Bölüm 20 - Evde Kim Var?

1.3K 170 28
                                    

" Kaplumbağaya dikkat et. Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerliyebiliyor."
James B.Conont



"O da neydi Ed?"

Selin'in korkmuş bakışları, titreyen elleri Ed'i daha çok endişelendirmişti. Birşeyler yapmalı, Selin'i sakinleştirmeliydi.

"Burada bekle Selin! Ben hemen bakıp gelirim."

"Hayır, gitme lütfen yanımda kal!"

Selin, odada tek başına kalmak istemiyordu. Korkuyordu. Yoksa Başkolos Semirhab onları bulmuş muydu?

Hayır, hayır... Böyle düşünmek istemiyordu. Aklına kötü şeyler getirmemesi gerekiyordu.

"Selin, çocukların başı dertte olabilir."

"Bende gelmek istiyorum seninle!"

Ed, yavaşça Selin'in ellerini serbest bıraktı. Kapıyı yavaşça açtı. Sonra geri dönüp Selin'in alnını hızlı bir şekilde öptü. Bu ne içindi şimdi?

"Ed lütfen gitme, korkuyorum."

"Burada kal. Kapıyı kilitle ve ben gelene kadar da sakın açma! "

Selin, yavaş yavaş gözyaşlarını bırakırken sadece 'tamam' diyebildi.

Başka ne diyebilirdi ki? Ne yapabilirdi?

Ed, odadan sessizce çıktı. Selin arkasından koşarak kapıyı kapattı ve kilitledi.

Sessizliğin bir sis gibi çöktüğü an, Selin daha fazla korkmaya başlamıştı. Koşarak pencereleri kontrol etti. Kapalı olduğundan emin olduktan sonra yatağına, dizlerini karnına doğru iyice çekmiş bir şekilde oturdu.

Ed, az sonra gelecekti, biliyordu. Gelecekti...

Dakikalar ilerliyor. Kimseden ses çıkmıyordu. Ne gelen vardı ne de giden...
Bu derin sessizlik, ona hiç iyi gelmiyordu. Dakikalar saatlere dönüşüyor, yelkovan akrebi acımasızca takip ediyordu.

O sırada birisi kapıya vurmaya başladı. Adeta kapıyla kavga eder gibiydi...

"Ed?" dedi Selin kısık bir sesle.

Ed'in olmasını umuyordu genç kız. Hemen ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledi.

"Kimsin?"

"Selin çabuk kapıyı aç. Ben Beril."

Selin kilidi çevirerek hemen kapıyı açtı.

"Ah Beril!" diyerek sarıldı genç kız.

Ama Beril, neden endişeliydi? Ed neredeydi? Yanında duran ikiz kardeşine baktı Selin. Egemen başının arkasını eliyle tutuyor, acı çekiyordu.

"Aman Allah'ım!.. Egemen sana ne oldu?"

İki kardeş odaya hızlıca girdi. Selin kapıyı kapatır kapatmaz kilidi çevirdi.

"Beril birşey söyle! Neler oluyor? Ed nerede?"

"Ed mi? En son seninle beraberdi diye biliyorum."

Selin'in başından kaynar sular döküldü. Kalbi hiç çarpmadığı kadar çarpıyor, aklındaki düşünceleri kovarak uzaklaştırıyordu. Kötü birşey yoktu. Ed şimdi gelecekti. Genç kız kendini umutsuzca sakinleştirmeye çalışıyordu.

Beril, nefesini kontrol etttiği an hemen söze girdi.

"Biz aşağıdaydık. Egemen ile ben..."

Korkudan kekeleyerek konuşuyordu Beril. Selin ise daha çok endişeleniyor, karşısındaki bu genç kızı pür dikkat dinliyordu.

"Araştırma yapıyorduk ve aynı zamanda sohbet ediyorduk. Sonra yanımdan aniden bir karaltı geçtiğini farkettim. Egemen farketmemişti. O arkası dönük, kitaplarla ilgileniyordu. Göz yanılması sanıp işime devam ettim. Birkaç dakika sonra mutfaktan korkunç bir ses duydum. Egemen'e sorduğumda o da sesi duymuş ve yanıma gelmişti. Korkmaya başlamıştım. Egemen'e kontrol etmesi için mutfağa gitmesini söyledim, o da mutfağa doğru ilerledi. Bekliyordum. Ama ne gelen vardı ne giden... Dakikalar saatlere dönüşüyordu. Egemen gelmeyince, dayanamayarak ona bakmaya gittim. Mutfakta baygın halde yattığını görünce çığlık attım. Onu ayıltıp salona geri dönerken mutfak dolabında bir yazı yazılı olduğunu gördüm."

Beril devam edemiyordu. Korkudan tane tane konuşuyor, ellerini birbirine geçirip duruyordu. Egemen ise baygınlığın etkisiyle neler olduğunu çözemiyor gibiydi.

"Evet Beril. Ne yazıyordu?" dedi Selin, korkunun bütün benliğini ele geçirişini izlerken.

Beril uzaklara dalmış o anı hatırlar gibi oldu.

"DAHA OYUNUN BAŞINDAYIZ."

Sessizlik yine kendini belli etmeye başlamıştı. Kimse konuşmuyordu. Konuşacak cesaret bulamıyordu.

Selin, dayanamayarak kapıya doğru ilerledi.

"Selin nereye?"

"Ed'in yanına. Burada bu şekil bekleyemem."

"Aşağısı tehlikeli... Ed şimdi gelir. Burada kal!"

Ama Selin dinlemedi. Kapıya doğru ilerledi. Kilidi çevirdi. Kapıyı açar açmaz çığlık atması bir oldu. Keny kapıda durmuş şaşkın şaşkın bir Selin'e bir de ikizlere bakıyordu.

"Ah Keny! Korkuttun!"

"Burada neler oluyor?"

"Ne yani, çığlıkları duymadın mı?"

"Hayır. Ben hiçbirşey duymadım. Birisi bana neler olduğunu anlatabilir mi?"

"Siz anlatın. Ben Ed'e bakmaya gidiyorum."

"Hayır Selin, gitme!!!"

Selin, Beril'in arkasından söylediklerini duymayarak hızla aşağıya doğru ilerledi.

Sonunda salondaydı. Etraf gayet sakin ve bir o kadar da korkunçtu.

"Ed, orada mısın?"

Selin salonda gözlerini gezdiriyordu. İçinden Ed'e birşey olmaması için dua ederken, sessiz adımlarla mutfağa doğru ilerledi.

Bu sessizlik, her zaman korkunç olmak zorunda mıydı?

"Ed..."

Yine cevap yoktu. Genç kız her sessizlikte daha da büyüyen korkusunu bastıramıyordu artık.
Ed'i biran önce bulmalıydı.
Sonunda mutfağa gelmişti ki, genç kız olduğu yerde donakaldı.

"Aman Allah'ım!!! Ed..."

Karanlıkta konuşuyordu siyah.
Hiç susmuyordu en derin sessizlikte...
Çırpınıyor, çırpınıyor...
Bağırıyordu...
Duyan yoktu.
Siyah, karanlıkta boğuluyordu.
Çırpınıyor, çırpınıyor...
Ölüyordu...
Gören yoktu...

Atiye

=20. BÖLÜM SONU=

UZAYLIWhere stories live. Discover now