OmA 🔴 5

13.5K 850 240
                                    


mm:Seray ^^

'Canım halay çekmek istiyo amk...'

Yine çalar saatle kick boks yaparak uyandım. Son çare doğrulup Türkiye'de yaptığım gibi saati elime aldım ve açık olan pencereden fırlattım. Allah'tan bu sefer kimsenin kafasına gelmemişti. Bir Barış vakasıyla daha karşılaşmak istemiyordum. Dün gece korku filmi izlediğimiz için Hazal yine yanımda yatmıştı.

Yastığımı alıp kafası ile ağzı yer değiştirmiş olan kuzenime fırlattım. ''Kalksana lan at kafası!'' diye bağırdım. ''Kurduğu çalar saate karşı verdiği amansız mücadeleyi bugün de kaybeden değerli insan: Sana da günaydın sevgili kuzenim.'' kıkırdadım. İstese güzel laf sokuyor kafir.

"Laf kalabalığı yapma kalk da bize kahvaltı hazırla bacım.'' kaşlarını çattı. ''Sen neden hazırlamıyorsun kıçımın kenarı?'' birbirimize mal gibi baktıktan sonra, ''İyi tamam kalkıp hazırlıyorum.'' dedi. Zaferimin getirdiği edayla bir sevinç dansı yaptım. Harbi lan ben New York'taydım...

Kalktım elimi yüzümü falan yıkadım. Beyaz bir kazak ve kot pantolon giydim. (Multimedia) Sonra da hemen gittim kahvaltımı yaptım, pislik Hazal da çok güzel hazırlıyordu kahvaltıyı. Yok bir şeyden değil de evde kalıcaktım ayıptır söylemesi. Bir gün Hazal'a bana yemek dersi vermesi için ikna etmeliydim.

Hemen giyindim ve Hazal ile birlikte kapıda bizi bekleyen 2 yavşak komşumuzun yanına koştuk.

''Selem.'' dedi Barış neşeyle. Yapmacık bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. ''Depremgöt'' dedim homurdanarak. Cem ve Hazal hunharca güldüler. Ne yani? Bir tek onlar mı anladı esprimi? Hadi ama okur güllerim, vicdansız mısınız lan siz? Her neyse.

Barış somurttu. ''Şunun tipe bak ya, maymun sıçan bok. Neşemizi kursağımızda bırakıyor anasını satayım.'' dedi homurdanarak. Dilimi çıkardım ve Hazal'ın tarafına döndüm. ''Niye neşeliydin ki? Sonuçta okula gidiyoruz.'' dedi Hazal tek kaşını kaldırarak. Cem 32 diş sırıttı. ''Benim kuzenimin partisi, var onlarda burada oturuyorlar sizde davetlisiniz.'' dedi. Hazal'la birbirimize baktık sonra yeniden onlara döndük.

''Tanımadığımız bir adamın partisine neden gelelim ki?'' dedik Hazal ve ben aynı anda. Cem kahkaha attı. Bunda kahkaha atacak ne var anlamamıştım. ''1.si o adam değil bir kız 2.'si 19. Yaş partisi günü 3.'sü de siz benim davetlimsiniz.'' somurttum. ''Kusura bakma valla ben evde film izleyeceğim. Hazal sen gidiceksen git kardeşim.'' dedim omuz silkerek.

Hazal da somurttu. ''Hadi ama asosyal bukalemunum, eğleniriz biraz.'' dedi Hazal yalvararak. Ya bu kız bensiz tuvalete bile gidemiyor mu? Cem de somurttu. ''Hadi ama Seray lütfen kırma beni.'' dudağımı ısırdım. Barış ''Lütfen Seray kırma bizi!'' dedi dilimi çıkarttım.

''Barış seni kırıyorum, Cem ve Hazal sizin için geliyorum.'' Barış somurttu. ''Allah belanı versin kendi bokunu yiyen bukalemun bozuntusu!''

Sırıttım. "Cık cık, aa çok ayıp Barış. İnsan hiç arkadaşına bela okur mu?'' dedim sırıtarak. ''Hayır tatlım arkadaşına bela okumaz, ama komşusunun evcil hayvanına okumayacak diye bir gerekçe yok değil mi?'' gözlerimi kısarak ona baktım. Aklı sıra bana laf sokacaktı. ''Haklısın o zaman sana bela okumamda bir sakınca olmaz.'' Dedim ve laf sokmamın verdiği edayla saçımı savurdum ve en önden üniversiteye doğru ilerlemeye başladık.

Tatlım demişti. Normalde bunu başka bir erkek söylese yanlış düşüncelere kapılabilirdim, ancak o söyleyince hiçte kötü bir kelime gibi gelmemişti.

Hazal hemen yanıma koşuşturdu. ''Valla sen çok kırıyorsun bu oğlanı, yok yani bir şeyden değil de hani evde kalırsan kıyıda köşede bu dursun bence.'' dedi koluma girerek. Gözlerimi devirdim. Evde kalmışım gibi konuşmalarından nefret ediyorum. Bir kere elimi sallasam ellisi, belimi sallasam yüz ellisi, gö- neyse tamam sustum.

Oh My Allah 🔴Où les histoires vivent. Découvrez maintenant