğimde bir ses işittim. Ses, mutfaktan geliyordu. Mutfağa yavaş adımlarla girdim. Yerde ki yazıyı görünce olduğum yerde durdum. Sonra... Sonra arkamda birinin olduğunu hissettiğimde aniden arkamı döndüm, fakat ne yazık ki o kişiyi göremeden başıma çok sert bir cisim geldi. Sonra da gözlerim kapandı, bu kadar..."

Ed, hem konuşuyor hem de eliyle başının arkasını tutuyordu.

"Bunu yapan kim?" dedi Beril, gözlerini büyütmüş uzaklara dalarken.

UZAYLIWhere stories live. Discover now